Terörün siyasi uzantısı ne demek

Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde 23 Aralık'ta on iki şehit vermiştik. PKK'nın yirmi gün sonra aynı yerde, aynı yöntemle dokuz askerimizi daha şehit etmesi orada ciddi bir problemin olduğunu gösteriyor. Önceki saldırıdan sonra güvenlik uzmanlarınca dile getirilen eleştirilerin ve uyarıların haklılığı acı bir şekilde ortaya çıktı. Buna karşılık, işaret edilen hataları yine de sürdürmekte ısrar eden bir irade bulunduğu anlaşıldı.

Ne var ki bu hususları detaylı bir şekilde rahatça konuşmak zor. Son derece hassasiyet taşıyan bir konudan söz ediyoruz. Askerin, polisin, istihbaratın bölücü terör örgütüne karşı mücadelesini zaafa uğratabilecek her türlü tutumdan kaçınmamız gerekiyor.

Bilhassa bu meseleyi günlük siyasetin malzemesi haline getirmekten sakınmak şart. Ancak terörle mücadele konusunu siyasete alet etmekle suçlananlar hep muhalefet partileri oluyor. "Nerede ne yanlış yapılıyor ki böylesi olaylar yaşanıyor" diye sormak neredeyse terör örgütüne yardım ve yataklık olarak gösteriliyor. İktidar cephesi şehitlerimizi temsil ediyor, muhalefet ise Türkiye'nin düşmanlarını.

Bu dil her açıdan yanlış, her açıdan tehlikeli bir dil. Toplumun bir bölümünü toplumun bir başka bölümüne terör destekçisi hainler diye göstermenin nasıl bir tehlike ifade ettiği ortada. Diğer yandan, milletin ortak meselesini şu ya da bu seçmen kitlesinin hissiyatını kaşımak suretiyle araçsallaştırma yoluyla teröre karşı gerçek manada bir mücadelenin yürütülebilmesi de imkansız.

Bu meselenin muhakkak ve muhakkak siyaset üstü bir konu olarak ele alınması lazım. Oysa bu yapılmıyor. Böylesi bir konu siyaset malzemesine dönüştürülebiliyor.

Türkiye şehitlerine ağlarken Cumhur ittifakının küçük üyelerinden biri -herhalde gündemin yönünü değiştirmek amacıyla- ilginç bir çıkış yaptı. "Terörün, başta siyasi uzantıları olmak üzere bütün unsurlarıyla mücadele edilmelidir" diyerek İYİ Parti'den Zafer Partisi'ne, Saadet'ten Gelecek ve DEVA'ya bütün muhalefet partilerini terör destekçisi ilan etti. Mücadelenin bunlara karşı da yapılması gerektiğini savundu.

Siyaset böyle yapılmamalı.

Unutmamak gerekir ki bu tür suçlamalar bumerang gibi dönüp dolaşıp sizi vurabilir. Nitekim muhalefeti terörün destekçisi olmakla itham eden kişinin geçmişte, Çözüm Süreci günlerinde "Özerkliği destekliyoruz" diye paylaşım yaptığı gündeme getirildi.

Gerçi mevcut iktidarın bu anlamda bir dokunulmazlığı var. Terör konusunda nasıl bir tutum alırsa alsın haklı oluyor, muhalefet ise neyi söylerse söylesin hep haksız oluyor. Hatırlayacak olursanız, vaktiyle çözüm sürecini eleştirenler "terörden beslenmekle" suçlanıyorlardı. Daha sonra ise o dönemin çözüm süreci taraftarları "terörün destekçisi" ilan edildiler.

Bir önceki yerel seçimler öncesinde TRT ekranlarına çıkarılan Osman Öcalan veya İstanbul seçmenine yaptığı