Kerametim zahir oldu!

Kerametim zahir oldu!

İDRİS GÜNAYDIN

Dengeli ve bilgiye dayalı düşünmenin adıdır keramet. Yoksa uçmak kaçmak değildir.

Rahmetli Kadir Mısıroğlu'nun dedikleri bir bir çıkıyor. Halbuki ona laik ve Kemalistler ne ad takmışlardı: Deli Kadir

Tarih boyunca da hep öyle olmamış mı Kedi, pastırmaya ulaşamayınca "zatenkokmuş"dermiş.

Kemalist ve laikler 'fos' olan düşüncelerinin bir işe yaramadığını, yüz yıldır bir binaya taş olamadığını görünce Kadir Mısıroğlu'na "deli" diyorlar.

Vaktiyle bir adam rüya görür. Rüyasında bir adam ona der ki: Yakında bir yağmur yağacak. Suyundan içen herkes delirecek. Sen sen ol su deposu yap, sarnıç yap, şimdiden su ile doldur da o yağmurun suyundan içme.

Adam rüyasına güvenmiş ve denileni yapmış. Yakında hakikaten denilen yağmur yağmış. İnsanların hepsi içiyor ve deliriyor.

Sadece bu adam akıllı.

Delice kararlar alıyorlar. Adam itiraz ediyor fakat "deli" diye alaya alıyorlar. Sonunda dayanamamış ve o adam da o sudan içmek zorunda kalmış.

Çok şükür biz içmeyenlerdeniz.

1262024 tarihinde yazdığım yazıda demişim ki; "Türkiye bölünüp parçalanabilirmi" soruma, on maddelik cevap vermişim.

Bunlardan ikinci maddede , "Güneydoğudaki bu gayri memnuniyetsizliğe sadece 'silahla karşı koymak yeterlidir' düşüncesiyle bakarsa"

3. Maddede ise: "Kanuninin Fransa Kralı Fransuva'ya gönderdiği mektuptan tutun da Mustafa Kemal'in birinci meclisi toplarken vilayet vilayet vekilleri Ankara'ya çağırırken 'Kürdistan Mebusu, Lazistan Mebusu' ifadesine varıncaya kadar; CHPnin "Kürt Raporundan, Ak Parti'nin "Çözüm Süreci" denemesine kadar, eski siyasetçilerden Mesut Yılmaz'ın "Avrupa Birliğinin yolu Diyarbakır'dan geçer" sözünden tutun da Süleyman Demirel'in "Kürt realitesini tanıyoruz" sözüne kadar; Kenan Evren'in, "Bir köye, bir mahalleye bir trafo lazım. Bunun için vatandaş Ankara'yı yokluyor. Ankara o trafo için meşgul oluyor. Halbuki; birçok şey mahallinde halledilebilir" sözünden tutun da Erbakan'ın "Kürt meselesini Şeyh Osman'la halledeceğim" sözüne kadar bu mesele, bugün olmasa da gelecekte bize, 'başka bir çözüm bulmamız gerekir' dedirttiğinde çözüm bulunamaz ise; bu ülke bölünür"demişim.

Elhak bugün itibariyle sağduyu ve kadim devlet aklı galip geldi ve sadece askeri çözümün bir nihai çözüm olmadığını bildi, gereğini yaptı. Artık bundan sonra bu ülke bölünemeyecek. Artık bu ülke kardeşliğini tadacak.

Ben mi Ben kerametimi Kürt kardeşlere bağışlıyorum!

Hem Kadir Mısıroğlu'nun hem benim ve daha nice aklı hünerin buna benzer öngörüleri bir keramet değil bir dengeli ve bilgiye dayalı düşünme halidir. Keramet buradadır.

Şimdi Abdullah Öcalan bir çağrı yaptı ve PKK'nın kolları bu çağrıya uyacaklarının işaretlerini veriyor.

Güzel.

Lakin onlar Çözüm Süreci döneminde de böyle demişlerdi, Yine aynı şeyi yapabilirler.

"Şi'rin bile kast etmesicana gülerektir" diyor şair. Yani aslan bile avını gülerek ısırır.

"Zabit gülerken ısırır" der Kemal Tahir.

"Ragıba düşmanın aldanma tevazularına; Sel duvarın ayağını gülerek