Devlet âdil olmazsa ne olur

Devlet âdil olmazsa ne olur

İLHAN ORAL

Aslında adalet, kâinattaki dengeler sisteminin kıvamında mükemmel halidir. Deforme olmaz. Sarsılma ihtimali yoktur. Karışık bir görünüm vermez, izafileşmez.

Kâinat denilen uçsuz bucaksız âlemin sistemi bu denklem üzere kurulmuştur. On beş milyar yıllık bir süreçten söz ediliyor. Bu dengeler sistemi olan adalet o günden bugüne kadar süregelmiş ve yer küremizde de doğal akışı devam etmiştir. Bütün bunlara rağmen insan doğal dengesini kuramamış sürekli yalpalamıştır.

Bu yüzden de nice kavim, nice toplum, nice devlet ve nice medeniyet adaletten uzaklaştıklarında helak olmuşlardı. Bunlar sürekli olarak fıtrat zıddına çalkantılar, sarsıntılar yaşamışlar. Bu yüzden de ne soy, ne devlet ve ne de medeniyetleri kalmıştır.

Akıllı varlık olması ona bir fayda sağlamamış nice kahredici afet ve felaketlerle silinip gitmişlerdir. İnsanlar adaletten ayrılmayıp hayatın her alanında dengeli olarak yaşamaları aslında kendileri için daha çok faydalıdır. Bunun zıddına toplumun yetkili olan sorumluları veya musluk başını işgal etmiş görevliler eşit paylaşıma özen göstermedikleri takdirde toplum katmanları arasında sınıflaşmalar anormalleşir.

Bugün nice yetkili kişi ve devlet kurumu birçok alanda temsil ettikleri millet ile gelir paylaşımında orantısız olarak ara açmıştır. Bu dengesiz gelişme aşılması güç bir engeldir. Kaldı ki, paylaşımdan hisse alma peşinde olup heyecanlananlar "kırmızı kartla" meydana çıktılar. Mağdûr olup, toplumu mevcut iktidarı çökertme rolündeki yetkili için mendil açmaya başladılar. Çünkü ilgili, gerçekten vergi zulmü ile dar gelirlinin ümüğünü sıktı. Her şeyde olduğu gibi vergide de bir limit vardır. O "haktır."

"Hakkın dışında ne varsa zulümdür." Zulüm ise zevale mahkûmdur.

Aslında böylesi artarak gelişen zulümler birer sinsi proje izlenimi vermektedir. Açıkçası bunlar da temel boşaltma hamlelerdir. Onun için bu icraatlar Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan'ın önüne kurulan birer sinsi tuzaktır. Kendilerini de teşhir etmektedirler. Dahası onun gölgesinde devleti, çıkar devşirme peşinde olanlar da işi tarihi dönüm noktasına sürüklemektedir. Bu da adaleti berhava ederek ne hale düşürdükleri de dedikodulara malzeme olarak kullanılmakta ve yıpratmaktadırlar.

Başka çıkarcıların, "batan geminin malını" talan etme hayalleri kurmalarına sebep olmaktadır. Bütün bunlara bir de kendilerini