Lafügüzafcılara Haçlı kıyağı

Lafügüzafcılara Haçlı kıyağı

İlhan Oral

Önce "lafügüzaf" kavramını açıklamakla yazıma başlayacağım. Sonrada, çok kelimesi bile yetersiz kalacak vâhim bir ziyaret hadisesini irdeleyeceğim.

"Lafügüzaf" Farsça iki kelimeden tamlamadır. "Laf" kelimesi "söz" anlamına gelir. "Güzaf" ise Farsça'da boş, tutarsız ve değersiz anlamına gelir. Bu iki kelimenin birleşmesiyle oluşan "lafügüzaf", Türkçemizde "boş ve anlamsız" manasındadır.

Şimdi de "lafügüzafı, kim uygular" konusunu ele alalım. Sonra da bu konunun vahametini gözler önüne serelim. Konuşmak Kur'an medeniyetinde önemlidir.

Bugün sosyal medyada dini anlatmak için çok sayıda sitemiz vardır. Bu siteler genelde çok iyi niyetlerle kurulmuştur. Fakat sitelerin tamamına yakını meflûçtur. Dahası lafügüzafdır. Meflûçtur; bütün parçaları yerinden çıkarılmış darmadağınık motor gibidir. Bu dağınık motorun arabasını yürütemezsiniz. Çünkü parçalanmıştır, işlevsizdir, hükümsüzdür ve tamamen devre dışıdır. Onun için de Lafügüzafdır.

Şimdi tarihî bir olaya bakalım. Fatih Sultan Mehmed Han, İslam ordusunu Kostantiniyye surları etrafına yerleştirdi. "Cahidüfillahdur gayretum" deyip fetih cihadına başladı. O insanlık tarihinin en büyük olaylarından birinin fitilini ateşliyordu.

Sur içinde de kardinaller ve papazlar "melekler dişi mi, erkek mi," tartışıyorlardı.

Kadere bakın ki, o günün kardinal ve papazların halini bugünün müslüman sorumluları yaşamaktadırlar. Bugün sosyal sitelerimiz, vakıflarımız, derneklerimiz, cemaatlerimiz hatta nice yetişmiş insanımız, Allah davasının düsturu olan Kitabı yedeğe aldılar. Onun bahşettiği hayat sistemi dışında batıl bir hayata daldılar.

Münezzeh Allah, aslında müslümanlara tam yerinde ayar vermektedir. Müslümanların iman ettiklerini ispatlama hususunda onlara, ilgili kriterlerin bir kaçını sıralıyor; "Gerçekten mü'minler, ancak Allah'a ve O'nun Resûlüne iman edenler, sonra şüpheye düşmeyenler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad edenlerdir. İşte iman ettik sözünde DOĞRU olan onlardır" (Hucurat:49/15)

Bir diğer ayette de; "Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın ve birbirinizden ayrılmayın. Ve Allah'ın üzerinizde olan nimetini hatırlayın. Ki, siz birbirinize düşmanlar iken Allah kalplerinizi ülfet ederek birleştirdi. Böylece siz O'nun nimeti sayesinde kardeşler oluverdiniz. Sizler ateşten bir çukur kenarında iken sizi ondan çekip kurtardı. İşte Allah ayetlerini sizlere böyle açıklıyor. Ki hidâyete erebilesiniz."