Giresun Kalesi'ne bir cami gerek

Giresun son yıllarda hatırı sayılır bir turist cazibesiyle karşı karşıya. Göksu Travertenleri, Mavi Göl, Kulakkaya- Kümbet- Bektaş Yaylaları, Gelin Kayası ve Kuzalan Şelalesi gibi ören yerleri yanında Allah'ın cömertçe sunduğu tabii yeşillik, denizin mavisi ile tabiatın yeşilliğinin adeta öpüşmesi, Giresun Kalesi

Giresun'a gelenler önce mutlaka Giresun Kalesi'ni geziyor. Bundan da memnun kalıyor. Çünkü tabii bir yarımada olan kalenin Giresun şehrine ve Karadeniz'e kuşbakışı bakan manzarası gerçekten insanı büyülüyor.

Sanki kaleden bakınca ayaklarınızla Giresun şehrinin sokaklarında geziyormuşsunuz gibi oluyor, sahilde gezerken ayaklarınızı kıyıya vuran dalgalarda serinletiyorsunuz.

Bu durum az bir yerleşim yerine nasip edilmiştir.

Giresun Kalesi tabii bir yarımada olması yanında bir de İslam öncesi tarihe ait surlarla çevrilmiş ve kale olarak kullanılmıştır. Bugün artık orası bir antik bölgedir. Ama ne yazık ki antik diyebileceğimiz kaleden, surlardan başka bir şey yoktur.

Ramazan Topu, Alman yapımı bir toptur. Topal Osman Ağanın mezarı eskiye ait hiçbir özellik taşımamaktadır. Kalede bulunan restoran ise hiçbir tarihi niteliği olmayan mekândır. Kaldı ki; kaleye binlerce yerli ve yabancı turist geldiği halde, her gelen Hristiyan ülkelerden geliyormuş farz edilerek namaz vakitlerinde ne bir ezan sesi ne de namaz kılacak bir cami bulunmamaktadır. Sanki sorumlusu kimse, Giresun Kalesi'ne çıkınca kişiler dinlerinden soyutlanıyormuş gibi veya insanlardan namaza, abdeste kimsenin ihtiyacı olmayacakmış gibi Müslüman mahallesinde salyangoz servisi yapılmaktadır.

Bu durum gerçekten içler acısıdır. Restoranın üzerinde kıblesi bile tam tespit edilemeyen, abdest alma yeri tamamen faul bir mekan vardır ama o bundan yirmi belki otuz yıl öncesine aittir.

Özellikle Mavi Göl ve Göksu Travertenleri turizmde Giresun'a altın devrini yaşatacak güzelliktedir. Bu mekânlar tanındıkça, ders kitaplarına da girerse hakikaten Gireesun'u turizmde hiçbir güç tutamaz. Göksu Travertenleri gerçekten bir harikadır ki Pamukkale yanında sıfır çeker.

Kalede küçük çocukların altını değiştirme mekânı yoktur. Engelliler için bir lavabo v.s yoktur.

Ulaşımda durum nedir; tam bilmiyorum.

Böyle gidemez. Kaleye mutlaka, aceleyle bir cami yapılmalıdır. Hem de özelliği olan, kalenin tarihi şahsiyetine uyan bir cami olmalıdır. Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet ve Karadeniz mimarisinden esintiler taşıyan mütevazı, yüksek katlı olmayan bir cami olmalıdır. Karadeniz dedim. Evet, Karadeniz evleri dışı dolma taşlı, çamurlu içi ahşap evlerdi. Aralarda tahta direkler vardır. Böyle olmalıdır.

Bunun emsali de yapılmıştır. Milattan önce 4000 yıla varan Trabzon'daki bir kaleye serender inşa edilmiş ve turistlere gezdirilmektedir. Tamamen ahşap olan serender, Karadeniz mimarisine uygun yapılmıştır. Buna olur diyen Anıtlar Yüksek Kurulu Giresun Kalesi'ne otantik usullerle yapılacak bir camiye hayır demez.