Diyanet, hutbelerin diri tutuyor
İdris Günaydın
Son haftalarda Diyanet, toplumsal konulara değinen hutbeler irad edince, bu durum müminlerin imanlarını artırdı, kafirlerin hasiretini. Onlar istiyorlar ki; Diyanet eski hımbıl dönemine dönsün. Alabildiğine eleştirelim fakat gıkı çıkmasın. Bizler de hutbeleri değil Diyanet'in varlığını sorgulayalım.
En radikal kararı Berrin Sönmez denilen ve feminist olduğu söylenen bir inkarcılığa meyleden yazar atmış. Başını açmış. Onun başı daha önce de örtülü değildi ki! İnanmadığı halde örtünüyordu ve akıl almaz çile çekiyordu. Bahane bu bahane diyerek, açılmış. Gerekçe şu: Diyanet hutbelerinde niye böyle, şahsı ilgilendiren konulara giriyor
Ne yapsın Diyanet Toplumsal veya devletleri ilgilendiren konulara girse her kesimden tenkit yiyecek. Laiklik ilkesi din işleri ile devlet işlerini ayırmadı mı
Bir ara Diyanet, "kömür madeni nasıl çıkarılır, insan sırtını nasıl kaşır gibi konulara bari gireyim, bir değişiklik sunayım" dedi vazgeçirdik. Aman yapma, kömür senin işin mi
Berrin Hanım! Diyanet nasıl bir hutbe vermeli Yazarmışsın, bir örnek yaz. Ayrıca Diyanet hutbelerinde büluğa eren kadınların göğüs, göbek gibi yerlerini göstermesinin de haram olduğunu işledi. Kızıp oralarını da açacak mısın
Diyanet hutbelerinde, LGBT'nin bir çılgınlık olduğunu anlattı. Cinsiyetini de değiştirecek misin
Diyanet hutbelerinde, başkasının hakkını yemenin, kamu malına zarar vermenin haram olduğunu işledi. Sen kamu malı yemeye ne zaman başlayacaksın
Diyanet ileride bir hutbesinde, aile içi ensest ilişkinin haramlığından bahsederse tabuları yıkacak mısın
Kur'an'ı mucizül beyan ne güzel buyuruyor: "Bu Kur'an müminin imanını, zalimin hüsranını artırır".Ne muhteşem söz.
Diyanetin hutbeleri birçok mümini sevindirirken arada birkaç münafığı da hop kaldırıyor hop oturtuyor. Hatta, aslında camiye gelmediği halde, sırf bu hafta ne konuşulacak diye cami kapısının kenarına dikilenler bile vardır.
NE YAPALIM; SAFLAR TEBEYYÜN ETTİ
Türkiye, getirilen laiklik uygulaması ve falancanın ilke ve inkılapları sayesinde küfre tüm yollar ve imkanlar açık, imana tüm yollar kapalı bir dönem geçirdi. Bunun üzerine ne kadar ahlak ve maneviyat nutukları çekersen çek, tesir edebildiğin küçük bir topluluğa üfleyebiliyorsun. Geniş kitleler istedikleri hayatı devam ettiriyorlar.
Türkiye'yi bazılarımız Müslüman devlet bellemişiz. Siyasetçilerimizi de o cepheden vuruyoruz. Hayır Türkiye Müslüman devlet değil Müslüman ülkedir. Bu ülkede halkın yarıya yakını laik devleti benimseyip Kur'an'ı tanımamaktadır. Dolayısı ile İslami amelleri kolaylaştıracak ufacık bir adım bu kitleleri ayağa kaldırmaktadır. Çünkü onlar ya Türkiye'ye gelmiş kripto ailelerdir ya da onların sihirli sözlerine kanmış kimseler… Eğer Bosna Savaşına, Libya'ya, Gazze'ye, Karabağ'a ve başka yerlere ordu göndermek zorunda kalsak asla razı olmazlar. Kendi çocuklarının gönderilmesine razı olmazlar. Oğul ve kızları hep bürokrattır onların, hep rütbelidir. Çoğu Ankara'daki okul ve müesseselerde eş durumundan çalışandır.