Yegâne eğitim sistemin temel değerleri (3)

Büyük dava aslını, terk edip ana kaynak Kur'an'dan uzaklaşan Müslümanlar, zibil gibi dağınıktırlar. Kavmiyetçilik, mezhepçilik İslam âlemini harabeleştirmiştir.

Hâlbuki Kitabımızı, yerde ve göklerde kendisinden başka ilah olmayan yegâne Kudret Allah Teâlâ göndermiştir. Allah birdir. Kitabı birdir. Peygamberi bellidir ve birdir. O bir Allah, Peygamberine bile dinine müdahale yetkisi vermemiştir. Hiçbir beşerin O Kitaba müdahale etme hakkı da yoktur yetkisi de yoktur. İslam dini yalnızca Allah Teâlâ'ya aittir. "Uyanın İyi bilin ki, halis din yalnızca Allah'ındır." (Zumer:393)

O halde yalnızca Allah Teâlâ'ya ait olan halis dinin eğitim yöntemini de yalnızca O'nun Kitabından almak gerekir. İşte Fatiha, Alak, Müzzemmil, Müddesir, Lokman surelerindeki "eğitim tarzı" budur. Kur'an-ı Kerim'in diğer ilgili surelerindeki, açıklamalar da mükemmeldir. Bunun seviyede bir sistem yoktur. Şimdi Müddesir suresinin eğitim ile ilgili temel değerlerini gözden geçirmeye gayret edip bakalım. "Ey örtüsüne bürünüp yatan Peygamber! Kalk, azap ile korkutarak kötülüklerden çekindir. Rabbini tekbîr ederek zikret. Elbiseni temizle. Azaba götürecek günahtan uzak dur ve devam et! Muhtaca verdiğini çok bularak başa kakma. Rabbin için sabret. (Müddesir: 741-7) Şimdi ayetler ne anlatıyor görelim.

İslam davasında örtüye bürünüp davayı bırakmak, ciddiye almamak yoktur. Gizlenmek asla kabul görmemiştir. Öncelikle Peygambere verilen "kalk" emri aynı oranda müminlere de verilmektedir. Mümin daima kıyam halinde davasının hizmetini yapmalıdır. Bu emir, müminleri Kur'an hizmetinde daima canlı, heyecanlı, azimli ve dinamik tutmaya yeterlidir. "Azap ile inzâr etmenin " anlamı, azabı hatırlatarak kötülüklerden çekindirmek, demektir. İnanmış cinler bile bu görevi gönüllü olarak yapmışlardır. Daha İslam'ın ilk zamanında Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ilk tebliğ döneminde başlamışlardır. Delili, (Ahkaf: 4629) de zikredilmektedir.

Rabbini tekbîr ederek zikret. Tekbîr, zikirde canlanma, kıyam etme, şahlanma ve dava için hamle yapıp güç gösterme kararlılığıdır. Tarihi süreçte İslam ordularında Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den itibaren bugüne kadar devam etmiştir. Bu zikir insan ruhunun canlanmasında ve eğitiminin kıvam bulmasında çok etkili olduğu için orduları ibadet niyeti ile yapılmış ve kitleleri kaynaştırmıştır.