Trump'ın yeni Gazze planının Filistinliler açısından tek bir olumlu tarafı var gibi görünüyor: Daha önce Gazze'nin bütün sakinlerini zorla başka ülkelere gönderip burayı bir lüks tatil merkezi yapmak için harekete geçen tüccar başkanın bu planın gerçekleştirilmesinin zorluğunu fark edip bu sefer Gazzelilerin yerlerinde kalmasını öneriyor olması.
Ancak buna rağmen plan hiçbir şekilde güven vermiyor ve hedeflenen nihai neticenin yine "Orta Doğu Rivierası" projesi olup olmadığından emin olunamıyor.
Zira çok yuvarlak ifadeler, kapsamı belirsiz birtakım taahhütler, kimliği meçhul aktörlere yüklenen sorumluluklar, şarta bağlı öngörüler, ucu açık beklentiler, ihtimallere dayalı öngörüler, soyut bir çerçeve var açıklanan 20 maddelik plan metninde. Ama yol haritası yok, zaman aralığı yok, hepsinden önemlisi "güvence" yok.
Söz gelimi, "Hamas planı kabul etmezse Netanyahu hükümeti Gazze'yi yakıp yıkmaya, insanları öldürmeye devam edecek ve ABD buna en güçlü desteği verecek" anlamına gelen bir madde var planda. İsrail tarafı bir süre sonra sözünde durmamaya karar verirse ne olacak sorusunun cevabı ise yok.
Aslında ortada adına "plan" denebilecek somut bir hazırlık yok. Temenniler var sadece. Büyük büyük laflar var. Güvencesiz vaatler bir de.
Kaldı ki Washington'da sekiz Müslüman ülkenin temsilcisiyle yapılan görüşmede sunulan metin ile Trump'ın Netanyahu ile görüşmesinden sonra açıklanan metin arasında da kayda değer farklar bulunuyor.
Tek başına bu bile söz konusu planın "tuzaklarla dolu" olduğunu düşündürtmeye yetecek bir detay.
"Gazze'de halka belediye hizmetlerini sunmaktan sorumlu teknokrat ve apolitik bir Filistin komitesi geçici yönetimi üstlenecek" denilen plana göre, "Bu komite, nitelikli Filistinliler ve uluslararası uzmanlardan oluşacak ve yeni bir uluslararası geçiş organı olan 'Barış Kurulu'nun gözetim ve denetimi altında olacak."
Bu kurula Trump başkanlık edecekmiş, üyeleri arasında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair de bulunacakmış. Diğer üyeler henüz belli değilmiş.
İslam ülkelerine sunulan ilk planda bu "komite" yoktu. Netanyahu görüşmesinden sonra ihdas edildi. İlk metinde Arap ve Avrupalı ülkelerin katılımından söz ediliyordu, daha sonra ikinci metinde bu kaldırıldı.
Keza ilk metinde yer verilen Katar'ın "kolaylaştırıcı" (mediator) rolü ikinci metinde yer almıyor.
ABD, Gazze'ye derhal konuşlandırılacak geçici bir Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) oluşturmak için Arap ve uluslararası ortaklarla birlikte çalışacak" deniliyor ama "derhal konuşlandırılacak" olan bu güç için bilahare "bölgede kontrolü ve istikrarı sağladıkça, İsrail ordusunun garantörler, ABD, İsrail ordusu ve ISF tarafından belirlenecek standartlara ve zaman çizelgelerine göre geri çekileceği" belirtiliyor.
Hiçbir netlik yok bu ifadelerde. Sözde "plan"ın hiçbir yerinde olmadığı gibi…
Trump'ın planında, "Gazze'nin yeniden inşası ilerlerken ve Filistin Yönetimi'nin reform programı eksiksiz uygulandığında, Filistin halkının arzusu olarak gördüğümüz kendi kaderini tayin etme ve devlet kurma doğrultusunda güvenilir bir yol için koşullar nihayet oluşmuş olabilir" ifadeleri yer alıyor.