Bu savaşta İsrail, Müslüman âlemini eze eze yendi. Bunun lamı cimi yok. Öyle başına Allah şunu getirecek bunu getirecek gibi züğürt tesellisine de gerek yok.
Adam, Filistin'e yaptığı ayıp yetmezmiş gibi İran'ı da savaşa zorluyor, Lübnan'ı da zorluyor, Mısır'ı da Yemen'i de... Adeta "Cesaretiniz varsa topunuz gelin" demek istiyor.
Biz bu savaşı kaybettik.
İslam ümmetinin tamamına sesleniyorum..
Yiğitliği olan varsa açıktan bi şey yapsın. Yoksa sussunlar ki gizliden bi şey yapmaya çalışıldığı sanılmasın.
Bir daha soralım: İsrail bu gücü nereden alıyor
Tevrat'tan mı Hayır.
İncil'den mi Hayır.
Kur'an'dan mı Hayır.
Bilimden, paradan, siyasetten...
Eğer baştanbaşa İslam âlemi bu üç konunun üçünü elde edebilecek çalışmaya girmezsek daha çok yenilgiler bizi bekliyor.
Kur'an'ın kaybolma tehlikesi yok. Zeki çocuklarımızı akademik başarıya yönlendirmeliyiz. Kur'an'ın bazı bölümlerini öğreterek.
İsrail'in en fazla canını sıkacak laiklik ilkesini kaldırarak. Çünkü Türkiye laiklikle malulken İsrail kendini güvende hissediyor.
Hiçbirimiz güvende değiliz. Telefon cihazlarıyla hepimiz gözetim altındayız.
Şu hale bakın: Hamas, Hizbullah, Yemen, İran... Onlarca füze atıyor; bir topal eşek bile ölmüyor. İsrail telefon patlatıyor; ölen ölene. Adam en mahrem karakoluna giriyor. Bizimki hâlâ Ne mutlu Türküm Diyene" derdinde.
İster ne mutlu Türk ol ister ne mutlu Arap. Böyle giderse halimiz harap...
Böyle gidemeyiz. Markete giriyorum. Canım asitli, 2.5 litrelik içecek çekiyor; güvenebileceğim yok. Freşa var; o da küçük şişe!