BAE-İsrail, Sudan'da Türkiye ile savaşıyor. Ama İsrail Türkiye ile her savaşı kaybetti! Şimdi konvoylar yanmaya, SİHA'lar

Türkiye; Suriye, Karabağ ve Libya'daki oyun değiştirici rolünü bu sefer Sudan'da devreye soktu.

Haritaların korunması, milletlerin korunması, coğrafyanın korunması esasına dayanan, Osmanlı sonrası bir büyük gücü harekete geçiren, ülkelere ve coğrafyaya dönük Batılı müdahale araçlarını etkisizleştiren bu rol, sadece siyasi nüfuz gücü değil.

Dünya savaş tarihini değiştiren, buna bağlı güç matematiğini değiştiren Türkiye'nin bu müdahaleleri, hemen bütün ülkeler için umut haline geldi. Belki de Batılı sömürgeciliğin başlamasından bu yana, beş yüz yıllık tarihte yepyeni şeylere tanık oluyoruz, olacağız.


BAE-İSRAİL DAYANIŞMASI BİR ÜLKEYİ DAHA İMHA EDİYOR…

Batı'nın müdahalesiyle Güney bölgesini kaybeden Sudan, bu sefer de ülkenin Darfur bölgesini kaybetmekle yüz yüze. Ülkede başlatılan iç savaş korkunç bir yıkıma, insanlık trajedisine sahne oldu.

Afrika'nın en güvenli ve güçlü ülkelerinden biri iken, Somali'nin yaşadığı kadere mecbur bırakıldı. Ülkenin altın, petrol ve doğalgazının yağmalanması esasına göre şekillendirilen saldırganlık, soykırıma varan bir toplumsal imhaya dönüştü.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)-İsrail dayanışması bir ülkeyi daha parçalamaya çalışıyor. Gazze'de soykırım yaşanırken de bu dayanışma aynen devam ediyordu. İsrail'in ana lojistiği, mühimmatı, Avrupa'dan, ABD'den ve BAE'den geliyordu.


BU "DAYANIŞMA" TÜRİYE'YE DE SALDIRDI."TÜRKİYE YÜKSELİŞİ" DURDURULACAKTI!

Yemen'in parçalanması, Libya'nın parçalanması, Filistin'in imha edilmesi, Suriye'nin mahvedilmesi hep bu iki ülkenin geleceğe dönük bölgesel hesaplarının parçasıydı. İran'a saldırı, Irak'ın istikrarsızlık içinde boğulması da öyle.

Hiç unutmayız, Suriye'de savaşın kızıştığı günlerde ABD'nin neo-conları, İsrail aşırı sağı ve BAE, Türkiye'de darbe ve rejim değişikliği, Erdoğan'ı devirme, FETÖ darbe girişimlerini birlikte yönetiyordu. Türkiye içinde medyadan siyasi ve ekonomik alanlara kadar nüfuz bölgeleri oluşturuyorlardı.

Türkiye'ye karşı bütün terör örgütlerine bu yüzden destek veriyorlardı. Çünkü "Türkiye Yükselişi"ni görmüşler, bunu durdurmak için bütün Batılı kurumlarla birlikte hareket geçmişlerdi. Darbe girişimlerinden ekonomik saldırılara kadar bilinen her yol denendi.


TARİHE NOT DÜŞMEK: GAZZE SUDAN'A TAŞINDI. VE KORKUNÇ GÖRÜNTÜLER.

Devletlerin ilişkileri dalgalı seyir izler. Bazen düzelir, bazen bozulur. Ama yapılanlar unutulmaz. İlişkiler ne yönde seyrederse seyretsin, tarihe notlar düşmek, doğru olanı yazmak gerekir.

BAE-İsrail dayanışmasının bütün coğrafyaya yaşattığı acılar ve yıkım en son Gazze'de soykırım olarak tarihe geçti. Şimdi de Sudan'da kanlı bir yıkımla devam ediyor.

BAE'nin finanse ettiği, silahlandırdığı, olağanüstü askeri sevkiyat yaptığı Hızlı Destek Gücü (RSF) militanları, Sudan'ın güneyindeki el-Feşir şehrini ele geçirerek binlerce insana yönelik kıyımlara başladı.

Bölgeden korkunç görüntüler geldi. Bu olay, Sudan iç savaşı için dönüm noktası oldu. Vahim durum dünyaya yansıdı, Gazze'deki soykırım yüzünden oldukça duyarlı olan kitleleri harekete geçirdi.


OLAĞAN DESTEK OLAĞANÜSTÜ OLDU.KONVOYLAR YANMAYA, SİHALAR DÜŞMEYE BAŞLADI…

Öteden Beri Hartum yönetimine destek veren, ülkenin bir arada kalması için çaba harcayan Türkiye, olağan desteğini olağanüstü hale getirmek için düğmeye bastı. SİHA'lar, kargo uçakları, sahada hareketlilik arttı. BAE'nin RSF'ye verdiği Çin SİHA'Ları düşmeye, Libya'dan gelen mühimmat konvoyları yanmaya başladı. Muhtemelen "kara"dan da büyük bir hareketlilik başlayacak.

Türkiye, Karabağ, Libya ve Suriye'de oyun değiştiren SİHA gücünü bu sefer Sudan'da deniyor. Üç bölgede başarı nasıl gelmişse, Sudan'da da gelecektir. BAE-İsrail cephesi Sudan'da kesinlikle yenilecek, gücünü ve etkisini kaybedecektir.


MESELE SADECE GAZZE DEĞİLDİ. MESELE SADECE SUDAN DA DEĞİL.

Mesele sadece Sudan değil. Tıpkı Gazze'de soykırım yapılırken meselenin sadece Gazze olmadığı gibi. Osmanlı İmparatorluğu'nun Orta Afrika'da kurduğu güvenlik duvarının aynısını, belki daha güçlüsünü bugün Türkiye aynı yerde kurdu.

Sahel ülkeleri Fransız ve ABD gibi, yabancı güçleri ülkeden kovarken Türkiye bu ülkelere askeri ortaklıklarla yerleşti.

Askeri teknoloji aktarımı, SİHA, zırhlı araçlar, askeri eğitim gibi birçok alanda Türkiye varlığı, bugün o bölgelerdeki en güçlü direnç hattı haline geldi. Atlas Okyanusu'ndan Kızıldeniz'e ve Hint Okyanusu'na uzanan bu devasa kuşakta artık hiçbir ülke Türkiye kadar etkin değil.


ORTA AFRİKA'DAKİ TÜRKİYE VARLIĞI HEDEF ALINIYOR…

Sudan'ın güneyindeki oyun Türkiye'ye karşı kuruldu. BAE-İsrail dayanışması başarılı olursa o bölgeye yerleşecek. Sadece altınlarını, petrolünü yağmalamakla kalmayacak, daha büyük hedefleri var.

Mali'den Nijer ve Nijerya'ya, Somali'den Çad'a ve Libya'ya kadar "Türkiye etkisi"ni hedef alacaklar.

Afrika'nın uyanışına, sömürgeciliğe karşı ortaklıkla yürüyen güç yükselişine karşı yeni bir müdahaleler tarihi başlatacaklar.

Sömürgecilerden kurtulan bu ülkeler, yeniden BAE-İsrail ve arkasındaki Batılı güçlerin boyunduruğu altına girecek. Bu da bölgedeki Türkiye etkisinin sıfırlanmasıyla mümkün.


BAE VE İSRAİL, SUDAN'DA TÜRKİYE İLE SAVAŞIYOR. VİTRİNDE BAE, ARKASINDA İSRAİL VAR

Şu an iki ülke de Sudan'da Türkiye ile savaşıyorlar. Bu bir güç mücadelesi. Ve bu mücadele günübirlik bir şey değil, belki yüz yıl devam edecek, Orta Afrika kuşağının geleceğini şekillendirecek bir savaş.

Dolayısıyla Sudan'da, Mali'de, Çad'da, Libya'da, Nijer'de, Nijerya'da, Somali'de ve birçok Afrika ülkesinde gördüğümüz hesaplaşma, tek bir harita, tek bir tarih, tek bir güç hesaplaşmasının parçasıdır.

Türkiye İsrail'i Gazze'de köşeye sıkıştırdı. Onlar istemese de Türk askeri Gazze'ye girecek. İşte bu, tarih dönüşünün yeni bir işareti olacak. İsrail Suriye'de Türkiye ile savaştı. Libya'da Türkiye ile savaştı.

Gazze'de ve Lübnan'da Türkiye ile savaşıyor. Şimdi Orta Afrika'nın tamamında Türkiye gücüne karşı bir savaş veriyor. Bu savaşların vitrininde BAE, arkasında İsrail var.


İSRAİL TÜRİYE'YE KARŞI HER SAVAŞI KAYBETTİ.COĞRAFYA FORMATLAMA, BAE-İSRAİL GÜCÜNÜ AŞAR.

İsrail Türkiye'yi hedef aldığı bütün cephelerde kaybetti. Suriye, Libya gibi… Türkiye içinde yürüttüğü en büyük savaşı da kaybetti. Şimdi Afrika'nın bütün ülkelerinde Türkiye ile savaşıyor. Not alın; hepsinde kaybedecek. Ve bu kaybedişin en dramatik halini Gazze'de yaşayacak. Sonrasında yakın çevresinde ardı ardına darbeler alacak.

Tarih inşası, coğrafya formatlaması İsrail ve BAE'nin gücünün çok ötesinde bir derin hafıza işidir. Yüz yıl aradan sonra Türkiye geri dönmüştür, tarihin akışını yeniden düzenlemiştir. Yüz yıl sonra ilk kez Artık "harita belirleme"nin imzacı ülkeleri değişmiştir. İsrail bir "Garnizon"dur ve ömrü 20. yüzyılla sınırlıdır.

Bu yüzyılda öyle bir "garnizon"a ihtiyaç kalmamıştır. ABD ve Batılı ülkeler; Afrika'da, Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da hatta Güney Asya'da güç arayışında Türkiye'yi hesaba katmak zorundadır ve böyle de oluyor.


OSMANLI COĞRAFYASI VE DAHASI:BU GÜÇ İNŞASI İNANILMAZ!

Türkiye, Osmanlı coğrafyasının tamamında, hatta daha ötesinde etki alanı oluşturmuş bir ülke. İnsan tarihinin büyük güç kırılması yaşadığı bir dönemde, Cumhuriyet'in kuruluşundan yüz yıl sonra böyle bir etki inanılmaz!

Çünkü Cumhuriyet'in kuruluşu tamamlandı. Selçuklu-Osmanlı-Türkiye Cumhuriyeti "Devletler Sürekliliği" yeni bir aşamaya geçti. Bugün dünyada, bu geçiş dönemini güce dönüştüren en yıldız ülke Türkiye'dir.

Öyleyse, Sudan'daki savaşın seyri, Gazze ve Filistin'in geleceği Türkiye'nin iç meselesidir. Biz daha 1917'de Gazze'de savaşlar veriyorduk, konuştuğumuz bizim tarihimizdir.