Aile Yılı ve Cumhurbaşkanının gayreti

Aile Yılı ve Cumhurbaşkanının gayreti

İlhan Oral

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN, 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etti. Üzülerek ifade ediyorum. Yalnız aile değil, genel eğitimde çok zaman kaybettik.

Üstelik insan eğitimi yapabilecek kaliteli eğitimcilerimizi de yetiştiremedik. Buna rağmen çok anlamlı bir teşebbüs olarak kabul edip milletçe sahiplenmeliyiz. Ancak "Aile Yılı" nasıl gerçek rayına yerleşeceğini bilmezseniz, bu hizmeti yapmanız mümkün değildir. Temel değerleri bilmeden hiçbir ciddi projeyi gerçekleştiremezsiniz. İşin en garip tarafı, bu işe bilen de bilmeyen de, anlayan da anlamayan da kurtarıcı kesilmiş, her kes uzman rolünü üstlenmiş kısır bilgi kırıntıları ile kurtarıcı olmuş.

Şimdi bakın Cumhurbaşkanı temelde nelere dikkat çekiyor "Eylem Planı kapsamında aile kurumunun önemini vurguluyor. Aile içindeki birlik ve beraberliğin korunmasını dile getiriyor. Mevcut riskler karşısında ailenin topyekûn desteklenmesini hatırlatıyor." Bu endişeleri dile getirirken nelere dikkat çektiği anlaşılmaktadır.

Şimdi biz akıllıca düşünelim. Daha ilk insan Hazreti Âdem aleyhisselam ve zevcesine, şeytan düşman oldu. Amma düşmanlığını gizledi. Kurduğu tuzakları ciddi boyutları ile uyguladı. Biz bunu bugün güncelleyelim. Kapsamlı anlamaya çalışalım!

Sonra şeytan, ikisine de onların kendilerinden örtülmüş olan avret yerlerini onlara acı vermesi için vesvese vermeğe başladı. Ve "Rabbiniz sizi bu ağacın meyvesinden yemeyi, ancak ikinizin de melek olacağınız veya ebedî olarak burada kalıcılardan olmamanız için yasakladı," dedi. Bir de onlara: "gerçekten ben sizin iyiliğiniz için nasihat edenlerdenim," diye yemin etti. Onları bâtıl yalan sözle aldattı. Ağacın meyvesini tadıverdiler. Kapalı avret yerleri kendilerine görünmeğe başladı. Onların üzerine cennetin yapraklarından kat kat örtüverdiler. Ve Rableri ise onlara buyurdu ki: "Ben sizi bu ağacın meyvesinden yasaklamadım mı Şeytan, size apaçık düşmandır, demedim mi" (A'raf:720-22) Haramın harabelere dikkat!

Bu ilâhî ifadelerin mesajlarına dikkat ediyoruz. Feministler çeşitli vesile ve dönemlerde Şeytandan daha şeytanca projeler hazırladılar. Müminler arasında "fuhşu yayarak" onları kâfirleştirmeyi, zelil etmeyi, kişiliksiz bırakmayı ve aşağılık toplum halinde asimile edip kullanmayı tasarladılar. Bütün bu kirli ve pis kokulu icraatlarını, demokrasi, çağdaşlık ve laiklik kılıfları ile bize giydirdiler. Devam edip çalıştılar.