Provokasyon treni kalkıyor

Fatih Camii'nin imamının bıçaklanması olayı siyasi provokasyon mu Konuyla ilgili henüz fazla netlik olmadığı için emin olmak zor ama akıl sağlığı yerinde olmayan bir kişinin işi de olabilir bu. Yani provokasyon amaçlı bir eylem olmayabilir. Veya birileri bir meczubu tahrik ederek bu iş için kullanmış da olabilirler.

Ancak, ister organize isterse bireysel, her ne olursa olsun bu olayın toplumun belirli kesimlerini provoke etmek için kullanılmaya müsait olduğu ortada. KARAR'ın dünkü manşetinde buna işaret ediliyordu:

"Olay üzerine sosyal medyada farklı görüşteki gruplar arasında oluşan tehlikeli gerilim, özellikle seçim öncesinde toplumdaki kutuplaşmayı 'çatışmaya' çevirmek için bir kıvılcım arayan çevrelerin varlığını ortaya koydu."

Fatih Camii, günümüzde "İslamcı" diye adlandırılan siyasi kesim için, sözgelimi Sultanahmet veya Süleymaniye'nin taşımadığı anlamlara sahip bir mekan. Dolayısıyla, söz konusu eylem provokasyon amaçlı ise bu iş için böylesi sembolik bir anlam barındıran bir hedefin seçilmiş olması tesadüf olmayabilir.

Nitekim, FETÖ'nün Balyoz kumpasında da bazı generallerin "Fatih Camii'ni bombalama" planı yaptıkları iddiası ortaya atılmış ve o günlerde dindar kamuoyu kumpas kampanyası lehine mobilize edilebilmişti.

Balyoz kumpasından daha önce de Fatih Camii yine sansasyonel bir provokasyon girişimi haberiyle gündeme gelmişti. Almanya'da "Hilafet Devleti" adıyla faaliyet gösteren Kaplancılar örgütünün 1998 yılının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda gerçekleştirmek üzere bir eylem planladığı ortaya çıkmıştı.

Plana göre Almanya'dan gelen 15 kişi Ayasofya veya Fatih Camii'ni işgal edecek ve "kendilerini şehit etmeye ant içtikleri" için polisle çatışmaya girerek öleceklerdi. Bu kişilerin 28 Ekim'de İstanbul'a gelerek Fatih Camii'nde gerçekleştirecekleri eylemin plan ve keşif çalışmalarını yaptıkları açıklandı.

Gazetelerde çıkan haberlere göre, sanıklar eylemde kullanacakları patlayıcıların bir kısmını otoyol kenarına, bir kısmını ise Fatih Camii'nin bahçesine gömdüklerini itiraf etmişlerdi. Ancak planlanan eylemin gerçekleşmesi zordu. Çünkü dönemin Emniyet Genel Müdürü bu şahısların istihbarat birimlerince Almanya'dan itibaren izlendiklerini açıklamıştı.

Son olarak, iki yıl önce ise İstiklal Caddesinde 6 kişinin öldüğü 99 kişinin yaralandığı bombalı saldırının faili