Kınamak, şimdiki zamanda adalet ve hakkaniyet adına en tutarlı yaptırım gibi görünür. Onun dışında olumlu görülebilecek bir tavır da yoktur. Kınamak başlı başına olumsuz bir eylemken konu geçiştiren, setreden, kapatan bir edim olur. Gerçeğin üstünü itina ile örter. Kim neyin sorumlusu kabul edilmişse tam da onu kınayıp üstünden atar. Pirüpak olur. Arınır.
Birine bir saldırı düzenlendiğinde böyle bir eylem itina ile kınanır. Yahudi, Gazze sakinlerinin üstüne bomba atıp çoluk çocuk demeden katlettiğinde kınanır. Biri birine hakaret ettiğinde hakaret eden kınanır. Kavgacı bir tavır sergileyen kınanır. Adalet sistemi başka hususlar için çalışır. Anlık olarak gerçekleştirilen ve olumsuz görülen her eylem kınanıp geçilir. Böylece her mevzu ustalıkla savuşturulur.
Kınanan eylemdir. Eylemi gerçekleştiren yakalanmışsa cezalandırılır. Ortamı gerim gerim geren, sağa sola nefret söylemleri saçan, üstü kapalı ya da açık tehditler savuran, meydan okuyan, yandaşını kayırıp gayrısından nefret eden, milyonlarca insanın ahını alıp, ahını almadıklarının duasıyla avunan kim varsa gerçekleşen eylemler ondan ağar. Arta kalan her isnat gider başkasına saplanır. Tüm kara sıfatları haiz olanlar, sütten çıkmış ak kaşık kesilip yağa bala dadanır. Bu durum her olumsuzluğa teşmil edilebilir ki adaletten sorumlu olan hukuka dair Antik Roma'dan bir söz söyleyip 'ne oldu rahatsız mı oldunuz' diye, eğitimden sorumlu olan inançlı nesil yetiştirmekten söz edip 'tabi şimdi birileri bunu istemez'le, ticaretten sorumlu olan 'hani nerde ticaret yapıyoruz, çıkar göster' diyerek nanik yapar. Onlar hiçbir surette sorumluluk taşımadığı gibi varlıklarını borçlu oldukları kişiler de olan biteni sallamaz. Bir değini olarak çok lüzum ettiğinde zaman zaman kınar.
Kınamak diplomatik, siyasal ve sosyal birçok derde devadır. Ancak hakikaten dert kendini göstermişse kınamak iktiza eder. Öyle olur olmaz işler için kullanılmaz.
Lanet dileyişin etkisi, romantik bir şarkının ritimlerine kapılmak gibidir. Çünkü bizzat lanet edilen o şarkıyı terennüm edenleri eğitmiş, sakinleştirmiş, ehlileştirmiş, kendisinden bile daha yahudi bir forma sokmuş olmalıdır. Elbette kurbanlarının çığlıkları ona ninni gibi gelir. Kurbansa, direnişte ısrar edip şehit düşenleri mağdur zanneder. Kurban olduğunu, Yahudi tarafından yönetilen bir hayata talim ettiğini, hakikatin değil yakınından kuytusundan bile geçmediğini anlamaz. Güya başkaları için hayıflanır. Ne başkalarının acısından haberi vardır, ne de acının nasıl bir şey olduğundan...