Kudüs İttifakı

Kudüs İttifakı

İBRAHİM KARATAŞ

Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumartesi günkü konuşmasında PKK'nın silah bırakmasının milat olacağı yeni bir sayfadan bahsetti. Yakın gelecek Türkiye'sine şekil verecek söz konusu sayfa hem iç hem de dış kamuoyu açısından önemliydi. İçeriye verilen mesaj belliydi. Özetle dedi ki; "Bizi ayrıştıran terör bittiğine göre artık birlik olup terör öncesi kardeşlik ortamını yeniden inşa ederek ülkenin terör sonrası geleceğini inşa edebiliriz. Barış ortamını bozmak isteyecek Türkçü ve Kürtçü ırkçılara müsaade etmeyeceğiz. Türk, Kürt ve Arap ittifakını Kudüs ittifakı altında yeniden oluşturacağız".

Cumhurbaşkanının konuşmasında güncel dış politika konuları pek yoktu ama konuşmasının her kelimesi yeni dış politikanın tuğlalarını da oluşturuyordu. Mevzu ayrılıkçı Kürtçü terör olmasına rağmen Arap kelimesini Türk ve Kürt kelimeleriyle birlikte ve defalarca kullandı. Türkiye'de bir Arap toplumu var ama bu mesaj daha çok Türkiye dışı Arap dünyasına hitap ediyordu. Ayrıca Arap kelimesini kullanarak bölgesel yeni politikalar geliştireceğinin işaretini vermiş oldu. Yeni politikada Türk, Kürt ve Arap milletleri Kudüs İttifakı altında birlikte hareket edecek ve başta Kudüs (Filistin) olmak üzere bölgesel sorunların çözümü için aktif hareket edilecek. Kudüs demek aynı zamanda İsrail ile de karşı karşıya gelmek demektir. Dolayısıyla adı geçen ittifakın beklendiği şekilde kurulması ve işlev görmesi halinde Filistin'deki İsrail zulmüne susan değil karşı koyan bir ittifak kurulmuş olacak.

Erdoğan, ittifakın başarılı olacağına da inanıyor. Tarihteki birlikteliğin nasıl zaferlere dönüştüğüne dair söyledikleri, onun tarihin tekerrür edebileceğine olan inancını gösteriyor. Erdoğan istiyor ki eskisi gibi Çin seddinden Adriyatik'e kadar bu üç milletin atlarının rüzgârı essin.

Cumhurbaşkanı içeride barış ve bütünlük olmadan söylediklerinin sözde kalacağının da farkında. Bu yüzden yanına Dem Partiyi de almak istediği anlaşılıyor. Sola daha meyilli Dem Parti geçmiş güzel yüzyıllara yeniden dönmek ister mi veya dönmesine müsaade edilir mi bilinmez ama Kürt halkı Erdoğan ve Bahçeli'deki samimiyeti görürse Dem'in ayak diremesi halinde yine de Cumhur İttifakının peşine düşer. Doğrusu Kürt halkının siyasi tavrını değiştirip değiştirmemesi sorun teşkil etmez. Siyaseten istedikleri tarafta durabilirler. Yeter ki şiddet olmasın. Cumhur İttifakınınsa oy için değil gerçekten bu ülkenin büyük bir sorununu halletmek için çabaladığına güvenimiz tam. Amaç oy olsaydı PKK'ya silah bıraktırmaktan çok daha kolay ve külfetsiz yollar var.