Ölçü Dergisi ve Hüsnü Aktaş

Ölçü Dergisi ve Hüsnü Aktaş

İDRİS GÜNAYDIN

Biz Karadeniz'in bir köyünden şehre inmiş, babaanneleriyle veya yalnız başına bir ev kiralamış, doğru dürüst banyosu dahi olmayan, ateş sobasının bile "peşki" tabir edilen küçük kabuk veya toz sobalarından ibaret olduğu, haftalık veya aylık alışveriş yapılmayıp, anlık alışveriş yapılan, buzdolabının bilinmediği, bulunmadığı, ütülerin çoğu evlerden uzak olup, yattığımız yatağın altında pantolonun ütülendiği bir halde öğrencilerdik.

Ne dergiyi bilirdik ne tiyatroyu. Allah'tan, sadece sinema ile sosyal hayat maceramızı giderirdik. Bazen de gazete alırdık veya bir yerde bir gazeteye rastlasak su içer gibi okurduk.

1974 yılında bir şey oldu. Hüsnü Hoca ismi duyulmaya başlandı Giresun'da. Hüsnü Hoca Biz 1314 yaşın deli doluluğunda sadece duymakla kaldık. Sonra bir dergiden söz edilmeye başlandı: Ölçü Dergisi İçinde bir kısım makaleleri bazı hocalarımızın yazdığı dergi. Ve derken uğrak yerimiz olan Din Görevlileri Derneğine, MTTB'ye bu derginin sayıları gelmeye başladı. Bizde de tabii bir solukta okumaya.

Dergi, İmam Hatipte öğrendiğimiz bilgileri adeta presliyor, mamul hale getirmenin yollarını öğretiyordu.

Bu dergi kültür hayatımızda bir devrim niteliğindeydi. Hüsnü Hoca (Aktaş) hem Giresun Müftülüğünde şef, hem İHL'de dışarıdan öğretmen, hem Ölçü Dergisiyle birinci derecede ilgilenen, hem İsyan Çiçekleri, Şen olasın Laiklik, Şeytanın düzeni gibi piyes ve romanların yazarı, hem de kurduğu "Ölçü Sahnesi" ile Şeytanın düzeni isimli tiyatro eserini sahneleyen kişi idi. Yani, aslında karşımızda bir dev duruyormuş da biz onu zevalinde anladık.

Memur olduğu için Çınarlar Camii İmamı merhum Şaban Matı derginin sahibi, İHL'de son sınıf öğrencisi Rahmetli Zühtü Günaydın'ı yazı işleri ve mesul müdürü, yine aynı okuldan Osman Usta'yı idari işler müdürü, aynı okuldan Abdullah Tozlu'yu da abone sorumlusu yapmıştı. Bugün ikisi de rahmetli olan Mümtaz Sarıgül ve Alim Deveci'yi haber ve röportaj sorumluları olarak göstermişti.

Ölçü Dergisi birçok arkadaşımızın ve şahsen benim, o küçük ruhumla karaladığım bir yazıyı veya şiiri yayınlamış ve o yaşta beni onore etmişti. Sorarsan ben bir yazardım. Yazdığımız yazıların düzeltmesini Hüsnü Hoca yapıyor ve yayınlıyordu.

İstanbul ve Ankara, tarihte ve günümüzde kültürün, matbuatın başkentleri olmuştur. Böyle şeylerin taşrada olması gerçekten büyük bir devrimdir.

Bunu anlamak için şu misal yerindedir. Ölçü Sahnesi tarafından sahneye konan ilk eser "Şeytanın düzeni" adlı piyesin biletlerini satıyoruz. Tabii ki gideceğimiz kitle cami cemaati. Hacı insanlar. Bir seferinde böyle birine gittik anlatıyoruz. "Ne satıyorsunuz" diye sordu. "Tiyatro bileti satıyoruz" dedik. Adam bize doğru hışımla baktı. "Kıyamet yakın galiba dedi. Tiyatora yani kadın oynatacaksınız öyle mi Beni mi buldunuz. Ben pezevenk miyim"

Böyle tepkiyi hiç beklemiyorduk. Sonra öğrendik ki; insanımıza tiyatro denince kadın oynatılan mekan belletilmiş.

Ölçü Dergisi saygıdeğer hocam Hüsnü Aktaş'tan aldığım bilgiye göre 63 sayı çıkmış. Kimler bulunmuş yazarlar arasında Meşhur felsefecilerimizden Sadettin Elibol, Halit Cengiz Barutoğlu, Ahmet Gülen, eski Giresun müftüsü rahmetli Burhan Toraman ve tabii ki Hüsnü Aktaş. Namı diğer Yusuf Kerimoğlu