İsrail'in varoluş ömrü bitti. İki yıl içinde olağanüstü şeylere tanık olabiliriz. Tarih intikamı ile döner. ABD ve Avrupa'nın artık İsrail'e ihtiyaca kalmadı. O düzen çoktan yıkıldı. Şimdi

Öncelikle biz, bu coğrafyanın insanları Avrupa'nın samimiyetine inanmayız. Verdikleri sözleri tutmadıklarını, İsrail'e açık veya gizli desteklere devam ettiklerini, bu coğrafyanın insanını düşman gördüklerini, özellikle son otuz yıldır bölgemizdeki bütün yıkımların altında imzaları olduğunu biliriz. Osmanlı'yı nasıl dağıtıp bütün coğrafyayı sömürgeleştirdiklerini, 20. yüzyıl boyunca uyguladıkları kâbus planları ile ülkeleri parçaladıklarını, milyonları kıyımdan geçirdiklerini biliriz.
"İYİ NİYETLE" KANDIRILANLARDAN OLMAYIZ.ÇOK DAHA SERT GERÇEKLERE HAZIRLIKLIYIZ.
İslamofobi'nin Avrupa'nın siyasi genetiğinin esas unsurlarından biri olduğunu, AB projesinin aslında din ve kimlik eksenli bir proje olduğunu, Türkiye'yi bu yüzden elli yıldır kapılarda beklettiklerini, Avrupa'nın son bin yıllık tarihinin İslam ve Türk düşmanlığı üzerinden formatlandığını biliriz. Şimdi de Gazze'deki kimsesizlerin acısı üzerinden harekete geçip İsrail'e baskı yaptıklarına inanma kolaycılığına kaçmayacağız. Öyle kolay kandırılanlardan, ikna edilenlerden olmayacağız. Tarihin ve coğrafyanın bu "iyi niyet" söylemleri ile şekillenmediğinin pekâlâ idrakindeyiz. 21. yüzyıl küresel güç ikliminin, çok daha sert gerçekler üzerinden şekillenmesine hazırız. Bütün bunların farkında olarak bugüne gelelim:
İSRAİL'İ KALBİNDEN VURAN KARARLAR BİR GÜNDE ALINDI.TARİHTE İLK KEZ OLUYOR BU.

Bir önceki yazımda, "İsrail'in çöküşü başlatılmalı" demiştim. Aslında başlatıldı da. AB ülkeleri ve İngiltere, İsrail'i kalbinden vuran kararlar aldı. Muhtemelen bütün dünya "Neler oluyor" sorusunu sormuştur. Peki, sadece bir gün içinde yaşanan bu gelişmeler neydi

İspanya, "İsrail soykırımcı, soykırımcı bir ülke ile iş yapmayız" dedi. Silah satışını tamamen yasaklayan kanun çıkardı.

"İsrail'in durması için gereken her şeyi yapacağız" diyen İngiltere, İsrail'in Londra Büyükelçisi'ni çağırıp uyardı. Bütün ticari ilişkilerini askıya aldı. İngiltere, Gazze katliamı sırasında İsrail'e ABD'den sonra en büyük askeri sevkiyatı yapan ülke. Bu gelişmeden sonra gizli destek devam edecek mi, elbette dikkatle izlenecek.

Fransa, İsrail-AB ortaklık görüşmelerinin askıya alınmasını istedi. Macron günlerdir Gazze katliamıyla ilgili ezber bozucu açıklamalar yapıyor. "İsrail durdurulmalı" temasını işliyor. Bu arada Norveç, İsveç, Hollanda ekonomik yaptırım çağrısı yaptı. İsrailli bakanlara yaptırım istedi.

Bütün bunlar ve dahası sadece bir günde gerçekleşti. Tarihte ilk kez böyle bir şey oluyor. İsrail'in arkasındaki Avrupa gücü dağılıyor. ABD gücü azalıyor. İsrail çevreleri, "Tamamen yalnızlaştık, bir tsunami geliyor" açıklamaları yapıyor.


İSRAİL AVRUPA'YI AŞAĞILADI. BİR SİLAH OLARAK KULLANDI.SOYKIRIMA ORTAK ETTİ, BİTİRDİ.

Peki Avrupa neden bunu yaptı AB uzun zaman sonra ilk kez bir güç olarak kendini öne çıkarmaya çalışıyor. Yeni küresel güç matematiğinde olağanüstü mevzi kaybetti. ABD, Rusya, Çin ve Türkiye'nin öne çıkması, AB'nin bir cüceye dönüşmesi, Avrupa uluslarını endişelendirdi.

Üstelik "İsrail'i savunma"nın kendi alanlarını nasıl daralttığını, yükselen güçlerle ilişkilerini nasıl tükettiğini gördü.

Avrupa liderleri ve yönetici elitleri, İsrail'in soykırımına ortak oldular, tarihe öyle geçtiler. Netanyahu hepsini, kişisel çıkarları için bir silah olarak kullandı. Hem de aşağılayıcı biçimde.

Trump, Netanyahu'ya mesafe koyarak, Biden dönemi günahlardan kendini korumaya çalışırken, Avrupa'nın bu kadar kör bir hamasetle İsrail'in arkasına dizilmesi, zaten anlaşılır bir durum değildi. Muhtemelen Trump gibi onlar da İsrail'in kendilerini sıkıştırdığı o dar alandan kurtulma hesapları yapıyor.


NETANYAHU'NUN KELLESİNİ ALMAK YETERLİ OLMAYAÇAK. DAHA FAZLASINI YAPMAK ZORUNDA KALACAKLAR

Şimdilik "Netanyahu'nun kellesini alma" formülü hem ABD hem Avrupa tarafından bir çözüm olarak pazarlanıyor. Ama bu mümkün olmayacak, yetmeyecek. ABD ve Avrupa'nın sorunu Netanyahu'dan çok daha büyük. O da "İsrail sorunu"dur!

İsrail'i destekledikleri sürece bu coğrafyada güç ve mevzi kaybedecekler. Kuzey Afrika'dan Endonezya'ya kadar yeryüzünün ekseninde etkinlikleri dramatik biçimde düşecek. Bence bunun farkındalar. Dolayısıyla ezber bozucu tavırları Netanyahu'nun siyasi ölümü ile bitmeyecek. Bunu görecekler, bu gerçeğe göre hareket etmek zorunda kalacaklar.

Şu anki düşünceleri, okumaları tamamen 20. yüzyılın güç matematiğine göre algılayanlar yeni durumu anlamakta zonlanıyor. Artık Ortadoğu'da, Afrika'da, Güney Asya'da 20. yüzyıl şartları yok. Güç, bütün bu kuşakta birikiyor.


ABD VE AVRUPA, İSRAİL'DEN KURTULMA YOLU ARAYACAK.

Ülkelerin seçenekleri çok fazla. Yeni adresler, yeni sermayeler, yeni teknolojiler, yeni güçler için ortaklık yapacakları ülkeler var. ABD ve Avrupa'nın yüz yıl boyunca rehin aldığı bu kuşak, kendi yolunu çizmek için çok hareketli doğru yolda.

Hâlâ İsrail ajandasına bağlı kalırlarsa, Avrupa küçülmeye ve kendi kıtasına hapsolmaya, ABD daralmaya ve bölgeselleşmeye devam edecek. Çin'in olağanüstü yükselişi bile tek başına bu iki güç blokunu korkuturken, Türkiye gibi bölge ülkelerinin yeni güç havzalarına dönmesi oyunun kurallarını tamamen değiştirecek ve değiştiriyor.

ABD ve Avrupa İsrail'den kurtulmak zorunda. 21. yüzyılda bunu yapamazlarsa intihar ederler. İsrail aşırı sağının elinde oyuncak olurlar.


AVRUPA LİDERLERİ, İÇERİDE İKTİDAR, DIŞARIDA JEOPOLİTİK GÜÇ KAYBI YAŞAR.

Batılı yönetici elitler bu ısrarlarını sürdürürse, çok kısa sürede iktidar alanlarını tamamen kaybedecek. Özellikle Avrupa'da kitleler bunu sorgulamaya çoktan başladı. Bunun içeride iktidar, dışarıda jeopolitik sonuçlarını kaldıramayacaklar.

ABD Çin'i dizginlemeye çalışırken, Avrupa Rusya tehdidi ile yüzleşirken, iki blok da kendi güvenlik ve geleceklerine odaklanmışken, saldırıdan savunmaya geçmişken, kendilerini İsrail için intihara sürükleme gibi bir akıl tutulması yaşamazlar. Bunu yaparlarsa biterler. Yeni dönemde artık böyle lüksleri yok.