HİNDİSTAN YOLCULUĞUM ve PUTPERESTLERİN SAPKINLIKLARI

Hindistan'da Sumenat tapınağında fildişinden yapılmış bir put gördüm. Cahiliyet çağındaki Menat putu gibi üzerine mücevherlerle işlenmişti. Putu yapan usta onu o kadar güzel yapmıştı ki, ondan daha güzel düşünülemezdi. O cansız sureti görmek için akın akın kervanlar geliyordu. Sadi, taş yürekli nasıl vefa umuyorsa; Hind'den Çine kadar büyük küçük herkes bu puttan iyilik bekliyordu. Her yerden şairler, hatipler gelip o sağırın karşısında diller döküp yalvarırdı. İnsan nasıl olur da puta tapardı Bir türlü aklım almıyordu. Sumenat şehrinde bir oda arkadaşım vardı. Tatlı dilli bir mecusi idi. Bir gün ona yumuşaklıkla dedim ki: Arkadaş! Ben bu memleketin işine şaşıyorum doğrusu. Nasıl olur da bu aciz putun karşısında böylesine kendilerinden geçiyorlar Bu sapkınlık değil midir Taptıkları putun elini oynatacak kudreti, ayağını kıpırdatacak kuvveti yok. Devirsen yerinden kalkamaz. Görmüyor musun Gözleri kehricandandır. Taş gözlülerden ise vefa ummak hatadır. Bu sözleri dinleyen arkadaşım fena halde öfkelendi. Sanki ateş kesildi. Beni düşman bildin. Gidip Mecusilere ve onları baş rahiplerine haber verdi. Mecusiler toplandılar Baktım ki bu işte hayır yok, durum kötü. Pazend okuyan mecusiler o kemik put için köpekler gibi üzerime havladılar. Çünkü tuttukları eğri yol onlarca doğru ve benim gösterdiğim doğru yol onlara göre eğri idi. Bir insan ne kadar ilim ve ırfan sahibi olursa olsun cahilin yanında cahildir. Kuyuya düşüp boğulmak üzere olan bir kimse idim. Çaresiz alttan almak, müdara etmek zorunda kaldım. Cahilin kinlenip köpürdüğünü görürsen, en doğru hareket uysallık göstermektir. Bende Mecusi Rahiplerinin en büyüğünü yüksek sesle övmeye başladım ve dedim ki; Ey Zend-Avesta kitabının büyük yorumcusu! Ben de bu putun şekline, şemaline hayranım. Ne güzel, ne kadar gönül çekici bir endamı var! Doğrusu sureti, dış görünüşü fevkalade. Lakin manevi tarafını bilmiyorum. Çünkü buranın yabancısı bir garibim. Garipler de iyiyi kötüden ayırt etmezler. Sen bu satranç oyununun süvarisisinin. Buranın Padişahı bile senden öğüt alır.Şu putun ne mana ifade ettiğini bana izah et ki, ona tapanların birincis ben olayım. Senin gibi bir bilgin takdir eder ki, taklit yolu ile inanmak bir nevi dalalettir. Bir yola ancak bilerek gidenler bahtiyar olur. Rahibin yüzü aydınlandı. Sözlerim hoşuna gitmişti. Bana dedi ki: ''