Pakistan ezberleri bozar. Hindistan savaşı kaybeder. Babür'ün dönüşünü izleriz. Bin yıllık tarih bugüne gelir, Güney Asya'da harita değişir. Belki de zamanı gelmiştir!

Hindu fanatiklerin Müslümanların üstüne saldırıp Batı'nın gözüne girme politikası iflasla sonuçlanacak gibi. Küresel güç haritasına, matematiğine, Batı'nın kendi içinde parçalanmışlığına, sonrası adımlara bakıldığında, Güney Asya'da fiziki haritaları da değiştirecek, Hindistan'ı küçültecek bir gelecek açık açık görünüyor.

Ne Pakistan Ortadoğu ülkesi ne de eski söylemlerin bir karşılığı var. Hindistan İsrail aklıyla hareket etmeye devam ederse, Kuzey bölgelerini tamamen kaybedebilir, Çin karşısında ezilir, Hindistan ekonomik büyümesi büyük sarsıntı geçirebilirdi. Sanırım Pakistan'ın güçlü cevabı Hindistan'a da İsrail'e de güçlü bir cevap olmuştur.


"İSLAM'LA SAVAŞ, BATI'NIN GÖZÜNE GİR. BÖYLE GÜÇ DEVŞİRİRSİN!"

Biraz daha geriye gidelim:

Hindistan, Batı'nın İslam'la savaşının ana yüklenicisi haline getirildi. İsrail ve ABD aşırı sağı, Soğuk Savaş'ın hemen sonrasında başlattığı küresel Haçlı Savaşı için yeni dönemde bu ülkeyi İslamofobi'nin ana karargâhı haline getirdi.

Hindistan içinde başlatılan Müslümanlara yönelik saldırıların savaşa dönüşeceği aslında tahmin edilmeliydi. Çünkü bu ülke, hızlı ekonomik büyümesini siyasi ve askeri güce dönüştürmek, bölgesel süper güç olmak için Batı'nın da kabul edip destekleyeceği bir silaha ihtiyaç duyuyordu ve bu İslam'la savaş doktriniydi.


Hatırlayalım, son otuz beş yılda, ABD, İsrail ve Avrupalı ortaklarının Afganistan, Irak işgalleri, onlarca ülkede iç savaşlar çıkarması, onlarca terör örgütü kurması, küresel İslam tehdidi kavramları servis etmesi hep bu amaçla yapılmıştı. İsrail'in Gazze'deki soykırımı da işte tam bu fırtınanın en son halkasıydı.


DİN SAVAŞI ÇIKARMA KURGUSU: PAZARLAMA HEP BÖYLE YAPILIR!

Avrupa zayıflarken Batı'nın bu silah için sahaya süreceği Hindistan keşfedildi. Keşmir'de 29 "Hindu"nun bir terör saldırısı ile öldürülmesi tam da "din savaşı" çıkarma kurgusuydu. Olaya yine terörle mücadele süsü verilecek, savaş böyle pazarlanacaktı.

Öyle de yapıldı. Hindistan bir anda parladı, işi topyekûn savaşa dönüştürmek için harekete geçti. Kurgu da kamuoyu da onlara göre hazırdı. Ve önceki akşam harekete geçip Pakistan'a saldırdı.

Bir önceki yazımda iki ülke büyük bir savaşa girerse neler olabileceğini yazmıştım. Eğer krizi doğru kelimelerle konuşacaksak bunlara tekrar bir bakmak zorundayız. Bu yüzden anlayışınıza sığınarak o cümleleri tekrar ediyorum:


TÜRKİYE'NİN YAKIN OLDUĞU HERÜLKE PAKİSTAN'I DESTEKLEYECEK.

Dünya; ABD-Çin ticaret savaşlarının ne tür jeopolitik sonuçlara yol açacağına odaklanmışken, patlama Hindistan ile Pakistan arasında oldu. ABD Hindistan'la ortak. Çin Pakistan'la ortak. Ortadoğu'dan Güney Asya'ya uzanan kuşakta bir şeyler planlandığı açık. Orta Asya bile bunun içinde.

Sanki Türkiye'nin yakın olduğu bütün ülkeleri içine alan bir şeyler planlanıyor. Sanki Çin-ABD güç çatışmasına göre yeni şeyler planlanıyor.

Türkiye askeri anlamda bütün desteğiyle Pakistan'ın yanında olacaktır. Bangladeş de bu savaşa girecek. Zira Hindistan yanlısı diktatör Şeyh Hasina'nın devrilmesi sonrası, Bangladeş ve Pakistan "kardeş güçler" olarak aradaki dayanışmayı hızla güçlendiriyor. Nitekim Bangladeş ordusu da Hindistan sınırına yığınak yapmaya başladı.

Sadece Pakistan ve Bangladeş'in aynı anda savaşa girmesi bile Hindistan'ın ikinci kez parçalanması ile sona erebilir. Üstelik Çin'in kuzeyden baskısı şimdiden hissedilmeye başlandı. Bu, Hindistan'ı çok acı biçimde köşeye sıkıştırabilir.


HİNDİSTAN HİÇBİR SAVAŞ KAZANAMAZYEM OLMAKTAN ÖTEYE GEÇEMEYECEK.

Bu işin hesabı çok acele yapılmış, bu açık. Çin'in baskıları ve böyle bir savaş, Hindistan'ın bölgesel etkilerini dramatik biçimde daraltacak, yıkıma uğratacaktır.

Hindistan'ın savaşla bir şeyi düzeltme, ele geçirme şansı yok. Tarihinde savaşla bir şey kazanmış ülke değil. Her ne kadar abartılsa da bölgesel savaş kabiliyeti çok düşük. İsrail ve ABD için bir "yem" olmaktan öteye geçemeyecektir.

ABD ve İsrail'in desteği Hindistan'ı ayakta tutmaya yetmeyecek. Çin'e karşı Hindistan'ı öne çıkarma girişimleri iflasla sonuçlanacak.

Hindistan'ın ekonomisi ne kadar büyürse büyüsün, küresel iktidar alanındaki oyunculuğu son derece amatör. Emperyal kültürü neredeyse hiç yok. Bu son ikisi, küresel ve bölgesel güç mücadelesinin en kritik özelliklerdir.