Antik Anadolu ve zamanın Türkiye'si

Bugün eski eser kaçakçılığı, Hollywood'daki malikanelere, Avrupa'daki yeni zenginlere hizmet ediyor. Kaçakçıları takip eden birtakım küçük burjuvalar da geçtikleri yerde rastladıkları taşları, camları yağmalayıp götürmekte geri kalmıyor. Akdeniz havzasının en zengin eski eser ülkesi biziz. Bu konuda bilincimiz var fakat yetersiz. Türk halkı, eski eserlerine ve vatanın zenginliğine kendisi sahip çıkmalı. Ona yabancı gözle bakmamalı. Bazılarımız eski Yunanı, Bizans'ı dışlayabilir, bazıları da Osmanlı devrini dışlar. Böylece Küçük Asya'nın muhteşem mirası yağmacıların eline düşer.

Aydın'ın Çine ilçesinde Alabanda Antik Kenti olarak bilinen antik kalıntı, eski eser tabelalarıyla gösterilen, yönlendirilen bir kazı alanıdır. Maalesef Türkiye'de tespit edilen hatta haklı olarak ziyarete yönlendirilen birtakım merkezlerde gereken ilmi kazıların yapılmadığı bir gerçektir. Bu arkeoloji eğitiminde son 20 yılda yetiştiremeyeceğimiz ve tatbikatla besleyemeyeceğimiz sayıda öğrencinin alınması, hatta her yerde arkeoloji ve sanat tarihi adı altında güya her ikisinin de bir arada yapıldığı garip bölümlerin kurulmasıyla ilgilidir. Arkeologya dediğimiz zaman milattan önce 1200'lerden başlayan -bazı yerlerde 2000 bazı yerlerde daha da eski- ve geç antik devir dediğimiz 6. - 7. yüzyıla kadar uzanan bir dönemin belirli yerleşkelerdeki kazıları ve incelemeleri akla gelmelidir. Hiç şüphesiz ki klasikteki bu devir eserlerinin incelenmesi büyük ölçüde filolojik malumatı da gerektirir. Sıradan amatör kazılar Schliemann'dan beri yapılmaktadır. Schliemann dil bilmekteydi. Ama bunun epigrafiye kadar yayıldığını söylemek mümkün değildir. Kazı teknikleri ve arkeolojinin hassas kazıları üzerinde bilgi sahibi olmadığı bilinmektedir.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Zaman içerisinde Türkiye başta olmak üzere, Akdeniz havzasının en zengin eski eser ülkesi biziz ve bu bizim için büyük bir derttir (ama altından kalkmamız lazım), Yunanistan, İtalya, tabii Suriye kıyıları, İsrail, Lübnan, Mısır ve Kuzey Afrika bu gibi kaçak kazıların ve kaçakçıların ilgilerini yönelttikleri yerlerdir. Hatta bazı halde bu kaçak kazı veya eser kaçırma işine arkeologların da bir yerden bulaştığı bir sır değildir. Kaçak kazılara karşı yapılacak şey milli devletlerin eserleri koruma alanında örgütlenmesi ve aynı zamanda da bilimsel grupların bizzat kazıları yürütmesidir.


Alabanda Antik Kenti

ESKİ ESER BİLİNCİ VAR FAKAT YETERSİZ

Akdeniz'in eski eser alanlarını ve eski eserlerini koruma şampiyonu İsrail'dir. Her İsrailli on bin yıllık bir tarih kesitini vatanlarının ve milletlerinin mevcudiyetini ispatlayacak bir tapu olarak öğrenir. Bunda çok haksız da değildir. Eski Yehuda Krallığına kadar Roma devri ve çok daha yoğun olarak Osmanlı devri Yahudi mimarî ve kültürel tarihinin bir bölümsel zenginliğini meydana getirir. Şunu söylemekte fayda var, orada herhangi bir kaçakçının veya kaçak işleminin takipçisi sadece devlet değildir. Son Belçikalının yakalanması gibi örneklere İsrail'de pek rastlanmaz çünkü reaksiyon çok serttir. Zaten giriş çıkışlarda da havaalanlarında asayiş ve emniyet antiterör kontrol dolayısıyla eski eserler hatta rekonstrüksiyon ve taklit eserler bile incelenir, sorgulanır. Ülke içindeki arkeoloji eğitimi görmüş çeşitli grupların bu gibi faaliyetleri yakalaması, izlemesi çok sık rastlanan örneklerdir. Yani yanıbaşındaki ecdat mirası cami haziresine ilgisiz gözlerle bakan İstanbullular örneğine orada rastlayamazsınız. Fakat derece derece İstanbulluların, Antalyalıların, Yozgatlıların örneği bütün Akdeniz'de yaygındır. Mısır öteden beri yağmalanır. Arap Ortadoğusu bu konuda son derece ilgisizdir. Hatta İtalya gibi bir devlet bile zaman zaman çok acizdir. Türkiye'de eski eser bilinci var fakat yetersiz. Gerek devletin gerekse gönüllü grupların savunması çok düşük düzeyde kalıyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


Belçikalı turist çift, ülkelerine dönerken çantalarından çıkan Roma Dönemi'ne ait tarihi taşlar nedeniyle yakalanmıştı.

Bu, üniversite eğitiminin bahsettiğimiz problemi yanında ortaokula kadar eğitimin yayılamamasından ileri geliyor. Bizim kuşakta bazı genç gruplar çeşitli organizasyonlar dolayısıyla 14-15 yaşlarındayken uzmanlardan bu bilgileri edinmeye başladılar. Aynı şeyin tekrarlandığını ve yayıldığı maalesef göremedim. Kitlenin eski eserler ve tarihle ilgisinin uyandırılması iktisadi imkânsızlıklar içindeki eğitim reformunu hatta devrimini başaran Kemalist dönemindir. O dönemin romantizminin ve enerjisinin devam edemediğini de biliyoruz.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Çine ilçesindeki Alabanda Kenti çevresi, antik yerin nekropol (mezarlık) alanıdır. Burada adamların açıktan açığa gündüz veya gece fark etmeksizin kazı yapma cesaretini nereden buldukları tartışılır. Köylüler jandarmaya haber verdikten sonra iş ortaya çıkıyor. Basındaki fotoğraflardan izlediğim kadarıyla Helenistik devirle ilgili bir lahdin ortaya çıktığı görülüyor. Tarih iki bin yılı geçiyor. Nasılsa gömülü olduğu için fazla tahrip edilmeyen bir lahit. Bu gibi lahitlerin parçalanarak taşındığı bakidir. Batı müzeleri bunlarla dolu. Sadece müzeler olsa gene bir derece, hiç değilse müzelerdeki kalıntıları ilim dünyası envanterler yoluyla takip edip tarih yazmakta istifade edebilir. Bugün eski eser kaçakçılığı, Hollywood'daki malikanelere, Avrupa'daki yeni zenginlere hizmet ediyor. Kaçakçıları takip eden birtakım küçük burjuvalar da geçtikleri yerde rastladıkları taşları, camları, sadece eski eserleri değil botanik varlıkları da yağmalayıp götürmekte geri kalmıyorlar. Unutmayalım Türkiye'nin florası da endemik bitkiler bakımından çok zengindir.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

KÜÇÜK BURJUVANIN MERAKI TAHRİPKÂR OLUR