14 milyar dolarlık intibaktan sonra yeni intibak nasıl olacak

Emeklilikte intibak meselesinin ne anlama geldiğini 2000 yılı öncesi emeklilik intibakını önceki yazımızda izah etmiştik.

2000 yılı öncesi intibak yasasının SSK emeklileri ile Bağ-Kur emeklilerinin bir kısmını kapsadığının altını çizelim. Bu kapsamda 2,5 milyonu aşkın dosya işlem görmüştür.

Yapılan intibak sonucu artışlar o dönem itibarıyla 1 TL'den başlayıp, 342 TL'ye kadar çıkmaktadır. En yüksek artış miktarı oransal olarak 22,3'e tekabül etmiştir.

2000 sonrası için intibak yapılması hâlinde de tüm emeklilerin maaşlarında aynı oranda artış olmayacaktır.

Artış miktarları daha önceden yapıldığı gibi ödenen prim miktarı (SPEK) ve prim gün sayısına göre belirlenecek olup, sistemde çok kalan ve sisteme çok katkı veren emeklilerin maaşlarına yüksek artış şeklinde yansıyacaktır. Dolayısıyla düşük aylık alanlara yüksek, yüksek aylık alanlara düşük artış verilmesi söz konusu olmayacaktır.

1,9 milyon emeklimizin aylıklarında artış getiren intibak düzenlemesinin 2013 yılı maliyeti 2,7 milyar TL'dir.

Söz konusu maliyetin uzun dönemli projeksiyona göre ek maliyeti 20 yıl için 25 milyar TL olarak hesaplanmıştır.

Diğer bir ifade ile 2000 yılı öncesi emeklilere yapılan intibak iyileştirmesinden doğan ek maliyetin giderilmesi için 2034 yılına kadar 25 milyar TL ilave ödeme söz konusudur.

2013 yılı dolar kuruyla hesaplandığında intibak maliyeti 14 milyar doları aşmaktadır.

Peki 2000 yılı sonrası intibak elzem mi

Bu maliyetin üzerinden hükûmet kalkabilir mi

YENİ İNTİBAK ELZEM!

2000 yılı öncesi için, 2013 yılında yürürlüğe konan intibak düzenlemesinden sonra belirtilen tarihten sonra emekli olanlar için de intibak gündeme getirilmiştir. Aradan geçen 11 sene zarfında intibak talepleri sürekli ertelenmiştir.

Bu süre zarfında intibak yapılmayan bazı emekliler konuyu mahkemeye taşımıştır. Ancak bir netice alınamamıştır.

Buna rağmen 2000 yılı sonrası emeklilerin intibak talepleri hiçbir zaman dinmemiştir.

Keza özellikle 2018 yılından sonra aynı süreyle ve eşit kazanç seviyesinde maaşla çalışanlara eşit emekli aylığının verilmesi veya uzun süreli çalışıp yüksek prim ödeyene daha yüksek maaş ödenmesi şeklinde olması gereken maaş bağlama ve güncelleme sistemi âdeta infilak etmiştir.

Bu duruma gelinmesinde özellikle en düşük emekli maaşlarına hiçbir matematiksel-aktüeryal külfet-nimet dengesi gözetilmeden yapılan müdahaleler büyük tahribatlara neden olmuştur.

2019Ocak ayında yapılan düzenleme ile ödenmekte olan aylık tutarının 1.000 TL'ye 2020Nisan döneminde 1.500 TL'ye, 2022Ocak döneminde 2.500 TL'ye, 2022Temmuz döneminde 3.500 TL'ye, 2023Ocak döneminde 5.500 TL'ye, 2023Nisan döneminde 7.500 TL'ye, 2024Ocak döneminde 10.000 TL'ye ve en son temmuz ayında 12.500 TL'ye yükseltilmiştir.

Buradaki temel sorun en düşük maaşların artırılması değildir. Prim ödeme süresi ve ödenen primlerin miktarı dikkate alınmadan eşitleme yapılmasıdır. Örneğin asgari ücret üzerinden sadece 3600 gün primle emekli olan bir SSK'lı ile 9000 gün hatta daha fazla prim ödeyen Bağ-Kur'lu esnaf aynı taban maaş olan 12.500 TL almaktadır. Bu durumda sistemde uzun süre kalmanın anlamı kalmamaktadır.

Ayrıca son 5 yılda sadece düşük maaşlılar yüksek artışlarla ödüllendirilirken, uzun yıllar çalışmış yüksek ücretler üzerinden SGK'ya prim ödemiş olanlara aynı oranda güncelleme yapılmaması da sistemde uzun süre kalmayı anlamsızlaştırmakta ve kayıtlı kayıt dışılığa neden olmaktadır.