Çetin Altan Yaşar Kemal'i vatan haini diye ihbar etmiş

GAZETECİ yazar Mine G. Kırıkkanat'ın anılarını kaleme aldığı 'Barut - Her Şeyin Bedeli Var' kitabı Kırmızı Kedi tarafından yayımlandı. Kırıkkanat'ın hayat hikayesinin önemli bir bölümü gazetecilik yıllarını kapsıyor ve yakın dönem basın tarihinden tanık olduğu, yaşadığı olayları ilk kez anlatıyor.

Bir dönem birlikte olduğu ünlü gazeteci, yazar ve politikacı Çetin Altan'la yaşadıkları kitabın en renkli bölümlerini oluşturuyor. Çaylak bir gazeteci iken hayran olduğu usta gazeteciyle nasıl tanıştıklarını, ilişkilerinin nasıl geliştiğini, Altan'ın baskın karakterinin hayatını nasıl etkilediğini samimi bir şekilde anlatıyor.

Dönemin en popüler yazarlarından olan Çetin Altan'ın narsisizme varan kişilik özelliğinin onu gammazlık yapacak noktaya nasıl getirdiğini ilk kez anlattığı bir olayla örnekliyor Kırıkkanat.

Çetin Altan

1978 yılının sonlarında bir İsrail gezisine giden ve orada İsrail Başbakanı Menahem Begin'le görüşen Çetin Altan'ın bu seyahatten sonra zaten yüksek olan egosu tavan yapar ve "Nobel'i ben almalıyım!" demeye başlar.

Haberin Devamı

Oysa o yıllarda Nobel Edebiyat Ödülü'yle adı en sık anılan isim Türk edebiyatının büyük ustası Yaşar Kemal'dir.

Kırıkkanat; "Fransa'da üç romanı yayımlanmış, Küçük Bahçe'nin yayımlanmasını bekleyen Çetin Altan, gerçekten iyi yazar olmasına karşın, her şeyden önce edebiyat alanında verdiği eser sayısı sınırlı ve gazeteciliğiyle önde gidiyordu. Dolayısıyla 'Nobel'i ben almalıyım' çıkışına önce bir anlam veremeyip, şaşırdım" diyor.

Yaşar Kemal

GÖZÜMDEKİ DEĞERİSERBEST DÜŞÜŞE GEÇTİ

Mine Kırıkkanat'ın "Çetin'in İsrail gezisini izleyen bir yılda sabit fikir haline getirip salt benimle paylaştığı Nobel hırsı; 29 Ekim 1979'da onu gerçekten çok alçakça bir davranışa sürükleyecek ve gözümdeki değeri serbest düşüşe geçecekti" diye anlattığı olay ise Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda yaşanıyor.

1980 darbesine giden yıllar, ülkede pek çok ilde sıkıyönetim ilan ediliyor. İstanbul'da bunlardan biri ve o yılın Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu İstanbul Valiliği'nde veriliyor. İstanbul Valisi Orhan Erbuğ bizzat gazeteden telefonla arayarak Çetin Altan'ı da davet ediyor. Resepsiyonun ev sahipliğini İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Org. Necdet Üruğ'la birlikte yapıyorlar. Babıâli'de verilen resepsiyona, saat 19.00 sularında Çetin Altan ve Mine Kırıkkanat birlikte gidiyorlar.

Haberin Devamı

Kırıkkanat sevdiği adamın gözünden düşmesine neden olan olayı şöyle anlatıyor:

"Oradan Teşvikiye'ye geçip Ziya'da yemek yemeyi kararlaştırmıştık. Saat 20.00'ye doğru, Çetin vali ve komutandan izin istedi.

Vali Orhan Erbuğ ile Sıkıyönetim Komutanı Necdet Üruğ, içerde gösterdikleri saygıyı, dışarıda kapıya kadar geçirerek sürdürdüler. Hatta Çetin'in lafı bir türlü bitmediğinden, dışarıdaki birkaç adımlık merdivene kadar eşlik ettiler.

Tam merdiven başında, artık vedalaşmak üzere eller sıkılıyordu ki, Çetin Altan işaret parmağını kaldırıp salladı: 'Yaşar Kemal'e dikkat edin, vatan hainidir! Nobel'i alabilmek için Kürt milliyetçiliği yapıyor. Türkiye'nin başına iş açar. Devletin ne yapıp edip, Yaşar'ın Nobel'i almasına engel olması lazım


Warning: mysqli_close() expects exactly 1 parameter, 0 given in /home/koseyazarioku.com/public_html/themes/templates/footer_yazi.php on line 19