110. yılında Balkan Savaşı

110 yıl önce bu günlerde Balkan Savaşı'nın birinci faslı başladı. Feci bir yenilgiydi. Türk milletinin Rumeli'deki vatanının kaybolduğu, İstanbul, Ege ve bütün Anadolu coğrafyasının akıp gelen perişan göçmen kitleleriyle nüfus yapısının değiştiği, acı zamanların dışında bu nedenle yapıcı, olumlu sonuçların da ortaya çıktığı bir dönemdir.Son bin yılın tarihinde Balkanlar'ın en uzun sulh dönemi Osmanlı hâkimiyetidir. I. Murad'a Hüdavendigâr'a "İmparator-Tsar" unvanını kazandıran; 1389 yılındaki Kosova Savaşı Balkanlar'da Sırplarla Arnavutlar arasındaki etnik nüfuz alanını değiştirmiş, Edirne'nin batısındaki Trakya hâkimiyetini pekiştirmiştir. Bayezid devrinde ise Niğbolu Savaşı (1396) Balkanlar'da Osmanlı'nın yerleşmesini sağladı. Bundan evvelki dönem Balkan halkları arasındaki savaşların ve Doğu Roma İmparatorluk hâkimiyetinin Balkanlar'daki sarsıntı dönemidir.OSMANLI'YA KARŞI İTTİFAKBalkanlar Türk literatürüne Rumeli (Roma Toprağı) olarak geçti. Hiç şüphesiz Küçük Asya tarihinde Türklerin Balkanlar'a resmi sürgün yolu, fütuhat yoluyla bir nüfus taşımasının nedeni oldu. Gerçekte şunu da belirtmek gerekir ki Türk ve müslüman nüfus bazı bölgelerde yer yer üstün, bazı bölgelerde ise yerliler karşısında azınlıkta kalmıştır. Balkan ülkelerinin bağımsızlık alışı önce Sırpların, sonra Yunanların, nihayet Romen ve Bulgarların milli oluşumlarının tamamlanmasıyla mümkün oldu. Balkan Savaşı ilk defadır ki Balkanlı devletlerin bir ittifakıdır, Osmanlı'ya karşıdır ve eski imparatorluğun hâkimleri de sahneden çekilince sonuncu gibi görünüyor. Balkanlar önce İkinci Harp'te Alman hâkimiyetinin, harpten sonra da Yunanistan hariç Sovyet nüfusunun girdiği, bu nedenle Soğuk Savaş yıllarında soğuk bir sulh dönemini yaşayan yeryüzü parçasıdır.Haberin DevamıGünümüzde Balkanlar tekrar Avrupa Birliği'nin daha doğrusu bu vesileyle Almanya'nın iktisadi, siyasi nüfuz sahası haline dönüştü ama her zaman için rakip akımlar söz konusudur. Hırvatistan'da Alman nüfuzu ne kadar varsa Sırbistan'da Rusya'ya karşı bir sempati ve siyasal etkileşim söz konusudur. Yunanistan ise Avrupa Birliği'nin diğerlerine göre kıdemli üyesi olarak Bulgaristan'a tercih edilen vaziyettedir, aday ülkelere göre de kıdemli ağabeylik rolündedir.RUMELİ'DEN ANADOLU'YAHaberin DevamıŞurası bir gerçek; II. Abdülhamid döneminin Balkan ülkeleri arasındaki teke tek dostluk girişimi yanında bir yandan da Balkan komitelerinin her biri bir devlete bağlı gerilla gruplarıdır ve Yunanistan'ın Etnik-i Eterya'sı gibi diğerleri de kendi milletlerin istihbarat ve terör örgütleri olan cemiyetler Osmanlı İmparatorluğu'na karşı son savaşını verdi. Balkan Savaşı bizim tarihimizde siyasi gaflet, orduya siyasetin girişinin en hazin örneği olarak anılır. Türk milletinin Rumeli'deki vatanının kaybolduğu, İstanbul-Ege ve bütün Anadolu coğrafyasının akıp gelen perişan göçmen kitleleriyle nüfus yapısının değiştiği, acı zamanların dışında bu nedenle yapıcı, olumlu sonuçların da ortayca çıktığı bir dönemdir.Haberin DevamıFECİ BİR YENİLGİ110 yıl önce bu günlerde Balkan Savaşı'nın birinci faslı başladı. Feci bir yenilgiydi, ricatı yerine getiremedik. Politika komutanlar arasında işbirliğini darmadağın etti; hükümetle, parti ve ordu karşı karşıyaydı. Ebedi başkentlerimizden Edirne elden çıktı. Savaşın ikinci faslı, Balkan devletleri arasında (Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan) beklenen ve patlayan paylaşma