İtina ile parlatılmış jant kapakları göz alır, hevesliler motor gücünden ziyade nikelaja takılır.
Sizi bilmem, ben rastladıkça takılıyorum. Yurt dışında bilhassa Amerika'da çok iyi mekanikçiler var, bunlar ekseri kotlu montlu haytalar.Arazide yatmış, toprağa batmış antikaları arayıp buluyorlar. Bazı otomobiller de ahırda unutulmuş, amca meraksızın biriymiş anlaşılan, ya da vakti olmamış tamire bakıma. Ha yarın, ha sonra derken oto hurda, adam mevtaMirasçılar kanatlı kuyruklu muscle car (kaslı araba) sevmek zorunda değil ya, satar kurtulurlar çoğu defa. Üçüne beşine bakmazlar, aman bir an evvel defedelim, kalksın ortadan.Lastikler inmiş çürümüştür, camlar kir pas. Delikanlı nereden haber aldıysa çıkar gelir talip olur takaya. Ayaküstü bi' pazarlık, zaten rakam küçüktür, el sıkışırlar kolayca.Bu çocukların kamyonetleri (truck) olur, takar vince götürür ve macera başlar.Evlerinin bahçesinde garajları vardır, garaj derken abartmayın, farz edin ahşap baraka. İçeride atık yağ yakan bir soba ve bir hamak asılıdır kancaya. Rüzgâr önden girer arkadan çıkar, daima temiz hava.İlk bisikletini burada tamir etmiştir ihtimal, giriş o giriş, ayrılamamıştır bir daha. Kenarda çekmeceli dolaplar. Lokma takımları, levyeler, çekiçler, şaluma, havya, el taşlama Tezgâha raptedilmiş mengene ve matkap. İşi büyütenlerde cereskal da olur ayrıca.Kenarda çıkma radyatörler, karbüratörler, distribütörler sıra sıra. Raflarda eski farlar, stoplar, çıtalar, kutu kutu bobin, ampul, sigorta... İşe yarayacak tamponları, kontrol tablalarını ve direksiyonları çivilere takar, arkaya koca bir çukur eşer, eski lastikleri atarlar.EKMEĞİNİ ATIKLARDAN...Yeni alametin bagajı çöp evi andırır, kriko stepne ekseri zibil altındadır.Motor dallar yapraklar altında kaybolmuştur âdeta. Gevremiş kablolar, ipliklenmiş kayışlar. Havalandırma ağızlarında yemyeşil otlar.Başlasa bi kamyon çöp atacaktır ama önce anahtarları arar.Sahi nerede olabilir Küllüğe, koltuk ve güneşlik ceplerine, torpidoya, paspasın altına bakar, bulamazsa düz kontak yapar. Kapıları tel marifetiyle açar kapar.Sonra yağ çubuklarını çeker, rengi ve seviyesi ipucu verir motor hakkında.Radyatör kurumuştur, vurunca ekolu öter, davul kıvamında. Alttan devridaim borusunu söker, üstten hortum takar. Su önce kıpkırmızı pas, sonra sarı sarı akar, ne zaman ki rengi berraklaştı, tahliyeyi kapatır su ve antifrizle doldururlar.ÜÇ BEŞ YENİ PARÇAVantilatörü döndürerek ufak motor içi hareketler sağlar, maksat pistonlar yavaşça insin çıksın, yağ yürüsün kuytulara. Yatmış araba devirli çalıştırılmaz, yatak gömlek kurudur, çizilir yoksa.Bilirsiniz motorda iki şey takip edilir; elektrik ve benzin. Eğer bunlar silindirlerde buluşuyorsa araba çalışır. Çalışmıyorsa ya krank kesmiş ya da yatak sarmıştır. Astarı yüzünü aşacaktır, boyuna posuna bakılmaz, sökülür, doooru yedek parçaya.Batarya bitmiş tükenmiştir, olsun, elemanın sağda solda çıkma aküleri vardır, birini bağlar, olmadı uzatma çeker takviye yapar.Yuvasını spreyle yumuşatıp bujileri söker, üzerindeki yağ ve kurum sırlar fısıldar. Olmadı buji boşluğuna bir mikrokamera salar içine bakar. Varsa teknolojiden niye istifade etmesindir, di mi amaDistribütör kapağının rengi kaçmış, çatlamış, patlamışsa değiştirir, pahalı değildir nasıl olsa. Hem motorda yeni bir parça görünsün en azından.Yok temiz ise siler paklar, meme yapan meksefe uçlarını zımparalar. Benzin filtresi de ucuzdur, sıfırını takar.Bazen buji kafaları esnek kalır, şık şık oturur, çekerken flop flop ses çıkarırlar.GIVGIVGIV RIRRRN TATATA...Ardından karbüratöre el atar. Hava filtresini söker, üstten biraz benzin akıtıp marşa basar.Önce can sıkıcı gıvgıvvlar. Derken aksırıp tıksırmaya başlar, egzozdan patlama sesleri gelir, çalı çırpı, kıl tüy ne biriktiyse atar. İlk dumanlar gridir, çiğ benzin acı kokar. Endişe yok, rahatlayacaktır çalıştıkça... İcap ederse karbüratörü bir leğene yatırıp benzinle yıkar, kulaklarını çeker, kapaklarına basar, yakıtın fışkırıp fışkırmadığına bakar. Karbüratörün oturduğu yer yıprandıysa hem hava kaçırır hem benzin sızdırır dikkat! Ya yeni conta alır ya da eskisinden kopyayla çizer, falçatayla keser, oturturlar.Sonra tek tek kontrol eder, çalışmayan silindir var mı acaba Buji kablolarını sırayla çeker motordaki sarsıntıları okurlar.Delikanlı karbüratör üzerindeki vidalarla oynar, rölanti ayarını da yaptı mı düz pürüzsüz sarsıntısız bir devir yakalar. V8'lerin sesi şiir gibidir, güp güp vurur, anlayana saz.UFAK TEFEK MASRAFLA...İçindeki yağ, bal sarısı değil zifir çıkar çoğu defa. Kıvamsızdır su gibi akar. Seviyesi yeterli olsa bile yılların yorgunluğunu taşır, motora mafi fayda.Elini kirletmişken yağ filtresini de çıkarır, hurdaların toplandığı varile atar. Evet sayı, baban da mı basketçiydi abi yaDiyelim şanzıman yağı çilek kırmızısı, henüz berrak. Tamam dursun, işe yarar.Sonra arabayı takoza oturtur, tekerleri çıkarırlar.Balataları söker değiştirir, bilyelere bakarlar. Hidroliği ilave eder, frene basa basa havasını alırlar.Yatan arabaların lastikleri umumiyetle balon yapar, tabanı kayar. Çıkma da bulabilirler ama sıfırını takarsan arabayı cillop yapar. Hele beyaz yanak atılırsa.İtina ile ovulmuş parlatılmış jant kapakları göz alır daima, buna verdiğin mesaiye yanma, zira hevesliler motor gücünden ziyade nikelaja bakar.OVALA KOVALA...Ve sıra gelir temizliğe.Fitiller yıprandığı için yağmurda su almış, içindeki çul çaput çürümüştür ekşi ekşi kokar. Kurtlandıysa şaşma.Dökülen boyalar paslar sağda solda birikmiş topraklaşmıştır, sonra örümcek ağları ve nereden geldiği anlaşılmayan pamukçuklar. Çer çöpü kürek kürek alır, varillere doldururlar.Bazen bir yedek parça kutusu, gres yağı tenekesi, silecek lastiği, vantilatör kayışı çıkar.Sonra güçlü bir elektrik süpürgesi ile dip köşe temizler, emdirirler torbaya. Bir sürü böcek yumurtası ve tümenle larva.Öyle itinalı çalışırlar ki özenirsin. Verse de biraz ben yapsam.