İmansız ibadetsiz ve infaksız İslam hayatı

İmansız ibadetsiz ve infaksız İslam hayatı

İlhan Oral

İmansız, ibadetsiz ve infaksız İslam hayatı nasıl olur, muhakemesini yaparak gerçeğe ulaşmaya çalışalım. Hele bunların ilimsiz gerçekleşmeyeceğini düşünelim.

İnsanların bilgileri sınırlıdır. İnsanların bilgileri önce verilen sonra da geri alınan birikimlerdir. Bu birikimler insanın yaratılışı ile başlar. Gelişme ile artar. Yaşlandıkça bilgiler yavaş yavaş gerileme sürecine girer. Bu vesile ile insan sürekli olarak bilgilerini tazelemelidir. Aksi takdirde maksat olan kalp eğitimi tamamlanamaz.

Kalp eğitiminin gelişip gerçekleşmesi için Rabbimiz Allah Teâlâ ayarlamıştır. Rabbimizin verdiği ayarı itina uygulamamız gerekir. "Ey müminler Allah'ı çok zikredin. Ve O'nu sabah akşam tesbih edin." (Ahzab:3341,42) Müslümanlara bunlar unutturulmuştur. Buna rağmen Rahman ve Rahim Allah Teâlâ bedenin beslenmesi sabah akşam olduğunu ayarlamış; Orada faydasız bir söz işitmezler, ancak selâm işitirler ve onlar için o cennette sabah ve akşam rızıkları da vardır. (Meryem:1962)

Allah Teâlâ kanununda beslenmenin sabah akşam olduğunu beyan ederken zikrin de sabah akşam olarak programladığını bildiriyor. Cenab-ı Hak zikrin nasıl yapılacağının da talimatını veriyor; Allah sizlere bilmediğiniz şeyleri nasıl öğretti ise Onu öğrettiği gibi zikrediniz (Bakara:2239) Allah Teâlâ'nın öğrettiği zikrin dışında yapılan zikir, kalbi eğitmiyor. En çarpıcı niteliği ile müslümanları "tevhid" sistemine yaklaştırmıyor. Yüzlerce farklı zikir tarzı insanı sıkıntıya sürüklüyor.

Doğrusu hangisi, dedirttiriyor. Elbette cevabı yine Rabbimizden geliyor. Kalp ancak zikir ile eğitildiğine göre onu en iyi bilen elbette Yaradandır.

İman edenler için hâlâ zamanı gelmedi mi ki, kalbleri Allah'ın zikri için ve Hak'tan nüzul eden Kur'an için havf ve haşyet içinde yoğrulsun Sizden önce (müminler, kendilerine kitap verilmiş olanlar gibi olmasınlar. Onların üzerlerine uzun zaman geçti de kalbleri katılaştı. Onlardan çoğu fâsıklardır. (Hadid:5716)

Ayeti kerimede görüldüğü gibi geçmiş kavimlerden niceleri zikir ibadetini ihmal ettiler, günahkâr fâsık oldular. Rabbimiz Allah Teâlâ bizi de uyarıyor.

O yalancıların üzerlerine şeytan galip geldi de onlara Allah'ın zikrini unutturdu. Artık Onlar, şeytanın askerleridir. İyi bilin ki şeytanın askerleri, ziyana uğrayanlardır. (Mucadele:5819) Buna karşılık; Her kim iyilikte iyilik ehli olduğu halde yüzünü Allah'a döndürerek teslim olursa, en sağlam kulpa yapışmıştır. Her şeyin sonu Allah'a döner. (Lokman:3122) Kalp eğitimi yapmadan yaşayan insan şeytandan kurtulamaz.