Batıbesk yenildi, arabesk fiilen galip
İDRİS GÜNAYDIN
Ferdi Tayfur rahmetli oldu. Orhan Gencebay, Müslüm Gürses gibi o da arabeskin temsilcisi idi.
Baştan şunu itiraf etmeliyim; ben hayatımda Ferdi Tayfur'a ait bir tane şarkıyı bile sonuna kadar dinlemiş değildim. Ölümünden sonra birkaç şarkısını dinledim ama tüm şarkılarından kısmen veya umumen haberdarım. Sebebi orada burada, karşı evde, bir arabada, mahalledeki bir çırağın iş yerinde falan farkında olmadan kulağıma çarpan şarkılar adeta yer etmişler. Sanki kasetini almış gibi veya televizyonlarda takip etmişim gibi bana sirayet etmiş.
Ben, şarkıyla fazla arası olmayan biriyim. Sadece gençliğimde Orhan Gencebay'ın "Bir teselli ver" şarkısını dinlemişimdir.
Bunun böyle olması şu hakikati değiştirmez. Türkiye'de ne kadar yasak koyulsa da veya onun yerine Batı Müziği dayatması yapılsa da milletimiz tarihin, coğrafyanın ve kültürün biçtiği elbiseyi giyer.
Bundan kuşku duyulmasın.
Cumhuriyeti kuran müstağripler Arap'ın dini diyerek İslam'ı ve İslam'a ait figürleri yasakladılar. Ters tepti.
Kur'an'da adı geçiyor diye zeytinyağı yerine Amerikan süt tozu ve yağını yedirdiler. "Zeytinyağlı yiyemem aman" diye türkü bile uydurdular. Ters tepti.
Batı müziğini dayattılar. Yerli müziği yasakladılar. Lakin Bayburtlunun dediği bir cümle onları hak ile yeksan etti: "Bayburt Bayburt olalı böyle eziyetgörmedi." Halk hangi coğrafyaya ait olduğunu, hangi kültürün çocuğu olduğunu arabeske sahip çıkmasıyla gösterdi.
İşte tam da budur. Başka gömlek bu milleti sıkmaktadır.
Milletimiz acıların çocuğudur. Yüz yıl öncesine kadar savaşlarla tükenen neslimiz ve yavukluların, nişanlıların, gelinlerin ve dahi anne babaların akan gözyaşı bizim kültürümüzü filizlemiştir. Rahmetli babaannemin "Bir kazmanın sapından yedi kadın tutacak. Bu kazmanın sapına vaktiyle bir erkek eli değmiştir diye. Erkek avucunun izini arayacak. Ben bu zamanları gördüm"dediği yıllar.
İşte bizim kültürümüz.
İşte arabesk bu kültürün, bu figanın çığlıklarıydı. Yoksa millet nereden bilsin şarkı söylemeye başlayan bir inşaat işçisinin ününü Reklam yok, arkasında holding yok.
Sonra Anadolu'dan büyük şehirlere göç. Az mı hicranlar, ayrılıklar, acılar yaşandı Çileler çekildi. Türk sinemasının çoğu kapalı gişe oynayan filmleri ve ıslanan mendiller hep bu hayat hikâyeleri ile dolu.
Millete rağmen bir şey yapılamıyor. "Göbeğini kaşıyan adam"ın hikâyesidir bu. Alay edilen, itilen, horlanan ve fakat iktidara da gelen, ülkeye eşsiz hizmetler de yapan, şarkıları ülkenin doğusundan batısına her yerde dinlenen, savaşa da giden, operasyon da yapan; Suriye'yi de fetheden
Bu millete başka don giydirmeye kalkan kim olursa kendine gidecek ülke bulsun. Ağzımızın tadını kaçırmaya kalkmayın.
Atilla İlhan'ın söylediğini sanıyorum. Meşhur sözdür: "Solculuk denen meret bu topraklardayeşermiyor." Gerçi onun adı şimdi Kemalizm oldu. Bu topraklar Kemalizme de Batıcılığa da yabancı.
Vaktiyle kimse hakikat namına bir şey bilmezken kulaktan kulağa bir hayli yayılmış eski Çankaya tefrikaları. Şimdi herkes inansa da inanmasa da duyuyor, sövüyor. Bitecek, o da bitecek. Son gülen iyi güler diye bir söz var. Son gülen de iyi gülen de biz olacağız. Çünkü dünyada bizim kadar bir faniyi dondurup servis eden bir millet yok. Etki tepkiyi doğurur. Dondurmakta bu kadar aşırı giden millet imha etmede de aşırı gider.
Allah, Ferdi Tayfur'a rahmet eylesin. Farkında olmadan bizim milli hislerimize başka bir kanaldan destek çıktı. Ne mutlu halka kendini sevdirenlere.