İki fetih, bir sonuç
İDRİS GÜNAYDIN
Allah Resulü Hz. Muhammed (S.A.V) 30 Ocak 630 tarihinde Medineli Müslümanlardan kurulu bir ordu ile Mekke üzerine yürüdü. Sayı olarak belki yüz binler yoktu bu orduda lakin o da bir savaştı, bir fetihti. Sayı olarak değil anlam olarak çok yüce idi. İnsanlık tarihinin görmediği bir sonuç ile sonlandı. Her şeyi ile örnek bir fetihti. İnsanoğlunun savaşta bile merhamet yönünün ve karakterinin temayüz etmesiydi.
Bu fetih Müslümanların zaferiyle sonuçlandı. Ancak Müslümanları zafere götüren sebepleri iyi irdelemek lazım. Hem de öyle bir zaferdi ki; kansız ve savaşsız kazanılmıştı. Birkaç ufak çatışma olmuş ise de Mekkeliler Müslümanların fethine razı olmuşlardı.
Müslümanları zafere götüren sebepler ne idi
1- Müşriklerin gerek daha önceki savaşlarda kaybettikleri savaşçıları ve gerekse Müslüman olup Medine'ye kaçan savaşçıları ile eli iyice zayıflamıştı.
2- Mekkeli Müşrikler Mekke'ye hakim olan aristokratların zulüm ve aşağılamalarına karşı ses çıkaramıyorlar ancak Peygamberimizin Medine'deki uygulamalarından örnekler kendilerine ulaştıkça için için özlem duyuyorlardı.
3- Genellikle savaşması gereken çoğunluk ekâbirden değil halktan kimselerdi.
4- Müslümanların Medine'ye göçmelerini zaten haksız bilip, onları mazlumlardan sayıp buna karşı seslerini yükseltemeseler de sessiz kalmayı tercih ediyorlar fakat Mekke'ye dönmelerine de karşı çıkmıyorlardı.
5- Zulümle abat olmaya çalışanların hep sonları hüsranlık ile bittiğinden onlarda öyle bir son ile biteceklerdi.
Mekke fethedildi. Bir durum vardı. Acaba Muhammed intikam alacak mıydı Buna hakkı vardı. Bir kez Mekke'den haksız yere ve zorla çıkarılmıştı.
Saniyen, Mekke'nin zalimleri mazlum taifesine ki çoğu Müslümandı; zulüm yapmışlardı.
Salisen 11 yıllık Medine Döneminde yapılan savaşlarda defalarca yenilmişlerdi. Artık Medine'den gelen Peygamberimiz Mekke halkına yapacağını yapardı.
O "Kâbe'ye sığınanlar korunmuştur, evlerinden çıkmayanlar korunmuştur, Ebu Süfyan'ın evine sığınanlar korunmuştur" dedi.
Şu hale bak: Hz. Peygamber, savaşmaya geldiği Ebu Süfyan'ın evini salık veriyor ve orayı korunaklı sığınak ilan ediyordu. Niyeti af etmek olan ve öldürmek olmayan insandan böyle insanlık görülür.
Fakat peygamberimiz bununla yetinmedi. Bize ne yapmayı düşünüyorsun ey Muhammed diye soran Mekkelilere: "Bugün benim halimle sizin haliniz, Yusuf'un kardeşlerine dediğinin tıpkısı olacaktır. Yusuf'un kardeşlerine dediği gibi ben de size aynen diyorum ki; size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok. Allah hepinizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. Gidiniz, sizler artık serbestsiniz."
Aradan 1394 sene sonra bu defa Suriye'de ve 10 Aralık günü bir başka fetih gerçekleşti. Önceliği İslam olan kuvvetler Suriye'nin şehirlerini bir bir fethettiler. Ama ne bir köpek ne bir insan telef etmediler. Ancak sıcak çatışmalarda ölen oldu, öldüren oldu.