Müslüman Alimler Birliğinin cihat çağrısı
İDRİS GÜNAYDIN
İslam Alimler Birliği toplanmış ve "İsrail'e karşı Gazze'nin yanında savaşmak lazım, farzdır" diye bir fetva yayınlamış. Eh doğru söylemişler ama geç kaldılar. Çünkü bundan önce yayınlaması gereken fetvalar vardı.
Ne üzerine idi bu fetvalar
a-İslam Ülkeleri laiklik, krallık, ukalalık gibi, benzeri yönetimlerden derhal uzaklaşmalıdırlar. Çünkü gavurun kanunları ile veya halkı susturarak İslami anlamda sağlıklı düşünce olmuyor.
b-İslam Ülkeleri derhal üretime geçmeli ve düşmanın silahından daha iyisini yapmalıdırlar. Çünkü düşmandan daha üstün silah üretmeden hiçbir değerimizi koruyamayız. Müslümanlar sadece ölüm aracı olurlar. Birçok kadın dul, çocuk öksüz kalır.
c- İslam Ülkeleri birbirilerinden alışveriş yapmalı ve paralarını da Avrupa, ABD yerine en güvenilir olan İslam Ülkesine yatırmalıdır.
Bu saydıklarım olmadan hangi İslam Ülkesi İsrail'e veya ABD'ye kafa tutacak Böyle bir yiğit var mı
Dolayısıyla bunlar gavara bildiriler İslam Ülkeleri 1965'de, 1973'de ağızlarının payını aldılar.
BU MÜSLÜMANLARLA MI
CİHADA GİDECEĞİZ
Daha önce müstakil makaleler yazdım. Bir önceki makalemde de Sayın Mehmet Okuyan'a cevap verirken gene yazdım. Bir türlü bazı kafalara "Kader" konusunu anlatamıyorum.
Lütfen sayın okuyucular. Deliye anlatır gibi tekrar anla-tı-yo-rum: "Kader, Allahımızın olacakları önceden bil-me-si-dir."
Bu bilgi müdahaleyi gerektirmez. O, bizim davranışlarımızı, yapacaklarımızı önceden belirlemiyor.
Çünkü insanda bir "Cüzi İrade" var. İnsan bu cüz-i iradesi sayesinde, özgürce kendi fiilini kendi işliyor. Ama Allah olacağı önceden biliyor. Müdahale etmiyor. Müdahale etse bu bir İMTİHAN olmaz. İnsan Allah'ın robotu olur.
Ne var ki böyle olduğu halde kulun işlediği, insanlığın aleyhine de olabilecek fiili Allah kendi yaratıyor. Çünkü ondan başka güç yok ki o yaratsın.
Şöyle düşünelim: Bir uyuşturucu çetesini devlet takibe alıyor. Bir süre gözlemliyor ve delil topluyor. O çetenin liderini, kuryelerini, malları kimden aldıklarını, kime dağıttıklarını, çalışma yöntemlerini tespit edip öğreniyor. Yani devlet o çete hakkında her şeyi biliyor. Sonra operasyon yaparak çeteyi çökertiyor.
Burada şu soruyu sorayım: Devlet bu olaydan sorumlu mudur Bildiği için denilebilir ki; devlet neden müdahale etmedi Onlara neden suç işlemeye izin verdi
Devlet, bunu memuriyete başlarken ettirdiği yeminle teminat altına alıyor zaten. Anayasayı oylatırken ve 93 oyla anayasa kabul edilirken bunu kabul ettirdi zaten. Her beş yılda milletvekili seçimi yaptırırken ve onlara bu vekillerin çıkaracağı kanunları oyluyorsunuz ha, derken sözünü aldı zaten.
Eğer önceden onları haberdar etse idi, yaptıklarından haberimiz var, kötü bir iş üzerindesiniz deseydi o zaman iyi insanlarla kötü niyetli insanlar nasıl anlaşılacaktı
Ayrıca bu çete bir hayli zaman devletin kanunlarından ve asayişinden bulduğu boşluk üzerine bu işi ilerletmiş.
Şimdi burada şu soruyu soralım: Devlet çeteyi tespit etti, bilgiyi topladı, yakaladı ve gözetim altına aldı. Şimdi bu çeteye cezayı kim verecek Yine devlet verecek. Çünkü ceza verecek başka güç yok.