ABD, Manhattan Projesine 3 milyar dolar harcar (şimdinin 40 milyar doları) ve 140 bin kişi çalıştırırlar. Sovyetlerin böyle bir bütçesi yoktur, bir hain bulur hazıra konarlar.
Klaus Fuchs, 1911 Hessen Rüsselsheim doğumlu bir Almandır.Babası Emil, Lutherci bir papazdır, I. Cihan Harbi'nde orduda vazife alır, sonra pasifist ve sosyalist olur, Sosyal Demokratlara (SPD) katılır.Klaus ve kardeşleri bu yüzden mektepte "Kızıl Tilkiler" diye anılır, arkadaşları tarafından alaya alınır.Delikanlı yüksek tahsile babasının teoloji dersleri verdiği Leipzig Üniversitesinde başlar. Biraderi Gerhard ve kız kardeşi Elisabeth, Kiel Üniversitesinde matematik ve fizik okurlar.Ekim 1931'de anneleri HCl (hidroklorik asit) içerek intihar eder, çocuklar savrulma yaşar.Klaus FuchsFuchs siyasete vurur, SPD gençlik koluna kaydolur. Bilahare paramiliter (yarı askerî) bir örgüt olan Reichsbanner Schwarz-Rot-Gold'da bayrak sallar. Aşırılıkları yüzünden SPD'den atılır, o da KDP'ye (Komünist Partisi) kayar.Seçim evveli sağda solda nutuklar atar, NSDAP (Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi) mitinglerini sabote etmeye kalkar. Hatta birinde Naziler Klaus'u hırpalar, tekme tokat nehre atarlar.Hitler Ocak 1933'te Almanya Şansölyesi olunca Klaus Kiel'den ayrılır, çünkü burada Naziler baskındır. Berlin'e gider Kaiser Wilhelm Fizik Enstitüsüne yazılır.Gizli bir KPD toplantısı için bindiği trende, gözüne ilişen gazeteden Reichstag yangınını okur. Komünist militanın biri parlamento binasını kundaklamış, nefret toplamıştır. Orak-çekiçli rozetini yavaşça çıkarıp cebine atar. Bundan böyle kızıllar izlenecek, diplenecek, hesaba çekilecektir ihtimal.Paris'te katıldığı antifaşist konferansta tanıştığı İngiliz Ronald ve Jessie Gunn çifti onu Britanya'ya çağırır. Jessie, Imperial Tobacco'nun varislerindendir, Bristol Üniversitesine ciddi bağışlar yapar. Fuchs'u Nobel Fizik Ödüllü Sir Nevill Francis Mott ile tanıştırır. Prof. Mott, onu asistan alır yanına.Doğrusu işine sarılır, hatta Edinburgh Üniversitesinden Silezya Yahudisi Max Born'un yanında doktorasını tamamlar.MİLLETİNE DÜŞMANBabası Emil ise akademiden atılır, Lutheran Kilisesi'nin NSDAP'ye verdiği desteğe kızar, Hristiyanlık'tan da çıkar. Kızlarından Kristel vukuatı artınca Zürih'e kaçar, psikoloji okumaya başlar. Diğer kızı Elisabeth ise Quaker'ların desteği ile kapağı ABD'ye atar. Gustav Kittowski adlı bir komünistle evlenir ve Massachusetts Cambridge'i mekân tutar.Biraderi Gerhard ve yengesi Karin artık kime sataştılarsa iki yıl hapis yatar, sözde siyaseti bırakır, ticarete başlarlar. Kurdukları araba kiralama acentesi ile muhalifleri yurt dışına kaçırırlar. Naziler farkına varır, firmayı dağıtır, arabalara el koyar. Bunlar da soluğu Çekoslovakya'da alırlar.Klaus Fuchs, İngiliz tebaası olmak için başvursa da işleme konmaz. Neticede Alman'dır, şüpheyle yaklaşırlar. Hatta Man Adası'nda göz altına alınır, Kanada Quebec'te toplama kampına kapatılır. Ama fizik yayınlarını takip etmesine ve makale yazmasına mâni olmazlar. Prof. Max Born araya girince serbest kalır, ilk gemiyle Britanya'ya döner ve vatandaşlık alır kolayca.Bu arada İngiliz atom bombası projesi "Tube Alloys" için çalışan Alman asıllı Yahudi Rudolf Peierls ona sahip çıkar. Liderliğini ABD'nin yaptığı Manhattan projesine katılmasını sağlar. Peierls'in kefaletiyle aldığı kimlik kartı ona her kapıyı açar.Rudolf PeierlsKÜMESTEKİ SANSARFuchs, Los Alamos Laboratuvarındaki en mahrem yerlere girer çıkar, edindiği tecrübeyi, kopyaladığı dosyaları, Sovyet istihbaratında Sonya kod adlı Ursula Kuczynski'ye tokalar.Hâlbuki bazı bilgiler İngilizlerden bile saklanmaktadır, Niels Bohr dahi neler olup bittiğinden habersizdir o sıra.Klaus Fuchs basit bir teknoloji hırsızı değildir, plütonyum bombasının geliştirilmesine hız katar, içe patlama problemine kafa yorar. Çalışkandır, üstüne vazife olmadığı hâlde Edward Teller'ın üşendiği hesapları yapar, kritik hâle gelen mekanizmanın enerjisini tespit için farklı teknikler arar. Patlama dalgaları hakkındaki raporu klasiktir hâlâ.Savaş sonrası Britanya'ya döner ve Harwell Atom Enerjisi Merkezinde Teorik Fizik Bölüm Başkanlığı yapar. Bu arada Sovyetlerden Alexander Feklisov'la altı kere buluşur ve hidrojen bombası taslaklarını önüne koyar. Yetmez, Uranyum-235 üretimi ve Pasifik Eniwetok Atolü'nde tecrübe edilen plütonyum bombasının test neticelerini altın tepside sunar.Amerikan, İngiliz ve Kanadalı uzmanlar yıllarca didinmiş uğraşmış, yanlışlar yapmış, başa sarmışlardır defalarca. Onca hayal kırıklığı, bunca masraf. Sovyetlerin bu kadar kısa sürede nükleer silah yapmasına çok şaşar, elemanları takibe başlarlar. Yoksa bir bilgi sızdıran mı vardır aralarında.Düşünün ABD, Manhattan Projesi'ne 3 milyar dolar harcamış (şimdinin 40 milyar doları) ve 140 bin kişi çalıştırmıştır dile kolay. Rusların böyle bir bütçeleri ve bu sayıda elemanı yoktur, hazıra konmuşlardır ihtimal.BİR HAİN VAR AMA...Nitekim geriye sarar, eskileri eşelemeye başlarlar. Kimse de otomobil yokken Klaus'ta vardır, hani o alımlı Buick'la şehir dışına çıkmalar filan. Kibarca sıkıştırırlar, önceleri inkâr etse de MI5'den William Skardon samimi bir şekilde koluna girer ve "Bu sır aramızda kalacak" der, "Üniversitede çalışmaya devam edebileceksin, güven bana."Klaus zokayı yutar, itirafı yazar ve iş açar başına.Bu cürüm aslında ihanet-i vataniyyeye girer ve darağacı paklar ama o yıllarda Sovyetlerle müttefik oldukları için uzatmazlar. Gelgelelim Ruslar bir adım öne geçince panik başlar, elemanı tutuklar, yaka paça içeri tıkarlar.Ocak 1950'de hâkim karşısına çıkarılır ve 1942'den beri bilgi aktardığını saklamaz. Zaten deliller aleyhinedir, inkâr etmenin faydası yoktur bu saatten sonra.