İsrail İran'a neden saldırdı İran ne kadar dayanabilir İran mı dağılır, İsrail mi çöker İş nükleere kadar gider mi İran içindeki ölümcül ihanet Türkiye nasıl ders çıkarmalı Bu şizofren devlet Türk

İRAN "İSRAİL'İN NÜKLEER SIRLARINI ELE GEÇİRDİK" DEDİ SALDIRILAR BAŞLADI...

Ama bu saldırıdan önce çok önemli bir şey daha oldu. Pek kimse dikkat etmese de İran, "İsrail'in nükleer sırlarını içeren bütün bilgileri ele geçirdiğini" açıkladı. İran devlet televizyonu, "İsrail'in nükleer sırları İran istihbaratının eline geçti. Nükleer tesisler, planlar, malzemeleri içeren dosya çok büyük ve İran'a aktarılması zaman aldı" diye yayın yaptı.

Bu dosyada neler olduğu tam bilinmiyor. Bu, ilk bakışta klasik İran propagandası olarak algılandı. Bu yüzden de üzerinde durulmadı. Ama savaşın bugün aldığı hal, iddianın doğru da olabileceğine işaret ediyor. Eğer gerçekse, İsrail'in İran'a saldırısının ana amacı bu olabilir.


"İRAN TEDBİRSİZLİĞİ" İSRAİL'İN EN ETKİLİ SİLAHI HALİNE GELDİ

İsrail saldırısı ABD-İran nükleer pazarlıkları devam ederken yapıldı. İsrail olası bir anlaşmadan korkuyordu ve ısrarla bunu sabote etmeye zaten çalışıyordu. Trump'ı İran'la savaşmaya ikna edememişti. Hem anlaşma ihtimalini sabote etmek hem de Trump'ı istemediği bir savaşa mecbur bırakmak için bu senaryoyu devreye soktu.

"İran tedbirsizliği" diye bir gerçek vardı ve o gece de İsrail'in en etkili silahı bu oldu. İran kendi içinde korkunç bir ihanet yaşarken, askeri, sivil ve istihbarat kademelerinde içeride operasyon yapabilecek çevreler, İsrail'e destek verip, İran'a büyük zarar veriyordu.


SINIR KAÇAKÇILIĞI "İSTİHBARAT KAÇAKÇILIĞI"NA DÖNÜŞMÜŞ!

İran yönetimi, bir taraftan İsrail saldırıları ile mücadele ederken bir taraftan da iç işgalcilerle mücadele etmek zorunda kaldı. Muhtemelen bu çevreler, İsrail'le ortaklaşa rejimi devirme, İran'ı parçalama hesabı içindeydiler.

Tahran yönetimi bağlantılı çevreler, SİHA'ların İran-Irak sınırından, Kuzey Irak'tan içeri sokulduğunu iddia ettiler. Sınır kaçakçılığı Mossad için "istihbarat kaçakçılığı"na dönüştürülmüştü.


O GECE ASLINDA, İNGİLTERE VE ALMANYA DA İRAN'I VURDU

İsrail uçakları Tahran semalarındaydı, füzeleri her yeri vuruyordu, İran şok içindeydi ve cevap veremiyordu. Birileri içeriden İran'ı kilitlemişti. Bir devlet için ölümcül bir çaresizlikti bu. Uçaksavarları bile çalıştıramadılar.

Evet İsrail istediği hedefleri vurmuştu. Ama aslında vuran sadece İsrail değil, ABD ordusuydu. Trump ne derse desin, bölgedeki ABD ordusu ile İsrail ordusu tek bir orduydu ve İsrail tarafından yönetiliyordu.

Almanya ve İngiltere de bu saldırılara her türlü desteği veriyordu. Bu haliyle İran'ı Batı ittifakı vurdu. Sadece Mossad yanlıları ihanet etmedi ABD ile, İngiltere ile, Avrupa ile çalışanlar da ihanet etti.

Elbette, cumhurbaşkanı, dışişleri bakanı bile öldürülen ve hiçbir şey yapamayan bir devletin zaaf görüntüsü İsrail'in güvencesiydi. Saddam'ı da Irak ordusunun ihaneti çökertmişti. O zaman ABD ile İran birlikte çalışıyordu. İsrail aynı hesabı yaptı.


BU SEFER İSRAİL ŞOKTA: TEL AVİV'DEN GAZZE GÖRÜNTÜLERİ GELMEYE BAŞLAR

Ama ikinci gün her şey değişti. İran bir anda canlandı, şehirleri savunmaya, Tel Aviv'i, Hayfa'yı vurmaya başladı. İsrail bu ölçekte bir cevap beklemiyordu. Üçüncü gün, balistik füzelerin yanında hipersonik füzeler de kullanıldı ve İsrail hava savunma sistemleri bunu engelleyemedi. ABD'den aldıkları savunma füzeleri de engelleyemedi.

İran'ın ilk gün yaşadığı şoku, sonraki günlerde İsrail yaşamaya başladı. Ortadoğu semaları İran füzeleri ile aydınlanıyor, şehirlerde büyük yıkımlar oluyor, İsrail'in askeri yapıları, havaalanları, limanları, elektrik altyapısı vuruluyordu. Tel Aviv'den Gazze görüntüleri gelmeye başladı.

BÖYLE DEVAM EDERSE ATEŞKESİ İSRAİL İSTER

Psikolojik üstünlük İran'a geçmişti. İsrail ilk kez saldırıdan savunmaya geçiyordu. Ama İran'ın bunu ne kadar sürdürebileceği hala kuşkuluydu. Bu durum şunu gösterir; İsrail, etkili bir saldırıya direnecek güçte değildi. On yıllardır oyun kurduğu "saldırarak güç kazanma" taktiği belki de ilk kez yara alıyordu.

İsrail ABD ve Batı ittifakından yardım istedi. Oysa onlar coğrafyanın her ülkesinden, her bölgesinden İsrail'e zaten yardım ediyordu. Kıbrıs Rum Kesimi bile ana saldırı üssü haline getirilmişti. İngiltere, ABD ve Almanya, İran'a saldırıda İsrail'e her türlü askeri desteği verdi ve vermeye de devam ediyordu.

İran, tarihinde ilk kez İsrail'e bu denli bir saldırı yaptı. Buna devam edebilirse, İran değil İsrail ateşkes istemek zorunda kalabilir. Ama kendi içindeki istihbarat taşeronlarını temizlemesi gerekiyor. Türkiye'de yaşanan FETÖ yapılanması nasıl tasfiye edildiyse İran'ın da içinde bir arınma yaşaması gerekiyor.


AŞIRI GÜÇ KULLANIMI KORKUDURİSRAİL İÇİN KORKU TARİHİ BAŞLADI

ABD'nin ve Batı dünyasının artık bu coğrafyada bir ülkeye savaş ilan etme, Irak ve Afganistan gibi işgal etme imkânı yok. İsrail'in de Batı dünyasını istediği gibi "savaşa sokma" yeteneği kısıtlı. 11 Eylül'den bu yana coğrafyamızda yaşanan bütün işgalleri İsrail planladı, ABD ve Avrupa'nın silahlı gücünü kullandı. Ama artık o tarihin sonu geldi. Onlar için başka tehditler var.

Her ne kadar Gazze ve İran'a İsrail saldırıları bir güç gösterisi olsa da İsrail'in dokunulmazlık tarihi bitti. Aşırı güç kullanımı korkudur. İsrail korkuya kapılmış ve çılgınlıklar denemektedir. Ama küresel güç matematiği bundan sonra İsrail'in elini hep zayıflatacaktır.


ŞİZOFREN BİR DEVLET ŞİZOFREN BİR TOPLUM!

İsrail; Filistin'e, İran'a, Yemen'e, Suriye'ye, Lübnan'a aynı anda saldırıyor. Mısır'ı, Türkiye'yi tehdit ediyor. Ürdün'ü kontrol altında tutuyor. S. Arabistan ve Körfez ülkelerini ABD eliyle yönlendiriyor. Bulunduğu coğrafyada aynı anda bütün ülkelerle savaş halinde olan bir devletin yaşaması mümkün değil. Belki Batı dünyasını son bir savaşa sürüklemeye çalışıyor ama bu da mümkün olmayacak.

Asıl İsrail için tehlike çanları çalıyor. Bu kadar nefret toplayan bir devletin, şizofrenleşen bir halkın bu coğrafyada ayakta kalması imkânsız. Tek korku nükleer silah kullanmalarıdır. İnsan genetiği bozulmuş, yeryüzünün tamamı ile düşman olan bir devletin böyle delilikler yapacağı kesinlikle dikkate alınmalıdır.