Ankara'dan başlayan gezi Ankara Kalesi, Alâeddin Camii, Arslanhane Camii, Şehirde Hacı Bayram semtinde Roma'dan kalma kalıntıları görebileceğimiz yerler. İstikamet Çorum'da Alacahöyük ve Boğazkale'dir. Ardından Gezi Kapadokya'ya yönelir. Göreme vadisi, Uçhisar ve Ortahisar. Seramik fabrikalarını ve dokuma merkezlerini gezip görmeniz tavsiye edilir. İkinci tur Konya. Mevlana Müzesi, Karatay Medresesi Selçuklu dönemi mimarisi hakkında fikir verir. Dönüş yolunuzu Niğde-Kayseri üzerinden yapabiliriz.
ANKARA'dan başlanacak bir geziden söz ediyoruz. Orta Anadolu, gündüzlerin sıcak, gecelerin tatlı serin olduğu bir yerdir. Ankara Kalesi bütün Küçük Asya'nın en orijinal eserlerindendir. Milattan önce 2. yüzyıldan Kelt bir kavim olan Galatyalılardan kalmadır. Tabii o yapı çok değişmiş Roma hâkimiyeti surları tanımaz Pax Romana barış devridir. İmparatorluğun ikiye ayrılmasından sonra Bizans eserleri dönemi eseri başlar. Nitekim eski Roma ve Helenistik kalıntılarının kalenin restorasyonunda kullanılması bunun göstergesidir. Kime karşı Şüphesiz güçlenen İran İmparatorluğu'na ve Müslümanların ilerleyişine karşı.
Selçuklu devrinde ayrı bir mimari bütün Orta Çağ İslam şehirleri içinde özgün bir idare olduğu için ahilik teşkilatının kalıntıları mimariye de yansımıştır. Selahaddin camilerinin Anadolu'daki nadir örneklerinden biri Alâeddin Camii, çarşının zenginliğini gösteren Arslanhane Camii, 12. asır Anadolu cami mimarisi için orijinal eserler. Şehirde Hacı Bayram semtinde Roma'dan kalma kalıntılar, çıkarılıp genişletilmesi gereken tiyatro salonu, tabii ki Augustus Mabedi'nin yanında 8. 9. asırda mimari imkânların kalıntısını görebileceğimiz yerler.
Haberin DevamıNADİDE BİR ÖRNEK
Şu üniversitenin başlangıç sezonunda Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ni, Hitit Müzesi'ni, Ankara Kalesi'ni ve saydığım Selçuki eserleri seyrettikten sonra istikamet Çorum'da Alacahöyük ve Boğazkale'dir. Boğazkale geniş bir alanda dağınık yerleşimin bir savunma sistemi içine alındığı nadide örnektir. Aslında Bizans'ın yani İstanbul'un Theodosius dönemi surlarının Yenikapı'yla Topkapı arasındaki örülüşü ve aradaki nadir yerleşme de bu dönemden bir miras gibidir. Ankara'nın bugün hisar altı, hisardaki bölümü, Bosna Mahallesi, eski çarşısı bu yapılanmaya bir örnektir. 1930'dan sonra yapılan eserlerin ayrı bir güzelliği oluşu gibi. Ankara Kalesi ve Ankara Hitit Müzesi bu kaynaşmayı gösteren zengin bir koleksiyondur. Ankara Hitit Arkeoloji Müzesi, Kemalist Türkiye'nin harikasıdır. Sırf turistlerin değil, bizim de gezip bilmemiz gerekiyor.
Haberin DevamıGezi Kapadokya'ya yönelir. Göreme vadisi, Uçhisar ve Ortahisar. Ihlara Vadisi'ni başka bir mevsime bırakıyoruz o Aksaray'a yakındır. Akşamları Kapadokya esintisiyle nefistir. Tabii seramik fabrikalarını ve dokuma merkezlerini gezip görmeniz tavsiye edilir. Dönüşte Nevşehir Sultanhanı arasındaki hanları ve tabii Sultanhanı'nda Alaeddin Keykubat Hanı'nı, ki kervansarayların en muhteşemidir, görerek avdet.
SELÇUKLU MİMARİSİ
İkinci tur Konya. Konya'nın içinde Mevlana Müzesi, İnce Minare Medresesi, Karatay Medresesi Selçuklu dönemi mimarisi hakkında fikir verir. Konya civarında Beyşehir Gölü'ne uzanalım. Kubadabad yazlık sarayı Selçuklu hükümdarlarının kalıntısıdır ve önemli bir milli saraydır. Gölün etrafında Hititlerden kalma Eflatunpınar (Helenizm öncesi ilk nympheum örneği) ve beylikler döneminin önemli abidesi olan Eşrefoğlu Camii gezilecek yerlerdir. Beyşehir Gölü'nün nefis balıklarının tadına varacaksınız.
Haberin DevamıGezinin devamı için Karaman'ı ve Torosları kullanmanızı tavsiye ederiz. Toroslardan Silifke'ye iniş ayrı bir keyif. Ama onu eylül ayına bırakın. Dönüş yolunuzu Niğde-Kayseri üzerinden yapabiliriz. Kayseri'nin kalesi maalesef artık tahrip görmesine rağmen, eski mahalleler bilhassa bugün Kayseri Kalesi'nin hemen civarındaki pazar yerini, müzelere bakmak, Kültepe Müzesi'ni tanımak gerçekten bir ihtimaldir. Kültepe, Hitit medeniyetinin ortaya çıktığı kazılar ama yazılı medeniyet yanı başında Asurilerin Kaniş ve Kaniş Karunu dediği ticaret kolonisidir. Asıl oranın buluntuları önemlidir. Kayseri bugün Orta Anadolu'da mutfağı, müzesi ve şehri hayatının canlılığı bakımından gezilecek yerlerden biri. Bu yaz sonunun devşirme vaktinde Erkilet bağlarını ve Talas'ı ziyaret, eski Kayseri'nin bağ hayatını incelemek ve ürünlerinin tadına varmak için tavsiye edilecek bir bölgedir.
Haberin DevamıHaftaya Güneydoğu gezi planını ve Doğu Akdeniz'i ele alacağız...
ZEYTİN HASADI
BU yıl, tabiatın bir neticesi ve zeytinliklerin tahribi gibi nedenlerle zeytin üreticisinin yüzü gülmüyor. Bunun başlıca nedeni tüketim miktarıdır. Türkiye'de kişi başına zeytinyağı tüketimi 700-800 gram civarında ölçülüyor. Oysa yakın zamanlarda zeytini rüyasında gören ülkelerde dahi (örneğin Almanya) kişi başına tüketim 7 kg civarındadır.
Zeytin ve zeytinyağı tüketiminde kitlelerin alım gücüne güvenmek doğru değildir ve serbest piyasa kurallarına göre zeytin ziraatını sürdürmek de mümkün değildir. Çünkü ziraatte arz-talep kanunu bildiğimiz gibi işlemez. Gerek iklim gerekse piyasa şartları bu dengeyi sürekli bozar.
Haberin DevamıEskiden zeytin ve zeytinyağının başlıca müşterisi devletti. Ordunun, kışlaların, yatılı okulların ve öğrenci yurtlarının yemekhanelerinde kullanılan yağ; zeytinyağıydı. Bu sayede Türkiye'de zeytincilik yaşayabildi ve gelişebildi.
Şunun üzerinde duralım: Devletin hâkim bir zeytin ve zeytinyağı alıcısı olması, Türkiye bütçesi için ağır bir yük teşkil etmez. Bütçemiz açısından önemli bir miktar değildir ama Türkiye'de zeytin ziraatını ve zeytinlikleri korumaya yardımcı olur.
KURUMLAR ZEYTİNYAĞITERCİH ETMELİ
Bu nedenle ordunun, Millî Eğitim kurumlarının, fabrika yemekhanelerinin, hatta özel sektördeki bazı kuruluşların zeytinyağını tercih etmeleri şarttır. Devlet için bu zorunlu bir hüküm olabilir; özel kurumlar için ise belli bir miktar zorunlu kılınabilir, teşvik edilebilir. O zaman işler değişir. Hiç değilse belirli bir süre için Türk zeytinciliğinin buna ihtiyacı vardır. Hâlbuki böyle bir destek gösterilmediği gibi zeytinliklerin korunmadığı da görülüyor. Gelir getirmeyen zeytin ağaçları ya tahrip ediliyor, ya inşaatlara bırakılıyor, ya da madencilik yapmak isteyenlere fazla itiraz edilmiyor.