Deriin çok derin konu

İdris Günaydın

Biraz fantezi biraz kehanet gibi konu:

Türkiye nereye gidiyor

Dünya, Nadir toprak elementine (NTE) daha çok muhtaç olacağı, hatta onsuz yapamayacağı bir ahvale gidiyor. Belki sadece Afrika'daki, ottan yapılmış toprak evlerde yaşayanlar hariç, tüm insanlık bir şekilde NTE'den yapılmış aleti, eşyayı kullanacak.

Nasıl ki petrol, çeşitli türevleriyle hayatımızın her alanında muhtaç olduğumuz bir emtia iken NTE de öyle olacak.

Dananın kuyruğu tam da burada kopacak!

Yıllardır adını hasretle andığımız, aslında zengin iken fakir düştüğümüz petrol gelirlerine muadil NTE'yi Allah bize fazlasıyla lütfetmiş. Onu, başkalarına gönüllü peşkeş çekecek, 500.000 Sterline İngilizlere Musul ve Kerkük bölgesini satanlar gibi kahramanlar(!) gerekiyor.

"Benim gözüme bakan falancayı görür" diyen İmamoğlu bunu mu ima etti acaba

Nadir Toprak Elementinin hâlihazırdaki bilinen rezervinin 694 milyon ton olduğu, buna karşılılık birinci sıradaki Çin'in ise rezervinin 800.000 milyon ton olduğu söyleniyor.

Hatta Türkiye'deki rezervin mevcuttan fazla olduğu, Eskişehir'den Kütahya sınırına dayandığı ve bunların tam keşfinin yapılmadığı da iddialar arasındadır.

İleri dünya, bugün değilse de ileride buraya çökmek isteyecektir. Bunun yolu Türkiye'nin parçalanması, bölünmesi, şu an ki mevcut iktidarın veya onun benzeri iktidarın görevden uzaklaştırılması gerçeğine matuftur.

Çünkü kendini İngiliz arabasına at yerine koşanlar, "bizi iktidar yapın, menfaatiniz bizdedir, AKP'de değildir" diyenlerdir.

Bunun için şunları deneyebilirler:

*Sokak gösterilerinin dozunu artırıp Türkiye'yi seçime zorlayarak.

*Seçimden istediği sonucu alamayıp Türkiye'yi savaşa zorlayarak.

*Türkiye ile savaşmayı göze alamayanlar iktidarın "gerici-yobaz" olduğunu, Deaş veya Taliban benzeri bir hükumet olduğunu ileri sürüp, Nato'nun falan maddesine istinaden Türkiye'ye Nato kuvvetleri göndererek o bölgeye çökerek.

* Türkiye'nin yönetilemez bir ülke olduğunu iddia edip"çok uluslu kuvvetleri"davet ederek.

Bunlardan herhangi birinin gerçekleşebilmesi, içerideki, Türkiye'nin ali menfaatlerini kendi arzularına yem edebilecek Kemalist, Jurnalist, Laik grupların, ülkenin kapılarını (gönül dünyalarını) onlara açmasıyla mümkün olur.

Öyle olmadı mı Bir zamanların Jön Türkleri (sanki Kemalistleri) Laikleri (İttihat ve Terakkicileri) mandaları Abdülhamit'i devirmediler mi

Hiçbir günahı olmayan, daha koltuğunu bile ısıtmayan Sultan Vahideddin'i sürgüne göndermediler mi

Halkın oylarıyla seçtiği göz bebeği başbakanı idam etmediler mi

Gençleri bölüp birbirine kırdırtmadılar mı

Başörtüsü zulmüyle ülkeyi cehenneme çevirmediler mi

Padişahın kendi özel mülkünü devletleştirerek petrol bölgelerini elden çıkarmadılar mı

Osmanlıyı savaşta "ala vere dala vere, Kürt Mehmet nöbete" aldatmasıyla 780.000 bin km'ye razı etmediler mi