Kalp eğitimi, olmayanın kalıbı bozuk olur. Bu bir hüküm değildir, İnsan varlık sahnesine çıktığından bugüne kadar kalbi hayatın lokomotifidir. Bu fıtrat kanunudur.
İnsanlık âleminin bir numaralı şahsiyeti Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem; "İnsan cesedinde bir et parçası vardır. O bozulursa bütün beden bozulur, o düzelirse bütün beden düzelir. Dikkat edin o kalptir." Bu ifadeleri ile kalbin genel durumunu fonksiyonel kapasitesi ile tanımlamıştır. Bu açıdan kalp eğitimi önemlidir. Kalp ile ilgili Tevbe suresindeki bir ayeti kerimede rabbimiz şöyle buyurur;kalplerinde küfür ve nifak gibi hastalık olanların pisliklerine pislik kattı. Onlar kâfir olarak ölüp gittiler. (Tevbe:9125) Bir başka ayette ise benzeri hastalıklar gösterilir;
Bunların kalplerinde küfür ve nifak gibi bir hastalık mı var Yoksa onlar şüpheye mi düştüler. Yoksa Allah'ın ve Resûlünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar Hayır, onlar o halleri ile zalim kimselerdir. (Nûr:2450)
Bu tür kalp hastalıklarına kapılmış ve kalbinin hastalıkları yüzünden her şeyi kötüye giden insanların yüz üstü bırakılmamaları aslında bir insanlık borcudur. Aslında bu önemli görev başta peygamberlerin aslî görevlerindendir. Onlardan sonra Allah'ın vahdaniyetine, gönderdiği dinin tevhid dini olduğuna inanmış müminlerin terk ve ihmal edilmez görevleridir. Tevhid dini dışına taşmış ve uçsuz bucaksız çöllerde darmadağınık olmuş müslümanların bununla imana sarılmaları gerekmektedir.
Aksi takdirde kalbin manevî yönünün bakımı yapılmadığı ve eğitimi gerçekleştirilmeği için insanlar bir türlü toparlanamıyorlar. Kalp eğitimini ihmal ettikçe bütün hayat ters gidiyor. Hayatın ters gidişini önlemek için de yönetimler, insanlara yaptırım uyguluyorlar. Yaptırımlar, suçu önleyemiyor. Hep yetersiz kalıyor ve suçlar artarak yaygınlaşıyorlar. Yaptırımlar da yetersiz kalınca ceza veriliyor.
Cezalar artırılıyor. O da yetmiyor. En ağır uygulanan cezalar da suçları önlemiyor, suçluları caydırmıyor. İnadına suçlar artarak katmerleşiyorlar.
Bugün "ağırlaştırılmış yüzlerce yıl cezalar veriliyor." Neticede hiçbir alanda ayar tutmuyor. Faizciler, soyguncular, dolandırıcılar, hırsızlar, "hançerciler" arttıkça çoğalıyorlar, sınır tanımaz oluyorlar. Diğer tarafta aile ufalanıyor. İnternete ilan verip çocuğunu satan analar türüyor. Evlatlar, ebeveynlerine televizyonlarda sırtlanlar gibi saldırıyorlar. Öfke patlaması ile aile ve akraba bireyleri birbirleri ile gladyatör savaşı yapıyorlar. Aile mahremiyeti ayaklar altına seriliyor. Akraba bağları çürüdü, döküldü.