Bir futbolcumuzun Avusturya'ya attığı gol sonrası yaptığı bozkurt figürü Almanya'yı ve Batıyı rahatsız etmiş. Futbolcumuza iki maç ceza vermiş UEFA.
Ne gayri medenilik. Kemalistler ve laikler şimdi bu kararı tefsir edip dururlar artık. Sarı saçlı mavi gözlü şarkılar söylerler. Çünkü Alman Frederich'in üzüldüğü kadar bizim Kemalciler de üzüldü Türkiye'nin galip gelmesinden. Tıpkı Türkiye'nin 14111984'teki 8-0 yenildiği Türkiye-İngiltere maçındaki yumruk yemiş spiker gibi anlatıyor Gözcü TV'deki spiker. Bir gol daha yedik maalesef der gibi; "Bir gol daha attık maalesef" diyor. Bunlar böyledir. Hepsi İsrail muhibbi hepsi mandacı, hepsi Amerikancı, hepsi Batıcıdır.
Türk'ün kalkınmasından asla sevinç duymazlar. Batılılar hiç değilse turistik seyahatlerinin hatırına; Türkiye'nin şu alandaki kalkınmışlığı daha rahat tatil yapmamıza vesile olur diye sevinir ama bunlar o gâvurdan da şedit Türkiye düşmanıdırlar. Neyzen Tevfik'in o sözünü bir daha hatırlayalım: "Def olup gitmediler. Kimi itini bıraktı, kimi bitini. Kimi hatta pi..ni"
Avrupa'ya da bir çift sözümüz var: Avrupa tıpkı köpek gibi. Köpekler yalnız olunca sahibinin ev veya malının yanında ise saldırgan olur yoksa yalnız başına saldırmaz. Ama sürü halinde olduklarında mutlaka saldırırlar. Batılılar da yalnız olduklarında çok medeni ve uysal; toplu olduklarında saldırgandırlar.
Bu işaretin hiçbir itiraza mahal bir tarafı yoktur. Eğer bir futbolcunun yaptığı bozkurt işareti suçsa işe Avrupa'nın bayrağından başlamak lazım. Çoğu ülkenin bayrağında ters veya düzden haç işareti var. Ayrıca bir Alman futbolcu gol atınca kartal gibi kollarını vals yapsa, bir Fransız futbolcu horoz gibi ötse ceza mı almalı
Şimdi bu Avrupa'nın bizim kalkınmışlığımıza anlayış gösterdiğine inanın bakalım Aslında ciğerlerinin yağı eriyor ama cin şişeden çıkmış. Dikiş tutturamıyorlar.
İçerdeki Kemalistler de eskiden olduğu gibi daha darbe yapamıyor dağdaki kemancı müzikali ağabeyleri izlerken.
Gerçekten acınacak halleri var. Rahmetli Erbakan'ın anlattığı bir yamyam reisi hikâyesi vardı. Bir beyazı yakalamışlar. Kocaman kazanı suyla doldurup ateşe koymuşlar. Su orda ısınırken ağaçlara bağladıkları beyaz da çırpınıyor. Yamyamların reisi de çubuğunu yakmış tüttürüyor. Beyaz adam reise yalvarıyor ama nafile. Boşuna çırpınma diyor reis, gebereceksin
Boşuna çırpınma Batı Gebereceksin.
ON DÖRT İLAHİYATÇIYA SORUM VAR
Şeriatın İslam olmadığını iddia eden taifeyi dalale soruyorum: Medeni Hukukta bir sürü değişiklik yapıldığı halde hâlâ İsviçre Kanunu Medenisi deniyor da bir türlü Türk Medeni Hukuku denmiyor. Peki, bu kanunu yapan Gabriyel olunca Medeni Hukuk da Cebrail getirince neden Arabın örfü sayılıyor
Hem İslami içtihatları Arabın örfü diye nitelendiriyorsunuz hem de İmam-ı Azam Ebu Hanife'yi büyük hukukçu diye taltif ediyorsunuz. Peki, İmam-ı Azam Türk O zaman içtihadı nasıl Arabın örfü oluyor
Kütüb-ü Sitte'nin iki muhaddisi Türk. Buhari ve Tirmizi. Sözlerin sahibi de Hz. Peygamber. Siz kime karşısınız Sözü rivayet edene mi sözün sahibine mi