Artık Türk-İsrail savaşı kaçınılmaz. Doğrudan askeri karşılık görecek. Batı gücü parçalandı, Türkiye İsrail'in sınırlarına yerleşecek. Bizim haritamızda yeri yok! Türkiye'nin önünde diz çökece

"FilistinlilerleAraplarla Savaş"a ayarlı güvenlik politikaları çöktü. Son elli yıldır İran'la çatışmacı tezi kullanıp varoluşunu güvenceye almaya dönük tez çöktü. Zira hem İran hem İsrail bu "çatışma" tezinden güç sağlıyordu.

İran'ın bu gücü eridi, güç alanı boşaldı. İsrail'inki de eriyecek, güç alanı boşalacaktır. Baas rejimi boyunca Suriye ile dengede tutmaya çalıştığı güvenlik tezi de çöktü. Şimdi yepyeni bir durumla karşı karşıya. Ve bu, İsrail için oldukça kafa karıştırıcı, zihin dağıtıcı bir durumdur. İşte korku tam burada başlıyor.
BATI GÜCÜ PARÇALANDI. İSRAİL İÇİN GÜVEN BİTTİ. BİZİM HARİTAMIZDA YOK.İsrail 1948'den bu yana, tarihinde ilk kez Türkiye ile "açık savaş pozisyonu"na sürüklendi. Bu daha önce hiç yaşanmadı, yaşanması da beklenmiyordu. Çünkü Türkiye, CHP veya Batı'nın tanımladığı hükümetler tarafından yönetiliyor, Batı sistemi içinde konumlanıyor, bu da İsrail için bir müthiş bir güvence oluşturuyordu. Ama aslında bizim coğrafyada Soğuk Savaş dönemi yeni bitti. İsrail'in tek güvencesi olan Batı hızla bölünürken, zayıflarken Türkiye Osmanlı sonrası ilk kez kendi tarihi havzasına, coğrafya haritasına döndü. Ve İsrail artık bu haritanın içinde yer almıyor. Türkiye'nin öngörülebilir gelecek haritasında İsrail'in yeri bulunmuyor.
TÜRKİYE "HAFIZA"SINA DÖNDÜ. OSMANLI'NIN ÇÖKÜŞÜ KADAR ÖNEMLİ BİR OLAY YAŞANIYOR...

Coğrafyamızda devrim niteliğinde iki çok önemli şey oldu ve bu, bölgenin bütün jeopolitik güç haritalarını değiştirecek. Biri Türkiye'nin hafızasının yerine gelmesi. Diğeri İsrail'in aklının karışması. Osmanlı sonrası bölgesel düzenin ürünü İsrail, bu hafızanın devreye girmesiyle korkunç bir varoluş krizi yaşıyor, yaşayacak.

Türkiye'nin hafızasının yüz yıl sonra geri gelmesi, kendi tarih ve coğrafya havzasına yönelmesi, Osmanlı sonrası Batılıların bizim coğrafyada kurduğu bütün düzenleri altüst ediyor, edecek. Aslında şu an coğrafyada, Osmanlı'nın çöküşü kadar büyük bir olay yaşanıyor. İşte bunun sarsıntıları ile yüzleşiyoruz. O deprem Türkiye'dir!


20. YÜZYILIN KORKULARI BİTTİ. ARTIK CESUR İDDİALAR ZAMANI

Coğrafyanın rejimleri ve toplumları, 20. yüzyılın korkularını bilinçaltlarında o kadar canlı yaşıyorlar ki; bu büyük kırılmayı algılamakta zorlanıyorlar. Bu, Türkiye'de bile böyledir.

Çünkü 20. yüzyıl hepimiz için korku yüzyılıdır. Emanet bir yüzyıldır. Dondurulmuş bir yüzyıldır. Eğer bu korku bilinçaltından atılırsa, asıl korkması gerekenlerin İsrail ve 20. yüzyıl aparatları olduğu açıkça ortaya çıkacaktır.

Bu yüzden işte bu özgüveni patlatmak için cesur cümlelere, büyük iddialara, kararlı duruşlara ihtiyacımız var.


İSRAİL SURİYE'DE TÜRKİYE'YE SALDIRIYOR PEKİ "ABARTILI AÇIKLAMALAR" NEDEN

İsrail'in Suriye'ye saldırısı doğrudan Türkiye'ye saldırıdır. Suriye'den çok Türkiye'yi hedef almaktadır. Zaten bunu kendileri de itiraf etmekte, Türkiye'nin Suriye'ye yerleşmesini önleme amaçlı saldırılar yaptıklarını resmi ağızdan dile getirmektedir.

Garip bir şekilde, bu konuda abartılı bir açıklama trafiği yaşamaktayız. Kanaatimce bu abartma korkudan kaynaklanmaktadır.

Suriye'nin güneybatı bölümünde işgaller, Türkiye-Suriye sınırına yakın Akdeniz bölgesine hava saldırıları, Türkiye'nin askeri üs kurmayı planladığı tesislere göz göre göre saldırılar İsrail'in Türkiye ile savaşı açık etmesidir.

Bu saldırıların elbette Türkiye'yi durdurma gücü yoktur. Burada amaçlanan gürültüyü artırıp Batı dünyasında Türkiye üzerinde baskı oluşturmak, Suriye yönetimini korkutup Türkiye ile arasına mesafe koymasını sağlamaktır.


BATI'DA BU GÜÇ PARÇALANMIŞLIĞI VARKEN, İSRAİL'İN TÜRKİYE'Yİ DURDURMASI MKÂNSIZ.

Ancak Batı'nın güç parçalanmışlığı böyle bir amacı imkânsız kılacaktır. İsrail'in bu tezinin de bir karşılığı olmayacaktır. Zira Türkiye, Batı'dan gelecek tazyiklere eskisi gibi açık bir ülke değildir.

Tam da Avrupa savunması için Türkiye'den destek istendiği bir dönemde bu hiç mümkün olmayacaktır. Bu arada, Gazze'deki soykırım İsrail'in Batı'daki destekçilerini büyük oranda zayıflatmış, parçalamıştır.

İsrail ne yaparsa yapsın Türkiye'nin bölge genelinde ortak güvenlik alanları inşasını engellemesi mümkün değildir. Suriye'de belirlenen her askeri üs kesinlikle kurulacaktır. Suriye ordusu modernize edilecek, hava savunması sağlanacak, güçlü bir Suriye inşa edilecektir.


HAYALLERİN SONU İNTİHARDIR! İSRAİL ZAYIFLIKLARINI AÇIK ETTİ.

İsrail, Gazze ve Batı Şeria'dan sonra Lübnan'ı ve Ürdün'ü baskı altında tutuyor. Aynı baskıyı Suriye ve Mısır'a da yaymaya çalışıyor. Bu ikisi mümkün olmayacaktır.