Kur'an'dan kopuk Müslümanlar

Kur'an'dan kopuk Müslümanlar

İlhan Oral

"Kur'an'dan kopuk Müslümanlar," elbette ürkütücü bir ifadedir. Hiçbir Müslümanın da kabul etmeyeceği bir iddia, zannedilebilir. Amma bu doğrudur!

Genel olarak biz iddialarımızda, Allah Rabbimizdir. Rabbimiz tüm insanlığa hidayet rehberi olarak gönderdiği Kitabında her şeyi açıklamıştır. İnsan için gerekli olan hiçbir şeyi eksik bırakmadığını biliyoruz ve buna da inanıp kabulleniyoruz.

Ancak Kitabında hiçbir şeyi eksik bırakmamış olan Rabbimizin beyan edip açıkladıklarını yaşamaya da yanaşmıyoruz. Hayatî temel değer olan esasları ustaca görmezlikten geliyoruz. Kitabımızda ilimden, ibadetten sonra en çok üzerinde durulan konulardan biri itaattir. İtaat, her hak ve hakikatte şarttır. Allah'a itaat, Onun emri ile resullere, ulu'l-emre, ulemaya, ana babaya ve yetki sahiplerine itaat çok önemlidir.

İtaat cemi' sığası ile On dokuz kez zikredilir. İlgililere ciddi sorumluluk yükler. Bunlar nassı kat'idir. Bu Nassı kat'i deliller, Müslümanlara iman bilinci, birlik ve takvâ şuuru zerk etmektedirler. Bu emirlerden biri bizi her hâlükârda bağlayıp bütünleştirecek, güç sahibi yapacak hatta İslam toplumu oluşturacak niteliktedir. Sorumlu Müslümanları sürekli şiddetle silkelemekte ve sürekli olarak uyarmaktadır.

Bu ciddî ve hayatî uyarıları inanarak ayet mealini de düşünerek okuyalım;

"Ey müminler! Allah'a itaat edin ve Peygamber'e ve sizden olan emir sahipleri idarecilerinize de itaat edin. Eğer her hangi bir şey hakkında ihtilâfa düşerseniz, siz Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız o meseleyi Allah'a ve Resûlüne havale ediniz. İşte bu, daha hayırlıdır ve hem de netice itibariyle en güzel olanıdır." (Nisa:4/59)

Ayeti kerimede müminin net kimlik tespiti yapmaktadır. Müslüman bu kimliği taşıma zorunda olduğunu bilmelidir. Gelecek ayetlerde de yol haritası verilmektedir.

"Namazı kılın, zekâtı verin ve Resûle itaat edin ki rahmete erdirilesiniz." (Nur:24.56)

"Kim Resûle itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur, kim de yüz çevirirse üzerlerine seni koruyucu bekçi de göndermedik." (Nisa:4/80) Bunu Müslümanın unutma lüksü yoktur.

Bu İslamî hayat, okumakla başlayan ilmî gelişme, tevhid ruhu ile bütünleşme, kardeşlik inancı ile kenetleşme, cihad azmi ile ordulaşma ve emri bi'l-maruf ve nehyi ani'l-münker ile sosyalleşme meselesidir. Bu süreç herkes için geçerli ve elzemdir.

"Her kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse, Allah'tan kalp ürpertisi ile korkarsa ve O'na ittika ederek olgunlaşırsa işte iki cihan saadetine erecek olanlar, ancak onlardır."