Balkan gezisi

Bu hafta İstanbullu işadamları Tolga Mercan ve eşi Selay Hanım, Ahmet Eler ve Salih Boz'un tertiplediği bir geziyle Batı Trakya'ya geçtik.Selanik'te Başkonsolos'umuz Efe Ceylan bizi candan bir şekilde karşıladı. Donanımlı bir sunum yaptı. Atatürk'ün evinde 15 Kasım itibarıyla gecikmiş bir Atatürk günü yaşadık. Daha sonra Trakya'daki bazı köyleri gezdik.TRAKYA KÖYLERİ ÖNEMLİProgramın bence ilginç yanlarından biri; oradaki soydaşlarımız kadar mübadeleyle gelenlerin oturduğu Moustheni köyünü gezmekti. Dağların eteğindeki güzel köyün ana meydanı halen cami adını taşıyor. Doğrusu bizi sıcak bir şekilde karşıladılar. Köy sakini hanımların çoğu Anadolu'dan geldikleri yeri hatırlamıyorlar. Hafızası iyi bir bey, daha çok Balıkesir, Yalova mıntıkasından geldiklerini söyledi. Bizi karşılayan köyün hanımlarından birinin sesi Maria Callas'ı andıracak kadar yüksek volümdeydi. Gelecek ziyaretimizde Gümülcineli Mustafa Bey ve TRT muhabiri Necat Ahmet Bey ile Gagavuz Türklerinin köylerini gezeceğiz. Trakya köyleri mutlaka bizim için çok önemli. Trakya'nın renkli kültürel yapısının muhafazası üzerinde durmalıyız.Haberin DevamıTürkiye, Lozan Antlaşması'yla Batı Trakya'daki ve 1912'den beri de Bulgaristan'daki Türklerin kültürel korumacılığını üstlendi. Bulgaristan ile şu sıra önemli kültürel sorun yaşanmıyor. Yunanistan ile olan problemin ana noktalarından biri ise Türk azınlığının isminin ısrarla Müslüman olarak gösterilmesidir. Bu ifade ile etnik kültürel hakların talebinde zorluk çıkarılıyor. Nüfus azalıyor. Batı Trakya'nın çalışkan halkı, Avrupa Birliği'nin getirdiği imkânlardan istifadeyle Türkiye'dekinden daha iyi bir hayat sürüyorlar. Ne var ki bu halkın eğitim imkânları sınırlı. Bu sınırlılık onları Türkiye'ye ve daha hazini Avrupa'ya göçe zorluyor.Lozan Antlaşması'nın hükümleri arasında, mabetlerin ve ibadet gereklerinin korunması var. Bu nedenle yurtdışındaki Türkler arasında ezanın açıkta okunduğu bir yer. Ama bu dini kurumların istenildiği gibi serbest olması anlamına gelmiyor. Patrikhane ve Batı Trakya Müftülüğü konusunda uygulanan mukabele-i bilmisil hiçbir devletin ve hiçbir toplumun lehine değildir. Akdeniz'in doğu köşesinde hem uygar gelişmeyi hem de renkliliği savunma imkânı olan ülkeler vardır.Haberin DevamıTATLI SONUÇLAR OLMAZOrtadoğu'nun ve bazı Afrika bölgelerinin içinde olduğu kaosun burada tekrarlanması veya benzerinin kurulması hiç istenecek şey değil. Trakya bir bakıma sanayinin Doğu Trakya'daki gibi tahribkâr neticelerinin görülmediği yer; daha zengin ve dokunulmamış bir doğa var. Mesela bunu da örnek alabilmeliyiz. Hiç şüphesiz ABD'nin son silahlandırma faaliyetleri dünyanın bu parçası için hiç de tatlı sonuçlar getirmez. Bir müddettir ABD'nin kışkırtıcı politikaları, hem de sorumsuz davranma ve sıkışınca meydanı bırakma siyaseti o memleket için yenidir. Eski dünyanın bu meşum ve tatsız politikaya karşı dikkatli olması beklenir.ÇANAKKALE SAVAŞLARI ARAŞTIRMA MERKEZİÇANAKKALE Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, Çanakkale kordon boyundaki Whittall Konağı'nı araştırma merkezi olarak düzenledi. Hem bu orijinal binanın korunması, yeniden restore edilmesi hem de 'Çanakkale muharebeleri'yle ilgili evrakın burada derlenip hem tetkike hem de geniş kitlenin okumasına hazırlanması başarılı bir örnek.1915'TEN İTİBAREN...Haberin DevamıYetkililerin verdiği bilgiye göre Araştırma Merkezi'nde Çanakkale muharebelerine katılmamış ülkelerde yayınlanan kitaplardan, savaşın tarafı olmuş İngiltere, Fransa, Malta, Hindistan, Cezayir gibi ülkelerden 1915 tarihinden itibaren 16 farklı dilde yayınlanmış 4541 kitap, 1000 aşkın süreli yayın bulunmakta. Osmanlıca eser, belge, harita, fotoğraf, kartpostal, kartvizit ve pul gibi yazılıbasılı kaynaklarla birlikte Çanakkale muharebelerine katılan askerlerin hayatta iken yayınladıkları ithaflı hatıra kitaplar, orijinal yazılı ve imzalı fotoğraflar araştırma merkezinin en nadide parçalarını teşkil etmekte.TARİHİN İZLERİ VARNihayet Whittall Konağı Çanakkale şehrinin kordon boyundaki seçme ve nadide binalarındandır. Onun üniversite şehrimizin istifadesine açılan bir merkez olması faydalı bir gelişme.Çanakkale'nin her köşesi 1914-15 muharebelerinin muhteşem kalıntıları dışında üç bin yıllık bir tarihin izlerini barındırıyor. Bütün bu mirasın gelişen şehrin kurbanı olmaması beklenir. Gerek Gelibolu Yarımadası'nda gerek Çanakkale tarafında bu mirasın korunması mühim binaların restorasyonu, üniversitesinin yardımıyla faal bilgi edinme merkezleri ve müzeler getirilmesi planlanmalıdır. Galiba şehirde görülebilecek olumsuz gelişmeler de bu şekilde önlenir.Haberin