Gök kubbe çöker mi Yeryüzü lanetlenir mi Gazze filosu insan seline döner mi Sapkın öğretileri ile kıyameti çağıracaklar ey

Bir çocuğun çığlığı gök kubbeyi çökertir mi Acının ve barbarlığın zirvesi başımıza taş yağdırır mı Bir annenin feryadı, bütün, topraktan eşeleyerek çıkardığı çocuk parçaları, yeryüzünü lanetler mi

Bir grup vicdanlı insanın seferi, bir insanlık nehrine döner mi Bir karıncanın ateşi söndürmek içini yola çıkması gibi, denizleri aşıp yardıma koşan küçük gruplar, dünyanın acımasız, yoldan sapmış, şeytanlaşmış düzenini değiştirebilir mi


SOĞUK CÜMLELERİN, EKOPOLİTİK GERÇEKLERİN "TANRILAŞMASI"NI BİR KENARA BIRAKALIM. ŞİMDİLİK!

Soğuk cümlelerin arkasındaki gerçekliklerden, kendi ürettiğimiz "rasyonel" kavramların illüzyonundan, "ekopolitik doğrular"ı tanrılaştırmaktan kopup, ruh dünyamıza, insan dünyamıza, ilk insandan bu yana doğruların ve değerlerin dünyasına, kendi özümüze ve hamurumuza dönebilirsek, ne görürüz

Ne yapmamız söylenir bize Nerede durmamız, ne söz söylememiz, nasıl hareket etmemiz, ne tür riskler almamız, nelere isyan etmemiz söylenir!

Gazze'de bir Filistin meselesi görmüyoruz. Bir Arap-İsrail meselesi görmüyoruz. Bir savaş ya da çatışma görmüyoruz.

İlk insandan bu yana, yeryüzünün tanık olduğu şeytanlaşmanın en aşırı örneğine, mazlumlaşmanın en acı hikâyelerine tanık oluyoruz.


SAPKIN ÖĞRETİLERİ İLE "KIYAMETİ" ÇAĞIRACAKLAR EY İNSAN, EMİN OL!

Gazze'de yeryüzünün tamamını, insan neslinin tamamını hedef alan bir kötülük, bir nefret, bir dinin mensuplarının, bir ırkçı terör aklının tamamen yoldan çıkmışlığını, kontrolden çıkmışlığını, sapkınlığını görüyoruz.

Öyleyse ey insan nesli; bugün Gazze'de bunları yapanların, yarın coğrafyanın her yerinde, dünya genelinde neler yapabileceğini bir düşün. Bugün Gazze'de amacına ulaşırsa yarın çok daha büyük kötülükleri mutlak yapacaktır, bil. Ellerindeki gücü, silahı doğrudan insan ırkına doğrultacaktır, emin ol. Yeryüzünü büyük bir felakete sürükleyecek, sapkın öğretilerine uygun olarak kıyameti çağıracaktır, inan.


EY İNSAN, ONLARIN DİZLERİNİN BAĞINI ÇÖZMEK ZORUNDASIN!

Öyleyse ey insan nesli; bu kötülüğü, bu insan genetiği bozulmuşları durdurmak zorundasın. Bu gücü ellerinden almak, onların dizlerinin bağını çözmek, silahsızlandırmak, devlet olma iznini ortadan kaldırmak, kendilerine verilen haritayı ortadan kaldırmak zorundasın.

Millet olma, devlet olma, ülke olma, insan olma ehliyeti ve sorumluluğu olmayan bu varlıkları kontrol altına almak ve kontrol altında tutmak zorundasın.

Onları vesayet altına almak, özgürlük alanlarını sınırlamak, hayat damarlarını daraltmak, yeryüzünün tamamında kurdukları sistemi çökertmek, onları yalnızlaştırmak, tecrit etmek zorundasın.


"BARBARLARA" KARŞI İNSANLIK SELİ OLŞUTURMAK ZORUNDAYIZ!

Rehin aldıkları ülkeleri, liderleri, siyasi yapıları finansal yapıları hareketsiz bırakmalarına, insanlığa karşı bir silah olarak kullanmalarına engel olmak zorundasın.

Uluslararası sistemin çöktüğü, devletlerin kilitlendiği bu durumda, insan ırkını hedef alan bu barbarlara karşı bir insanlık seferi başlatmak zorundasın. Kurulu sistemler çaresiz kalmışsa, sistem dışı kitlesel hareketlerle hem insanlığı hem de devletleri bu kilitlenmişlikten kurtarmak zorundasın.

Bunu yapabiliriz. Bu mümkün. İnsan nesli, en büyük kaos dönemlerinde bile hep yolunu bulmuştur. Yine bulacaktır.


ARTIK BU İŞİN DİNİ, MİLLETİ, ÜLKESİ, COĞRAFYASI YOKTUR!

Artık bunun ülkesi, milleti, coğrafyası yoktur.

Artık bunun dini, milliyeti, mezhebi yoktur. Artık bunun siyasi hesabı, güvenlik hesabı, çıkar hesabı yoktur. Artık soğuk cümlelerin gerçeklikler dünyasının çok ötesinde, insan nesli için ortak bir tehdit, ortak bir arayış söz konusudur.

Çocukları diri diri toprağa gömen, parçalanmış cesetleri ile alay eden, zevk için bebekleri öldüren, karşısına geçip kahkaha atan, insanlık değerlerinin tamamını reddeden, vahşetin her türünü ibadet aşkıyla yapan, barbarlığın her çeşidini ince ince planlayan bu sadist ruhlar, bu sapkın insanlar sözle hiçbir şey anlamayacak.