Ağniyai Şakirinden Portreler

Ağniyai Şakirinden Portreler

İdris Günaydın

"Ağniyai şakirin: Şükreden zenginler" demek. Dualarımızda "Ya rab! Bizleri ağniyai şakirinden eyle yani şükreden zeginlerden kıl" diye dua ederiz.

Kader inancına hakkı ile inanan bir mümin için zenginlik de fakirlik de Allah'tandır. Lakin inkârcıların yanıldığı nokta bu sonucun Allah'ın istemesiyle olduğudur. Hâlbuki bu sonuç Allah'ın istemesiyle değil, kulun çalışmasıyla Allah'ın da yaratmasıyla olduğu şeklindedir.

Bundan birkaç yıl önce Diyanetin bir hutbesinde "enflasyonu Allah yaratıyor" cümlesi ile alay edilmiş, Allah, haşa, enflasyonu yaratıyorsa adaletsiz davranıyor şeklinde, alaycı lakırdılar edilmiştir. Evet, doğrusu enflasyonu Allah yaratıyor. Lakin Allah, Brunei Sultanlığı'nın, Katar'ın enflasyonunu da yaratıyor, İsviçre'nin enflasyonunu da yaratıyor, Türkiye'nin enflasyonunu da yaratıyor.

Bir yerde sıfır bir yerde %70 enflasyon yaratması Allah'ın istemesi ile olmuyor. Kulun çalışması, devletin cari imkânları, nüfus, toprak zenginliği, gelir gider dengesini yönetme ve sonuç… Peki, sonuçta bir enflasyon çıkacak ortaya değil mi Bu enflasyonu kim yaratacak da sen onu konuşacaksın Allah'tan başka yaratma gücüne sahip kimse olmadığına göre tabii ki o yaratacak ve konuşacaksın.

Bir insan "yaşım 20" dediğinde onun yaşı dünya hesap sistemine göre 20 oluyorsa da Allah katında da 20 olabilmesi için Allah'ın da onu 20 yaşında biri olarak yaratması yani 20 yaşına eriştirmesi lazım. O eriştirmeden o yaşta olunmuyor.

Bunlar felsefi derinlikli konular, her akıl idrak edemiyor.

Eğniyai şakirinden olacak zenginler var şimdilerde çok şükür. Eskiden vergi rekortmenleri hep kutlamayı şarapla yapan camiadan çıkardı. Herhangi bir hayır/hasenat için ya kapılarına gidilmeye utanılırdı ya da üç-beş kuruşla sepetlerlerdi. Bunlara hayatımız boyunca şahit olmuşluğumuz vardır. Sermaye hayırlı insanların ellerinde olacak ki, dünyamız hayırlı insanlarla dolsun.

Rahmetli Prof. Sebahattin Zaim'in "İslam İktisat Nizamı" adlı eserinde çarpıcı bir misal vardır: Zengin fakat zenginlik kendini şımartmamış, bu zenginliğini Allah'ın daha çok rızasını kazanmaya harcamak isteyen bir mümin ne yapmalı

*Parasını satıp para kazansa FAİZ… Haram olduğu için yapamaz.

*Parasını değerli mücevher veya dövize çevirip bekletse İDDİHAR… Haram olduğu için yapamaz.

*Çok lüks bir hayat yaşasa, normal hayat standartlarının üstüne çıksa İSRAF… Haram olduğu için yapamaz.

* Malını ticarette devam ettirmek, YATIRIM yapmak.

Tamam, ama o zaman da serveti daha artacak ve daha çok zengin olacak. İşte o zaman yapacağı iş, kazancını vakıf kurarak değerlendirmek. Böylece daha çok ihtiyaç sahibi insan veya hayvanın derdine çare olacak. İşte İslam'ın sosyal adaleti burada. Karşılıksız vermek… Allah için vermek.

Bugün böyle üç şükreden zenginden bahsedeceğim. Allah önlerini daha çok açsın. Çünkü gördüm ve tanıdım ki, onlar sadece kendileri için çabalamıyorlar.

İsmini gizli tutanlar da var. Saygı duyarım.

ALİ ACAR

1963 Giresun doğumlu. Bir müteahhit.

Ali Acar Bey, Acar Vakfı ismiyle maruf bir vakıf kurarak, gelirinin önemli bir kısmını vakfa aktarıyor ve oradan muhtaçlara dağıtıyor.

Hayat hikâyesini okuduğunuz veya dinlediğinizde göreceksiniz ki "Hayat merdiveni"nin en alt basamağından başlamış, parası olmadığı için sağlam ayakkabı alamamış, 13 yaşlarından bu yana namazını bırakmamış bir zat...

Şimdilerde geriye doğru birçok kez Giresun vergi rekortmeni olan Ali Bey