ŞEYH SADİ'DEN HİKAYE- GÜLİSTAN

Şeyhlerden birine derdimi anlattım ve dedimki: falanca adam benim hakkında fenadır,diye şahadette bulunmuş. Şeyh dediki: (sen iyiliğin ile onu utandır) NAZIM Sen iyi harekette bulunda, suiniyet sahibi kimse senin hakkında fena söylemeye vesile elde edemesin ve fırsat bulamasın. Çalgı doğru, düzgün ise çalgıcı akord etmek için onun kulağını büker mi Şam şeyhlerinden birine, ( tasavvufun gerçeği nedir diye sormuşlar.) şeyh şu cevabı verdi: vakti ile dünyada birtakım insanlar vardı. Zahiren dağınık ,fakat manaca toplu ve batınen mükemmel kişilerdi. Şimdi ise zahiren toplu ve mükemmel, fakat batınen perişandırlar. İşte tasavvuf denilen şey, o eski adamların halleridir; bugünkülerin değil. KIT'A Gönlün heran biryerlere kayıyorsa yalnız da olsa bir safa göremezsin. Malın, mevkiin, ticaretin, ziyaretin olsa da, gönlün Allah ile olduktan sonra halvette sayılırsın. HİKAYE Aklımda kalmış. Bir gece bir kervanla sabaha kadar yol gittik sabaha doğru küçük bir orman kenarında uyuduk. İçimizde Allahu taalaya sevgi ve bağlılığında dolayı cezbeye tutulmuş kendinden geçmiş birisi vardı. Seher vakti bir nara atarak çöllere doğru gitti bir nefes bile durup dinlenmedi. Gündüz olunca bir ara kendisine, bu ne haldir diye sordu. Dediki: kulak