Peki, bir de şöyle düşünelim!

Son yazıma gelen eleştiriler gösteriyor ki; emeklilerin ve tıynetinde muhalefet damarı bulunanların hükumete aşırı bir muhalefeti var.

Hükumet ne yapsa "Zaten yirmi yıldır hükumet. Tabii ki yapacak" noktasında düğümleniyor. Yirmi yıl iktidarda kalmak, hem partiyi zapt edip hem ülkeye sahip çıkmak, bunlar yetmezmiş gibi dünyaya yön veren birkaç liderden biri olmak takdiri hak etmiyor mu Padişahlar gibi babadan oğula geçmedi bu güç Tayyip Erdoğan'ın eline. Ağzına kadar dolu bir hazine de teslim almadı. Yazarkasalar Tayyip Erdoğan'a fırlatılmadı. Öyle çakı gibi seferden dönen bir ordu da devralmadı. Osmanlıda olduğu gibi bazı mülklerden cizye de gelmiyordu.

Norveç'i, İsveç'i geç. Bulgaristan'a gel. Romanya'ya gel. Burundi'ye gel. Güney Afrika'yı gör. Hepsi Hristiyan. Batı Avrupa'da birkaç devlet iyi ama! Ya sömürgesi var; Fransa, İngiltere, ABD gibi. Ya güvenliği garantilenmiş; Almanya gibi. Ya da çok küçük, kuzeyde olduğu için birinci ve ikinci dünya savaşlarında tahrip olmamış; Danimarka, İsveç, Norveç gibi.

Biz öyle miyiz 2024 yılında teröre ayırdığımız para 40 milyar dolar. Bunu 1983 baskınından sonra hesaplayın bakalım. Bir trilyon altı yüz kırk bin dolar yapıyor. Yuvarlak bir buçuk trilyon dolar. Bununla yaptığımız kadar daha yapmaz mıydık yatırımları

İsveç'in böyle bir derdi var mı Norveç'in var mı Buna itiraz ediyorsan yol gayet basit. Ya bölüneceksin ya da Şark Meselesi devreye girecek!

Bir de deniyor ki; yap işlet devret modeli yanlış. Bunu yazan kişiye ne diyem Ne desem yakışır

Giresun'dan örnek vereyim. Giresun'da uzun yıllar hastane olan Gedikkaya Devlet Hastanesinin yerine temeli ANAP Hükumetleri zamanında atılan yeni bir hastane, Ak Parti iktidarında 2003'te faaliyete geçti. Prof. İlhan Özdemir Devlet Hastanesi. Sonra Kadın Doğum Hastanesi yapıldı. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Ağız ve Diş Sağlığı, Dr. Ali Menekşe Göğüs Hastalıkları Hastanesi (Bu hastane daha önce vardı). Her ilçeye modern hastane. Bunlar yetmezmiş gibi bir de Aksu Araştırma Hastanesi. Aksu Araştırma en büyüğü. Hükumet bunu yaptırırken demiş olsun ki; arsa benden, sana hasta garantisi de veriyorum; yap ve şu kadar yıl işlet. Ben de buraya harcayacağım para ile Ordu'ya bir hastane veya Samsun'a bir köprü yapayım. Diyeceksiniz ki Giresun 450.000 nüfuslu yer. Ne gerek var. Bu bir israf. Ben de diyorum ki; anlamayanlar bu kadar cahil ve kalın kafa. Çünkü Giresun'daki hastanelerin hiçbirinde sıra yok. Nefes alınmıyor. Sizin anlayışınız işte bu; ekmek bulamayan pasta yesin.

Devletin ekibi Türkiye'nin neresine köprü yapılacağını etüt etmiş. İhaleye verilmiş. Devlet bir köprü parasıyla üç köprü yaptıracak şekilde yap-işlet- devret'e köprüyü vermiş. Hâlâ anlamayan kafalar eski devirleri isterük şarkısındalar.

Köyümün yolu daha yeni vuruluyor. Muhtar bıkmış. Beni alıp Köy Hizmetleri Müdürünün yanına götürüyor. Gidiyoruz; Cumhur Melikoğlu. Karşılama uğurlama mükemmel. Ama ne yapsın; bize greyder sözü veriyor. Az sonra bir yerlerden bir telefon geliyor. Greyder oraya geçiyor. Hem makine parkı yetersiz, hem müteahhitlerin elinde dönüyor her şey. Hem işçi ağa. Cumhur Melikoğlu'nun düştüğü duruma asla düşmek istemezdim. Müdür fakat müdürü idare edenler yönetiyor.