Çocuklarımıza camileri ve imamları neden sevdiremiyoruz

Mübarek Ramazan ayı geldi. Bizi yeni bir Ramazan'a kavuşturan Rabbimize hamd olsun. Bu Ramazan'a ulaşamayan ve aramızdan ayrılan merhum ve merhumelerimize de Rabbim rahmet eylesin.

Toplumumuzda giderek yaygınlaşan ve bir çıban haine gelen anlayış var:

Camilere kör bakma, cami görevlisi İmam Hatiplere hor bakma Burada en büyük payın İmam Hatiplerde olduğunu düşünüyorum. Çünkü imamlar hiç aktif değiller. Camiye gelen cemaate "namaz kıl " diyen ve "namaz kıldıran" bir imam profilimiz var karşımızda. Vaizlerimiz de öyle. Hep monolog, hep monolog Biraz görsel kullanalım, kürsülerin arkasına ekranlar yerleştirip cemaatin dikkatini çekelim Hiç böyle bir şey yok. Camiye gelen cemaate bol bol namaz kılmanın faziletinden bahsediyorlar. Kusura bakmasınlar.

İşte Ramazan ayı geldi ve mükellef iftarlar, gösterişli hatim merasimleri, şahane sofralar

Kaç tane imam ilindeki yurt dışından tahsil için gelmiş öğrencilere iftar verecek Evinde verecek

Kaç aile evinde yurt dışından veya içinden öğrencilere iftar verecek de onlara bir de zarfların içine koyduğu diş kiralarını ellerine takdim edecek

İmamlar etken değil dedim; kaç imam mahallesindeki evleri bir bir dolaşarak kendini tanıttı Kaç imam semtindeki okulları ziyaret ederek öğrencilerle bir konferans tertibi içinde tanıştı Kaç imam çevresinde esnafla bir dayanışma kulübü oluşturdu Durumu stabil olan esnaf arkadaşları için bir fonun kurulmasına öncülük etti

Ama imamlar çay ocaklarında iyi muhabbet ederler İyi maaş ve sosyal haklar taka tukası yaparlar. İyi hükümet yıkıp yaparlar

Darılmasınlar ama gerçek bu. Fevkalade iyi hizmet yapanlar da var. Onları tebrik ediyorum.

Şu projeyi hayata geçirelim. Bunu imamlar cemaatlerine duyururlarsa, gelecek eylül ayına kadar sürekli önemle üzerinde dururlarsa bu hayata geçer.

Önce hikâyeyi anlatayım:

2004 yılında AlmanyaMössingen'deyim. Erzurumlu bir ailenin iki oğlu var. Camiye derse geliyorlar. Küçüğün adı Emre. O ağabeysine eşlik ediyor. Bir gün Emre'nin annesi ile babası camiye yanıma geldi. Dediler ki; "Hocam. Yarın Emre ilkokul bire başlıyor. Burada ilkokul bire başlayan öğrenciler ilk gün kiliseye gidip papazın elini öperler. Önceden papaza para verirler ve papaz ne yapacağını bilir. Papazın elini öpmeye gittiklerinde papaz, o paranın yarısıyla çikolata almıştır, onu öğrencinin beslenmesine koyar, yarı parayı da çocuğa harçlık olarak verir. Çocuk bunun arka planını bilmez. Biz de dedik ki; bizim camimiz ve imamımız var. Aynı parayı biz de imamımıza verelim. Şu parayı al. Yarısıyla çikolata alıp diğer yarısını da Emre'nin cebine koy"

Aynen dedikleri gibi yaptım. Ertesi gün Emre, sırtında bir dondurma külahı biçiminde sırt çantasıyla geldi. Çikolataları oraya koydum. Harçlığı da cebine Sonra bir elinden babası bir elinden ben tutarak okula götürdük.