Son 55 yılın icmali (5)
İDRİS GÜNAYDIN
Öncelikle bir okuruma teşekkür ederim, beni uyardığı için. "Süresi dolan Cevdet Sunay, seçilmesi için hakkında turlar yapılan Fahri Sabit Korutürk"yazmıştım. Bir okurum; süresi dolan cumhurbaşkanının "Fahri Sabit Korutürk" olduğu konusunu bana hatırlattı ki doğrudur. Kendisine teşekkür ederim.
Evet, 2002'den sonra kesintisiz Ak Parti iktidarı başladı. Başbakan olarak başkaları bulunsa bile genel duruma hakim olan Recep Tayyip Erdoğan idi. Lakin kendisi yasaklıydı. CHP değil ama onun fikriyatını taşıyanlar onu bir köy muhtarı bile yapmama düşüncesinde ve kararındaydılar.
Lakin, CHP tarihinde, keskin bir muhalefete sahip olsa bile imanlı bir adam vardı. Cuma Namazlarına giderdi: Deniz Baykal O "Milletin bu kadar oy verdiği bir insanın yasaklı olması insanlığa da demokrasiye de yakışmaz"diyerek yasağın kaldırılması için oy kullandı. İşte Türkiye'de yüz yılda ancak görülen hizmetlerin ve istikrarın önünü açtı.
CHP'de bir istikrar görebiliyor musunuz CHP'ye yaramıyor bu teşebbüsler. Onlar en medeni olması gerekirken en ilkel, en anlayışlı olması gerekirken en hırçın, en sakin olması gerekirken en anarşist bir parti durumundadırlar.
Eğer Ak Parti iktidarı olmasaydı Türkiye de CHP gibi olacaktı. Allah korudu.
BURADA PROF. NECMETTİN
ERBAKAN'A BİR BAHİS AÇAYIM
Erbakan her türlü başarıya imza atmış, her türlü imkana sahip olmuş bir ailenin çocuğu iken, kardeşleriyle de Prof. olan bir ailede çok üstün başarılara sahip iken adeta kendi başına iş almış ve fildişi kulelerden çıkarak sokağa inmiş, rugan iskarpinlerini çıkarıp çizmeye talim etmiş biridir.
Bir benzetme yapacak olursam, adeta Belh ülkesinin sultanı İbrahim Ethem'in sultanlığı bırakıp, sahraya kendini atması gibidir bu durum.
Lakin; İsmet İnönü'nün "Konya'dan bir mühendis çıkmış fakat gericiymiş" dediği bu adam, 1969 yılından önceki hayatında millet ve memleket için kellesini ortaya koymuş, 1969'dan sonraki siyasi hayatında da yine millet ve memleket için, bu defa gövdesini koymuş biridir.
Sade emperyalist ülkelerin yerli temsilcilerinin yuvalarına çubuk sokmakla kalmamış aynı zamanda Hakkı da gür bir seda ile savunmuştur.
Bakınız, Giresun'da öğretmen iken, bir Ankara ziyaretimde, daha önce tanışıklığım olan birinden duyduğum bir anekdotu aktarayım: Bu olayı anlatan şimdi rahmetli olan, bir zamanlar Ankara'nın bir semtinde ayakkabıcılık yaptığı halde iş yerini kapatıp, Refah Partisi Genel Merkezinde çalışan biri.
Hocanın başbakanlığında, bir sefer dönüşü, rahmetli Fehim Adak ağabey şöyle diyor: "Hocaya söylesek de kendisiyle gezecek bir ekip daha kursa!"
Bir seferde hoca ile beraber bulunan iki ekipten biri bunlar. Haşatları çıkmış şikayet ediyorlar. Hoca ise iki ekiple çalışıyor ama, onda pes etmek yok.
Peki ne yapıyordu Libya'ya gidiyor müteahhitlerin eskiden kalan alacaklarını tahsil etmek istiyordu. Mısır'a gidiyor Türkiye ile ticaret hacminin artırılmasını istiyordu. Gittiği her ülkede millet ve memleket için çalışıyordu.
Nedir bu hırs Paraya ihtiyacı mı var Hayır. İtibara ihtiyacı mı var Hayır. Öyle ise!