Kur'an'a sadakatimizin ölçüsü (5)
İlhan Oral
Faiz, kazançların en dengesizi, en haramı, en iğrenci, en zâlimi ve en gâlizidir. Hayatın güçsüzlere taşıttığı ağır yüktür. Güçsüz muhtaçtır, güçlü çıkarcı ve fırsatçıdır.
Açgözlü doyumsuz güçlü çıkarcı ve fırsatçılar çok uyanıktırlar. Kumar masasında ileri düzeyde para kaldıranlardan daha çok ve sürekli faizden gelir sağlamaya özen gösterirler. Bunlar fırsatçı olarak piyasayı sürekli takip ederler, değerlendirirler ve hakları olmadığı halde her fırsatta sömürülerine devam ederler.
Fâkirin, fukaranın, emekçinin, kısacası tüm dar gelirlilerin gözyaşlarına bakmazlar. Hiç merhametleri yoktur. Fırsatı yakaladı mı bunlar merhametten nasip almamış, adaletten haberdar olmamış vahşiliklerini doyasıyla sürdürürler.
Bugün dünyanın fiyat ayarsızlığının, para değerlerinin dengesizliklerinin ve tümü ile ekonomik krizlerin yegâne sebebi faizdir. Konu ile ilgili İstanbul Beşiktaş'ta bir özel okul son sınıf öğrencilerinin hazırladıkları bir soru almıştım. Kısaca o soruyu ve cevabını sizinle paylaşmayı düşündüm. Derste faizi anlatacaktım. Önce soru aldım.
Bir öğrencim el kaldırdı. Hocam faize inanır mısınız Ben isterseniz soruda inanma kelimesini kullanmayalım. Öğrencim, hocam biz soruyu öyle hazırladık, dedi. Kabul dedim ve bir dersin tamamını sınıfa ayırdım. Faiz ile ilgili bilgilerini istedim, anlattırdım. Ertesi hafta derse başladık. Gençler beni çok iyi dinleyin. Bu dersimizde size dinî bir delil ya da ilgili bir açıklama yapmayacağım. Sâdece sizinle beraber bir hesap yapacağız. Bu hesaptan sonra kararı ben değil, siz vereceksiniz, dedim.
Bir çift ayakkabı üzerinden hesabı yürüttük. Bir çift ayakkabılık deriyi 30 liraya satın aldık. Detaya girmedik. Dericiler, toptancılar, imalatçılar, imalattan sonra toptancılar, perakendeciler ve tüketiciler arasında sermaye, kâr ve faiz oranlarını tablo halinde düzenledik. Ayakkabılar tüketiciye altı bin liraya ulaştı. Faiz oranlarını indirdik. Faizsiz fiyat üç bin liradan az olarak neticelendi. Çünkü faizin oranı o zaman 55 idi. Bu neticeden sonra öğrenciler bana bakıyorlar ben de onları gözlemliyordum.
Öğrencilerimden biri el kaldırdı. Buyurun dedim. Hocam biz soruyu size kasıtlı sorduk. Siz bizi nasıl ikna ettiniz dedi. Ben size bir soru daha soracağım. Hesap yaparken ben sizin rakamlarınıza müdahale etmedim, değil mi, dedim. Bir kız öğrencim, hocam deseniz ya biz her şeyde aldatılıyoruz. Geçende de bizi Kıbrıs meselesinde de öyle aydınlatmıştınız. Biz hayatın gerçeklerini nasıl öğreneceğiz,