İmam Hatipli olmanın zorlukları

İmam Hatipliolmanın zorlukları

İDRİS GÜNAYDIN

Her İmam Hatipli, anlatacağım olaylara benzer bir tavır veya mobingle kısmen veya tamamen karşılaşmıştır. İtiraz etse "İmam Hatipli. Şuna bak. Hiç sana yakışıyor mu" denir. Hakkını aramasa "canım, zaten İmam Hatipli. Ensesine vur, ağzından lokmasını al" durumuna düşülür. Ne etmeli bu İmam Hatipli

Hayatımda yaşadığım, çok çarpıcı üç olay var. Bunları zaman zaman yazacağım ve yapılanları ifşa edeceğim. Yapanları değil yapılanları…

Samsun Yüksek İslam Enstitüsünü kazandık. Giresun'dan, aynı okul mezunu beş kişiyiz. O zaman devlet hastanesi Gedikkaya'da. Devlet hastanesinden heyet raporu çıkarıyoruz. Beşimizin de dilekçesi ve evrakı arka arkaya. Tüm doktorları gezdik. Sağ olsunlar; hepsi imzaladılar. Dahiliyeye geldik. O Giresun'un çok tanınan doktoru dilekçeye baktı. Hangimizin dilekçesiyse; "burada 'kaydımın…' yazıyor, kaydımın Arapça; ben bunu imzalamam"dedi.

Dilekçe şöyle idi: "Samsun Yüksek İslam Enstitüsüne kaydımınyapılacağından…."

Doktor, Arapça bir kelime var diye imza atmadı. Bize dilekçeyi değiştirin falan da demedi. Biz beş arkadaş odasının önünde bekliyoruz. Ne müdür ne başhekim biliriz. Hakkımızı aramayı hiç bilmeyiz. Ne yapacağımızı da bilmiyoruz.

Öğlen tatili oldu. Dr. elleri cebinde, ıslık çalarak yanımızdan yemeğe geçti. Öğlen mesaisi sonrası yine ıslık çalarak geldi, odasına girdi. Bizde ne yemek ne su. Üniversite kazanmış olmanın sevinci çileye dönüştü.

Saat üçe yaklaşıyor. Saat üçte doktorların mesaisi bitiyor ve özel muayenehanelerine gidecekler. Biz, Victor Hügo'nun Sefilleri gibi bekliyoruz. Derken, başka bir branşın, muayenesi sona eren bir doktoru geldi. Anılan doktorun yanına girecekti. O doktora sabahleyin imza attırmıştık. Bizi görünce merak etti, sordu. Biz de olayı anlattık. Bizden dilekçelerimizi ve evrakımızı aldı, içeride anılan doktora imzalattı ve rahatladık.

Anladık ki; Azerilerin güzel bir sözüdür: "Adam var adamların nakşıdır; Adam var hayvan ondan yahşıdır"..

İkinci olayı 1990'da yaşadım. Balgat Ortaokulunda öğretmenim. O yıl yaş haddinden askere gitmem gerekti. Maaşsız kısa dönem çavuşluk çıkınca Ankara'dan evi taşımam gerekti. Bunun için de tayinimi Giresun'a aldırdım. Tüm resmi işlemler olumlu. Bir an önce kesin tayinimi çıkarıp, Giresun'da tebellüğ etmem gerekiyor. Askere alınacağım gün yaklaşıyor. Eğer tebellüğ etmezsem istifa etmiş duruma düşeceğim.

Atama kararlarının alındığı katta evraklarımı soruyorum. İlgili memur "benden çıktı" diyor. Atama daire başkanı Hasan Hüseyin Dilaver Bey. Ona gidiyorum "benden çıktı" diyor. Personel Genel Müdür yardımcısında diyorlar. Ona gidiyorum, o da ben imzaladım diyor lakin evrak ortada yok. Tekrar memur, Hasan Hüseyin Bey, müdür yardımcısı; evrak yok. Bir tilkilik var ama nerede