Aslında bu meselenin çözümü var

Aslında bu meselenin çözümü var

İdris Günaydın

Birkaç mütedeyyin Müslüman bir araya gelse konuştukları bir konu var: Gençlerin hali pür melali ve genç kızlardaki ahlaki tefessüh… Hep sorulan soru şu: Nereye gidiyor gençlik

Bunun için hafızların sayısını artırmaya umut bağlayanlar, İmam Hatip Okullarının başarılarına ve sayıca çokluğuna umut bağlayanlar, 4-6 yaş grubu çocukların din eğitimine umut bağlayanlar bilmiyorlar ki; Türkiye'de çocukların ve gençlerin sayısı yirmi milyon. Bu saydıklarımı bir araya toplasanız bir küçük göl nisbetinde. Hâlbuki karşımızda bir umman var.

Peki, ne olacak

Bu açmaz nasıl aşılacak

Diyanet sınırlı kalıyor. Cemaatler ve vakıflar artık hiçbir şey üretemiyor. Bir TÜGVA bir şeyler yapıyor gözüküyor. Başka yol yok. Ülke laik. Daha önce yazdığım gibi laikler ne kadar istiyorsa o kadar Müslümanız. Allah'ın çizdiği sınırlarda Müslüman değiliz. Türkiye'de Laiklik ilkesi değişmedikçe Müslümanlığı ne Allah'ın istediği noktaya getirebiliriz ne de yaşayabiliriz. Yasal olarak böyle.

Peki, mücadeleden vaz mı geçeceğiz Asla. Bu bizim imanî sorumluluğumuzun gereği. "Söz verdik Allaha gâlu belâ'da. Kula kul olmamak ikrarımız var."

Ne yapacağız

Bir durum daha var: Allah erkeğin diz kapak ile göbek arası hariç her yerini açabilmesine izin verdiği, kadının yüz, el ve ayak topukları hariç her yerinin kapalı olmasını emrettiği halde, sorsan Müslüman olduğunu söyleyen kadınlar kocalarının koynunda bile o kadar açılamaz vaziyette anadan üryan geziyorlar.

İddia ediyorum: Hiçbir kadın kocasının koynunda yatarken tüm kadınlık cazibelerini takınmaz veya takınamazken sokağa çıkan bazı kadın ve kızlar, beni birileri beğensin diye, üstelik de berbere para vererek, olduğundan başka şekillere girip arzı endam etmektedirler. Çünkü gece karanlıkta cazibesini takınca ne olur takınmasa ne olur Erkeklere de. "Senin erkekliğin ölmüş"modunda kal demektedirler. Bu insanlığın düştüğü en aciz durumdur.

Yasaları genelde erkekler yaptığı halde birkaç kadın derneğinin iğvasına mahkûm olunduğunun resmidir.

Ne yapmalı

Bu işin bir ayağı Diyanet'te bir ayağı da şuurlu Müslümanlarda bitiyor. Diyanet mutlaka kadınların da Cuma namazına gelmelerini teşvik etmelidir. "Ey iman eden erkek ve kadınlar! Cuma günü namaza çağırıldığınızda Allah'ı zikre koşun…"diyecek. Bunu defalarca diyecek. Diyanet'i yönetenler! Bu kadınların vebali üzerinizdedir. Artık bunu hutbelerde tiz perdeden dile getirin. Kadınlara da Cuma namazı farzdır.

Kadınları cumadan alıkoyan ve gittikçe bir gelenek haline gelen uygulama kadının mazeretiyle ilgilidir. Çocuğu vardır, hamiledir, cami uzak ve yalnızdır, ev yalnızdır ve o esnada kapıda yapılmakta olan bir iş vardır vs. Ama bunlar kısmen köylerde geçerlidir. Bugün çoğunluk şehirlerde. Ve kadın Cuma günü evinden pazara çıkıyor; ya sokakta dolaşıyor, ya pazar alışverişinde veya caminin kapısında içerideki kocasını bekliyor. Çalışan memur bayanların da erkekleri camiye gelirken onlar lak lak ediyor.

Soruyorum size; bu kadınların ne mazereti var Soruyorum size; Allah'ın açık emrini kim ne maksatla kadınlardan uzak tutuyor