PEYGAMBERİMİZİN BABASI NE ZAMAN VE NEREDE VEFAT ETTİ

Peygamber Efendimiz'in babası Hz. Abdullâh, izdivâcından kısa bir müddet sonra Kureyş'in bir ticâret kervanıyla Şam'a gitmiştir. Ticâretini bitirip dönerken yolda hastalandı. Medîne'ye gelince arkadaşlarına: "Ben burada dayılarım Neccâroğulları'nın yanında biraz kalayım." dedi ve bir ay orada kaldı. Dayılarının bütün gayretime rağmen iyileşmedi ve orada vefât etti. Medîne'ye defnedildi. Tâhiru'l-Mevlevî şöyle der: "Cenâb-ı Abdullah 25 yaşında iken garîb olarak vefât ederek Medîne'ye "Dâru'n-Nâbiğa"ya defn olundu. Burası hâlen mâmur olup Medîne-i Münevvere'de "Hâratü's-Sâha" denilen caddeye çıkan bir sokak içindedir." Hz. Âmine, kocası Hz. Abdullâh'ın vefat haberini alınca üzüntüsünden günlerce gözyaşı döktü, onun gibi birinin bulunmayacağını, herkes tarafından çok sevildiğini, çok cömert ve merhametli olduğunu ifâde eden mersiyeler söyledi. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin yetim olarak doğması, bir müddet sonra da annesini ve dedesini kaybederek baba terbiye ve himâyesinden uzak ve anne şefkatinden mahrum büyümesi tesadüf değildir. Hatta bebekliği bile âilesinden uzak bir şekilde Benî Sad çöllerinde geçmiştir. Bunun hikmetlerinden birisi, bâtıl ehlinin kalplere şüphe atmasına mâni olmaktır. İnsanların vehme kapılarak Allah Rasûlü'nün risâlet dâvâsına