"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" bir meydan okumadır

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde yeni mezun bir teğmenin etrafına diğer teğmenleri de toplayarak "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" vurgulu kişisel marşı okuması çok tartışmaya neden oldu ve olmalıdır da. Şahsi görüşüm o günkü münferit davranışın masum olmadığı ve hatta bir meydan okuma olduğudur. Çünkü geçmişte Kemalist cuntacılardan FETÖ'cülere kadar kim Mustafa Kemal'e askerlik iddiasında bulunduysa darbelere yeltenmiştir.

Bu tür söylemler aynı zamanda söyleyenin ve destek verenlerin bilinç altını da ele verir. Mesela "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" demek her ne kadar Atatürk sevgisini ifade etmek için de kullanılıyor olsa da zaman, mekân ve söyleyene göre mana değişebiliyor. En bariz mana nedir diye sorarsanız halkın bir kısmını tehdit etmektir diyebiliriz. O halk ise Mustafa Kemal'e askeri ve idari yönü için değil de ideolojik olarak mesafeli duran muhafazakâr kesim, Kürtler ve solcular gibi farklı bir duruşu olan insanlardır.

Bu sözü sahiplenenler aynı sözü dışarıdaki bir hasma karşı kullanamazlar. Mesela İran'a, Yunanistan'a veyahut Amerika'ya karşı bu söz söylenmez. Onlara karşı Türk ordusu oluverirler. Çünkü onlar olursa dış düşman olurlar. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyense açıkça kendisine bir iç düşman üreterek ona haddini bildirmeyi ima eder.

Bu sözün ordu içinde başkasının askeri olduğunu iddia edenlere bir mesaj olduğu iddia edilebilir. Mesela FETÖ'cüler veya farklı yapılanmalara mensup askerlere söylendiği iddia edilebilir. Ancak MHP lideri Bahçeli bile korsan marştan şüphe duymuşsa bizlerin de şüphe duymaya hakkımız var. Çünkü eğer Mustafa Kemal üzerinden devlete aidiyet ve sadakat ifade ediliyorsa bugün Mustafa Kemal'in yerinde Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak görev yapıyor. Acaba mezkûr teğmenler ve onlara destek veren muhalefet "Tayyip Erdoğan'ın askerleriyiz" gibi bir sözü tekrar eder veya destek verirler mi Bizce etmezler. Ama mesela "Ahmet Necdet Sezer'in askerleriyiz" demekten çekinmezler. Dediğimiz gibi mesele tamamen ideolojik.

Askerin ideolojisini konuşmuşken 15 Temmuz'un askere bakan tarafına da bakalım. 15 Temmuz'da görüldü ki Fetullah Gülen'in askerleri Mustafa Kemal'in askerlerini entrikalarla, iftiralarla ve daha birçok şekilde pasifize etmişler. Çünkü o gün anlaşıldı ki generallerin yarısından fazlası FETÖ mensubuydu. Harp okuluna girenlerin çoğu da FETÖ'cüydü. Bir şekilde FETÖ'ye rağmen harp okullarına girenlerse mobbing ile okulu bırakmaya zorlanıyordu. Etrafımızda böyle çok arkadaş var.