DOSTUN VEFASI...

Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri Ruhul-Beyanda zikredilen şu hadiseyi sohbetlerinde zaman zaman hatırlatırlar: Kıyamet gününde bir kul getirilir hasımlarını razı edecek bir haseneye ihtiyaç duyar. Bunun üzerine Cenabı Hak: '' Ey kulum! bir haseneye ihtiyacın kaldı. Onu bulursan seni Cennete koyarım. Git bak insanlardan iste, belki biri sana hasne bağışlar'' buyurur. O kul gelir, durumunu anlatarak babasından, annesinden ve arkadaşlarından bir hasene ister. Her birine ihtiyacını arz eder. Hepside: '' Bugün ben de o bir haseneye muhtacım!'' diyerek müspet cevap vermez. Kul mahzun olarak Ona: Ne getirdin diye sorar.O da büyük bir hüzün içerisinde: '' Ya Rabbi! Hiç kimse bana bir hasene vermedi'' der. Allah Teala bunun üzerine: '' Kulum, senin dünyada Benim için edindiğin bir dostun yok muydu buyurur. Bunun üzerine kul, bir dostunu hatırlar ve '' Falanca benim dostumdu'' der. Hak Teala o kimseyi dostuna ulaştırır. O da kendisine ihtiyacını arz eder. Dostu, Allah için olan muhabbetleri hatırına, dostunun ihtiyacı olan bir haseneyi ona bağışlar. Kul sevinir geri döner ve onları Rabbine haber verir. Allah Teala da şöyle buyurur: '' Dostunun sana bağışladığı o bir haseneyi kabul ettim. Onun hakkından da hiç bir şey eksiltmedim. Seni de, onuda, affettim.'' Allah için dostluğun ne büyük bir lutuf olduğunu gösteren, ne kadar da güzel bir hadise. Nitekim Resulullah sav efendimizin haber ve gölgemden başka hiç bir gölgenin bulunmadığı bugün onları, Kendi Arşımın gölgesinde gölgelendireceği '' buyuracak. (Müslim) Dolayısı ile mümin sevdiğini Allah için sevecek. Resulullah sav efendimiz de amellerin en faziletlisinin Allah için sevmek ve Allah için buğzetmek olduğunu haber veriyor. Hikmet ehli arifler, gönlün