Kırk elli sene evvel sokaklarda cıvıldayan Aynurlar, Şennurlar kaynana; Ercanlar, Bircanlar kaynata oldular.
Çanakkale'de yatan şehitlerimizin kabir taşlarını okursanız karşınıza bir sürü Mehmed çıkar. Kastamonulu Mehmed, Üsküplü Mehmed, Mardinli Mehmed...Mehmetçiklerin kimi Arnavut'tur, kimi de Uygur... Adriyatik'ten Çin hududuna.Anadolu'da dörtlemeler vardır pek yakışır dört oğlu olana. Evveli Ahmed, Mahmut, Muhammed, Mustafa Ebubekir, Ömer, Osman, Ali... Hanefi (Numan), Ahmed, Enes, Şafii... Cebrail, Mikâil, İsrafil...Azrail aleyhisselam da büyük ve güzel melektir sonraVe aylar, Sefer, Recep, Şaban, Ramazan... Kızlarda Şevval!Cuma, Arefe, Berat, Bayram, KurbanTemmuz (Tammuz) Sümerlerin "çoban tanrısı"dır, dommuz da ondan.Augustus ise bir Roma imparatorudur, tapınaklar yapılır adına."...TİN"Mİ "...DİN" MİBedreddin, Şemseddin, Nasreddin, Nureddin, Vecheddin, Taceddin, Selâhaddin, Sebahaddin, Seyfeddin... Yani dinin ayı, güneşi, yardımcısı, nuru, vechesi, tacı, selahı (salahı), sebahı (sabahı), kılıcı...Bunlar her ne kadar "tin" ekiyle nihayetlendirilince mana bozulursa da galat-ı meşhur lügât-ı fasîhi baskı altında tutar.Ehli Beyt âşıkları Ali, Rıza, Cafer, Haydar, Muhsin, Murtaza isimlerine bayılırlar. Hatta halkımız Hasan Hüseyin ve Ali Osman ismini birlikte koyar.Bizim kızlarımız ekseri Ayşe'dir. Bir o kadar da Haticeler, Kübralar, Zeynepler, Zehralar, Ümmügülsümler, Betüller, Fatımalar...Müslümanlar bütün peygamberleri sever, oğullarına İsa, Musa, Harun, Yahya, İbrahim, İsmail, Nuh, Âdem, İdris, İlyas gibi nebilerin adını koyar. Kızlarını da Meryem, Asiye, Zeliha, Hacer, Amine gibi asil isimlerle taçlandırırlar.Nebiler gibi veliler de unutulmaz. Hasan Basri, Ahmed Faruk, Bahaeddin, Abdülkadir, Şemseddin, Yunus, CelâleddinBir oğlu bir kızı olanlar Cavid-Cavide, Cemil-Cemile, Fahri-Fahriye, Macid-Macide, Münir-Münire, Naci-Naciye, Nuri-Nuriye, Sabri-Sabriye, Naim-Naime, Saim-Saime, Sadık-Sıdıka, Rabi-Rabia, Bedii-Bedia, Edib-Edibe, Tahir-Tahire gibi isimlerle aynı manaya vurgu yapar.Kerem ile Aslılar, Ferhat ile Şirinler, Yusuf ile Züleyhalar, Mecnunlar, Leylâlar...GÜL GÜLİSTANÇiğdem, Nergiz, Yasemin, Defne, Jale, Lale, Reyhan, Papatya...Çiçekli isimler hanımlara yakışır, hele güllü olursa...Gül sabah toplanır o vakit doğan bebek Gülderen olur. İkindi serilir, o zaman doğan ise Gülseren ya da Gülümser. Gece doğanlar Gülay, Gülümay.Ama çapa vakti doğana "rurp, pancar" konulmaz.Badegül, Bağdagül, Bahtıgül, Goncagül, Güldane, Gülbeyaz, Gülçin, Destegül, Gülnihal, Gülfidan, Gülcihan, Gülendam, Gülgün, Gülce, Gülsema, Gülsima, Gülfem, Gülhan, Gülizar, Gülnaz, Gülsüm, Gülsine, Gülşah, Gülbeşeker, Yazgülü, Ayşegül, Gülbanu, Gülbahar, Gülşen, Gülten, Güler, Gülay, Gülnar, Gülnur... Gülnur dedik de aklıma geldi. Bakın bu isimlerin çoğunu "nur" parantezine alıp kullanabilirsiniz ayrıca. Nuray, Nurten, Nurşen, Nurbahar, Nurbanu, Binnur, Ayşenur gibi..."Ay" parantezi açarsanız bir o kadar daha isim çıkar karşınıza... Ayten, Aynur, AysimaBir ara hanlar patlar: Erhan, Ayhan, İlhan, Gökhan, Oğuzhan, Bedirhan, Batuhan.Ee Han olursa Hakan da olur Kağan da. Emîr de, Melik de, Sultan da.RENK RENGİSTANVe sırada renkler ahenkler: Arapça ezraktan (maviden) gelen Azra, ebyaddan (beyaz) gelen Beyza, esvedden (siyah) gelen Sevda, ahmerden (kırmızı) gelen Hamra, ahdardan (yeşilden) gelen Hadra güzel isimlerdir. Bir de sarıdan gelen Safra vardır ki malum kese yüzünden kullanılmaz. Leylâ aynı mantıkla leyl (gece) kelimesinden türer ki şairler onsuz yapamaz. Elvan ise renkler demektir, alayını kaplar.Esmaü'l-hüsna Allahü teâlânın 99 güzel ismidir. Çocuklara konurken başlarına bir "abd" eki ilave edilir. Abdurrahman (merhamet eden Allah'ın kulu), Abdürrahim (Rahim olan Allah'ın kulu) gibi. Gafur (kullarının günahlarını bağışlayan) demektir ki tek başına kullanılamaz.Melek ismi kızlara yakışır, ayrıca Ayperi, Nurperi, Gülperi, Perizad, Perihan...Tanzimat'la birlikte isimler bir dalgalanma yaşar. Talâtlar, Ziyalar, Agâhlar...Bir dönem Fransızlar gibi çift isim kullanırlar. Tevfik Fikret, Ali Suavi, Halid Ziya, Cevad Rıfat, Fikret Muallâ...Sonra üç isim Ali Sami Yen, Selim Sırrı Tarcan...Derken bir Kemal modası başlar. Ali Kemal, Namık Kemal, Behçet Kemal...BOY BOYLADI, SOY SOYLADISoyadı Kanunu ile falan oğlu filan, ya da filancazadeler devri kapanır.Telefon rehberinde sayfalar dolusu Öztürk, Türkoğlu, Bozkurt görürsünüz ki soy ismi ayırıcı olmaktan çıkar. Herkes Aslan, Kaplan, Koç, Küheylan...Öyle ya Keçi soyadı kime uyarCumhuriyetle birlikte Kurtuluş, Ülkü, İlke, Utku, Cumhur, Özalp, Gökalp isimleri sıkça duyulmaya başlar.Bürokraside yükselmek isteyenler Atanur, Ataman, Atakan, Atabay, Zeki, Çevik gibi isimlerde karar kılar.Bir de emir kipinde isimler var: Yücel! Yüksel! Güven! Atıl!Emredersiniz Paşa'm!Hınçal, Vural, Öçal! Bu ne öfke yaYiğit, Dilâver, Bahadır, Levent, Şahsuvar, Tolga!OYA İP ATLABizim alfabelerimizde Oyalar, Sunalar vardı. Fiş yazarsın "Oya ip atla" "Kaya top oyna."Kaya! Yalın, Sarp, Yalçın.Kadınlar uyanıktır, Yontma Taş Devri'yle oyalanmaz, postu cilalısına yayarlar. Elmas nineler, Yakut hanımlar, Yeşim kızlar... İnci, Mercanlar...Lakin erkekler Tunç Devri'ne takılır kalır. Tunç, Tuncer, Tuncel, Tuncay ve Aytunçlar...Adı "tunç"lu çocuklar "tunç"tan heykellere çelenk bırakırlar... "Doktor doktor kalksana!.."Tunç'un bir ötesi Demir Çelik.Zerrin, Zergün, Sim-u zer Zer altındır efendim, gümüş Fıdda.MOĞOL MUYUZMete, Atilla, Teoman gibi Türk hakanlarına dönüş anlaşılabilir de sahi babalarımız Timuçin, Cengiz, Kubilay gibi Moğol kağanlarında ne ararEmel Temel, Nimet Hikmet, Dilek İpek, Çetin Metin, Sevtap Mehtap, Çınar Pınar, Önal Ünal, Can Canan, Kenan Renan ikililerinde ortak mana yoksa da kafiye on numara. Bi' de aziz milletimin şiirden hazzetmediğini söylüyorlar."Gel tezkere" türküsü çığıran asker hanımları yavrusuna "Şafak" koyar.Bu arada "itibarlı isimler" ufak ufak erozyona uğrar. Ayşeler Ayşen, Ayşın, Ayça olurlar. Birileri İbrahim'i İbo, Mehmed'i Memo, Hasan'ı Haso diye yuvarlar, vebal alırlar. Güzel lisanımız 'Agop'ların merhametine kalır, yazmaktan imtina ediyorum yani o kadar.Nedense Türk filmlerinde Cabbar, Gaffar, Adil, Mennan ve Kadir gibi Allahü teâlânın isimlerini taşıyanlar "zalim ya da fırıldak" rolüne soyunurlar.