Ayasofya bize Fatih Sultan Mehmed'in, Mimar Sinan'ın, son büyük restorasyonu yaptıran Sultan Abdülmecid'in emaneti. Altı-yedi yıl sonra bu mabedin 1500. yılını kutlayacağız. Restorasyon konusunda daha hassas davranmalı, her karardan ve işlemden önce kamuoyunu bilgilendirmelisiniz.
Ayasofya üç kere inşa edildi. İlk inşaatın sahibi İmparator Konstantin, vaftiz edilmemiş bir imparatordur. Arian mezhebine meyilleri olduğu için aslında çok imanlı Hristiyanların ihtiyatla yaklaştığı bir kişiliktir ama yine de bir Hristiyan imparatordur. Çünkü onlara bağlılık gösterdi ve onları himaye etti. İslam dünyası da onu vahdete eren bir Roma kayzeri ve mareşali olarak tanıyıp hürmet etmiştir. "Konstantiniyye" ismini Türkler de korudular. Bugün alerji duyduğumuz Konstantiniyye ismi, İmparator Konstantin'den değil; mütareke günlerinde şehre girerken Kral Konstantin'in adıyla densizlik yapan bir gruptan ötürüdür.
ROMA MİMARİSİNİNSON BÜYÜK ESERLERİNDEN
Haberin DevamıRoma tarihinin gerçek imparatoru ve gerçek Hristiyanı Justinianus'tur. Yunanca bildiği hâlde Latinceyi tercih etmiştir. Yeryüzü insanlığına kazandırdığı Codex Justinianus, onun meydana getirdiği Latince metinlerden oluşan Corpus Iuris Civilis (medenî hukuk külliyatı), kurduğu müesseseler ve nihayet Yunanca emirname derlemeleri, büyük bir miras bırakmıştır. Justinianus'un yaptırdığı Ayasofya ise 532 yılından beri oradadır. Altı-yedi yıl sonra bu mabedin 1500. yılını kutlayacağız. Mimarisi itibariyle bir Roma eseridir; buna Bizans mimarisi adını vermek yanlış olur. Zaten onun Ayasofya'sından sonra hemen yan tarafa bir de Küçük Ayasofya yapılmıştır. Bizans, hiçbir zaman bu yapıya ulaşamadı.
Mimarları Trallesli (Aydın) Anthemius ile Miletoslu (Milet) İsidoros'tur. Matematik ve geometri bilgisine dayanan bu şahane eser, birkaç kez çatlama ve kubbenin çökmesi gibi hadiseler yaşasa da Roma mimarisinin merkezi bir kubbe etrafında toplanan son büyük eseridir. Aynı şema üzerine yeniden bir mabet inşa edilebilmesi için 900 yıl geçmesi gerekti; dâhi mimar Filippo Brunelleschi, Floransa Katedrali'ni ancak o zaman yapabildi. Elbette daha da büyük dâhi Mimar Sinan'dır. Onun sadeliğe dayanan temiz, muhteşem mimarisi yalnız Türklerin değil, bütün dünyanın takdir ettiği bir mimaridir. Son büyük mühendisliği de Ayasofya'nın destekli yapısını sağlamlaştırmasıdır.
Haberin DevamıGÖZÜMÜZ GİBİ BAKMAKBİZİM VAZİFEMİZ
Şimdi daha çok inşaat işleriyle uğraşan bir şirket herhâlde bu işleri Anthemius hazretlerinden ve Mimar Sinan'dan daha iyi bildiğini zannediyor ki Ayasofya'nın içerisine 40 tonluk vinci sokup "Restore ediyoruz" diyormuş. Böyle bir binayı restore etme cesaretini nereden buluyorlar Cahilin cüreti aklınca taşıma maliyetini düşürmek. Daha önce benzer işler yapıp bir şeyleri mahvettilerse çıksınlar da ortaya koysunlar, hesap versinler. Maalesef biz böyle şeylere pek aldırış etmeyen, çabuk unutuveren bir toplum olduk.
Ayasofya bize Fatih Sultan Mehmed'in, Mimar Sinan'ın, son büyük restorasyonu yaptıran Sultan Abdülmecid'in emaneti. 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan Ayasofya'ya gözümüz gibi bakmamız bizim vazifemiz.
Haberin DevamıPapa XIV. Leo'nun ziyaret listesinde Ayasofya yer almıyor. Galiba 1204'teki Haçlı Seferleri'ndeki rezaletlerden sonra "Hiç değilse bu zamanda içeri girip de Ortodoks dünyasının da hışmını üzerime çekmeyeyim" diye düşünüyor. Bir pragmatizmdir; bizi ilgilendirmez.
İSİMLER UNUTULUR AMAFOTOĞRAFLAR HATIRLANIR
Bu memlekette Theodosius'un limanını bulan, Konstantin'in surlarının iç kısmını ortaya çıkaran, Yenikapı'da kazıları yürüten GAMA gibi inşaat firmaları da var.

14